İbrahim Toprak - Şükrü Gündüz /Doğruhaber
Myanmar’da Arakanlı Müslümanlara yönelik soykırım bütün tepkilere rağmen devam ediyor. Myanmar’dan kaçan Müslümanlar Bangladeş’te bulunan mülteci kamplarına sığınırken kaçamayanlar ise fanatik Budistler tarafından vahşice katlediliyor. Katliamdan kaçanlar için ölüm korkusu bitmiyor. Bu kez de sığındıkları mülteci kamplarında bir lokma yiyecek bulmanın endişesi başlıyor.
Mülteci kamplarında yardım çalışmaları yapmak için bölgeye giden İHH yardım ekibinden İslam Arslan, Arakan dönüşü izlenimlerini Doğruhaber’e anlattı. Arakanlıların durumunu Bangladeş ve Myanmar arasında bir mengeneye sıkışmış insanlar olarak tanımlayan Aslan, yaşananların dünya gündemine gelmesine rağmen katliamların devam ettiğini söyledi. İşte Arakan`dan gelen son haberler…
İNANÇLARINDAN DOLAYI KATLEDİLİYORLAR
Myanmar’da yaşanan soykırımın asıl sebebi nedir?
Arakanlı Müslümanların durumunu Bangladeş ve Myanmar arasında adeta bir mengeneye sıkışan insanlar şeklinde özetleyebiliriz. Mengenenin Bangladeş tarafında birçok sıkıntı yaşanırken Myanmar tarafında ise Budist cuntası çok açık şekilde bir katliam yapıyor. Yıkıcı, yok edici bir soykırım yapılıyor. Bu soykırımın sebebi bu insanların Müslüman olmasıdır. Budist Myanmar yönetimi de bu insanları topraksızlaştırmak istiyor. Dünyanın bu katliama sessiz kalmasından da cesaret aldılar. Haziran ayındaki olaylar başladığında iki ay boyunca iki bin Müslüman katledildi. Köyler yakıldı, toplu infazlar yaptılar. Yıldırma maksadıyla kadınları ve kızları alarak toplu tecavüzler yaptılar.
NAF NEHRİNDE BİNLERCE ŞEHİT
Katliamlardan kaçabilenler kurtuluyor mu?
Bu zulümden kaçan insanlar en güvenli yer olarak gördükleri Bangladeş’e yöneldiler. Bangladeş’e geçmenin tek yolu da Naf Nehrini geçmektir. Bu geçişlerde son yüzyılda dört tane büyük kamp onlarca da küçük mülteci kampları oluşmuş durumda. Bu kamplar kuzeyden güneye doğru Bangladeş sınırı boyunca sıralanmış. Son iki ayda Naf Nehrini geçmeye çalışan Arakanlı Müslümanlar adeta bir katliama maruz kaldılar. Bangladeş askerleri kıyıdan bu insanları yaylım ateşine tuttu. Bu ateş sırasında kayıkların çok ilkel olması ve kapasitesinin üstünde insan taşıması nedeniyle su alıp battılar. Bu kayıkların batması ve yaylım ateşinde insanların ölmesi sonucu Naf Nehrine binlerce şehid verildi. Biz Naf Nehrinin kıyısına gittiğimiz zaman orada hayatını kaybeden kardeşlerimize Fatihalar okuduk. Ne kadar şehidimiz olduğunu bilmiyoruz. Naf Nehri tıpkı Bosna Hersek’teki Drina Nehri gibi bizim için şehidlerimizin olduğu bir nehirdir.
İHH mülteci kamplarında ne tür çalışmalar yapıyor?
İHH olarak Budist cunta yönetiminden kaçarak Bangladeş’teki kamplara sığınan Arakanlı Müslümanlara gıda yardımı ve çok amaçlı yaşam malzemesi yardımı yapmaya devam ediyoruz. Yaptığımız yardımlarda önceliği Haziran ayında başlayan katliamdan sonra bu kamplara gelenlere veriyoruz. Bu yeni mültecilerin hiçbir şeyleri yok. Hiçbir şeyleri olmadan Bangladeş tarafına geçiş yapıyorlar. Bölgede muson iklimi olduğu için yağmurlar çok şiddetli bir şekilde yağıyor. Dağıttığımız yardım malzemeleri arasında branda var. Branda oradaki insanlar için ev demek. Başlarını sokabilecekleri bir ev demek. Yaşam malzemeleri seti, gıda malzemeleri seti ile beraber kamplarda kalanlara nakdi yardımlar da yapılıyor.
MÜSLÜMANLARA KARŞI ZALİMANE TAVIR DEVAM EDİYOR
Arakan’da katliamlar devam ediyor mu?
Arakan, Myanmar içinde devasa bir toprak parçasıdır. Arakan’da haber alınamayan bölgeler var. Köyler yakılıyor, insanlar yok ediliyor kimsenin haberi olmuyor. Biz orada iken bir gecede Budistler 40 kişiyi katlettiler. Bir gün sonra 15 kişi katlettiler. Bu katledilenlerin iki üç katı ağır yaralılar var. Müslüman ülkelerin tepki göstermesi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Myanmar’a gitmesi katliamları durdurmadı ancak bir nebze yavaşlattı. Ama oradaki Müslümanlara yönelik zalim tavır devam ediyor. Bunun karşısına ciddi bir tavır konulduğunu söyleyemeyiz.
ÇÖZÜM, MÜSLÜMANLARIN BİRLİK BERABERLİĞİNDEDİR
Sizce sorunun çözülmesi için ne yapılmalıdır?
Bunun için çok ciddi uluslararası bir siyasi baskı gerekiyor. Uluslararası misyonların yaptığı yardımlardan ziyade Müslümanların bu işe el atması lazım. İslam dünyası ve Müslüman toplumların Endonezya, Arabistan, Mısır, Türkiye, Malezya ve İran beraber ortak bir tavır koyup bir baskı oluşturdukları zaman daha iyi gelişmeler olur. Orada insanların nefes alabilmesi ve kalıcı bir sükûnetin gelebilmesi için orada yapılan katliamların durdurulması ve Myanmar’ın bu zararları tazmin etmesi gerekiyor. Bütün bunların yapılabilmesi için de çok ciddi bir uluslararası baskı gerekiyor.
ARAKANLILAR DÜNYADAN İZOLE EDİLMİŞLER
Arakanlı Müslümanlarla bir arada kaldınız. Onlarla konuşma görüşme imkânı buldunuz. Onların beklentileri veya istekleri neler. Size ne söylüyorlardı?
Bölge tamamen yoksullukla boğuşuyor. Bu insanlar yaşam şartları açısından çok aşağıda yaşıyorlar. Duygularını ifade edemiyorlar. Neden ifade edemiyorlar? Elinizden her şeyinizin alındığını düşünün ve dünyada izole edilmiş insan grubu olduğunuzu düşünün, tamamen dünyadan izole edilmişsiniz, dünyada hiçbir anlamınız yok. Elinizde hiçbir iletişim olanağınız yok. Paranız da yok yaşam malzemeniz de yok. Üç beş Müslüman size yardım ederse ne ala, etmezse o çamur deryası içinde o kamplarda yaşayacaksınız. Bu insanların, dünyanın içine çekilmesi gerekiyor. Yardımların ikincisi ve üçüncü aşaması olan sosyal yardımlara geçilmesi gerekiyor.