Bu çerçevede, güvenliğin pekiştirilmesi ile toplumun her kesiminin yararlandığı demokratik standartların daha da geliştirilmesinin birbirine alternatif teşkil etmediği anlayışından hareketle, devletin bekasının her şart altında korunması çabalarıyla kişisel hak ve özgürlüklere saygının daha da güçlendirilmesi arasındaki olmazsa olmaz nitelikteki dengenin gözetilmesinin, öncelikli hedefi teşkil ettiğini vurgulayan Çiçek, şunları kaydetti:
``Öte yandan ülke ve birey güvenliğinin, karşı karşıya bulunulan sorunların yalnızca bir veçhesine odaklanan tek yönlü yaklaşımlarla sağlanamayacağı bilinmektedir. Bu itibarla bir yandan bireysel hak ve özgürlükler ile toplumsal refahın daha da genişletilmesi ve güçlendirilmesi, diğer yandan da bireysel hak ve özgürlüklerin kullanımının toplumun huzur ve güvenliğine zarar verecek mahiyette istismarının önlenebilmesi yönünde, milli bir mutabakata dayanan ve bu alandaki uluslar arası normlara uygun çok yönlü kapsamlı ve kapsayıcı nitelikte tedbirler alınması gerekmektedir.
Bu bağlamda toplumun ve bireylerin yararlandığı özgürlükler alanının genişletilmesi, demokratik standartların yükseltilmesi daha özgür ve eşitlikçi bir toplumsal ve siyasal ortamın sağlanması yaklaşımı esas alınmalı, toplumsal huzur ve güvenlik ile bireyin en temel hakkı olan yaşam hakkını hedef alan terör ve şiddet eylemleri gerekçesi her ne olursa olsun, reddedilmeli ve kararlılıkla engellenmelidir.
Terörle mücadelede etkin ve kalıcı başarının sağlanmasında ulusal bir mutabakat ortamının tesisi büyük önem taşımaktadır. Bu çerçevede, başta siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve ülkemizin birlik ve bütünlüğünün korunmasında büyük fedakarlık sergileyen şehit yakınları ile terör kurbanlarının aileleri olmak üzere, toplumun her kesimini kapsayacak daha etkin bir ulusal mutabakatın tesisi gerekmektedir. Bu şekilde teröre karşı güçlü bir ortak toplumsal tepki sergilenebilecek, terörle mücadeledeki birlik ve beraberlik daha da güçlendirilecektir.``
``Teröre Karşı Ulusal Mutabakat``
Çiçek`in tartışmaya açtığı 11 maddelik ``Teröre Karşı Ulusal Mutabakat`` ilkeleri şunlar:
1- Şiddeti ve terörü benimseyen hiçbir anlayış veya hareket tarzı kabul edilemez. Bu nedenle, hangi maksatla olursa olsun, terör ve şiddet yöntemlerine başvurulmasını, bunun mazur gösterilmesini, desteklenmesini ve teşvik edilmesini reddediyoruz. Bu anlayışla terör örgütlerine katılmış herkese, yasalar tanınan imkanlardan yararlanarak silahlarını bırakmaları çağrısında bulunuyoruz.
2- Terör devletin bekasını ve bireysel hak ve özgürlükleri tehdit eden ve toplumun tüm kesimlerinin katılacakları çok yönlü mücadeleyi gerekli kılan bir sorundur. Bu sorun sadece güvenlik tedbirleriyle çözülebilecek bir nitelik taşımamaktadır. Bu çerçevede, terörle mücadele hükümetin, TBMM`de yer alan veya TBMM`de temsil edilmeyen tüm siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve toplumun her kesiminin ortak bir sorumluluk anlayışı çerçevesinde birlikte ve uyum içerisinde hareket etmelerini gerektiren bir görevdir.
3- Bu anlayış doğrultusunda terörle mücadele demokratik hukuk devletinin temel ilkeleri ve insan haklarına saygı sınırları çerçevesinde yürütülecek, bu temelde yaklaşım çerçevesinde benimsenecek tedbirler partiler üstü bir anlayış ve yaklaşımla ve her halükarda tüm siyasi mülahazaların dışında tutularak bu konudaki toplumsal dayanışmayı sergileyecek surette ele alınacak ve uygulanacaktır.
4- Her türlü terör eylemi ve şiddete karşı çıkılması hükümetin ve siyasi partilerin olduğu kadar tüm demokratik kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin ve bütün yurttaşların da görevidir. Bu çerçevede tüm sivil toplum kuruluşlarının ve bütün yurttaşların özellikle gençlerin ve kadınların terör eylemlerine ve terörizmin her türüne karşı duruşlarını toplumsal dayanışmayı ortaya koyacak mahiyetteki barışçı ve demokratik yöntemlerle sergilemeleri büyük önem taşımaktadır.
5- Terörle mücadele devletin, vatandaşının can ve mal güvenliği ile temel hak ve özgürlüklerinin korunması konusundaki anayasal görevi ve bu çerçevede ilgili yasaların güvenlik güçlerine verdiği yetki doğrultusunda kararlılıkla sürdürülmeye devam edilecektir. Bu bağlamda güvenlik güçlerinin ihtiyaç duyacakları imkan ve yeteneklerin geliştirilmesi öncelikli öneme haizdir.
6- Daha demokratik, daha eşitlikçi ve daha özgürlükçü bir devlet toplum ilişkisi tesisi için yurttaşlarımızın bireysel hak ve özgürlüklerini çoğulculuk anlayışı çerçevesinde ve daha geniş bir bakış açısıyla güvence altına alacak yeni bir anayasa toplumun tüm kesimlerinin katılımı ve mutabakatı da sağlanmak suretiyle süratle hazırlanacaktır.
7- Güneydoğu Anadolu bölgesinin temel sorunlarından biri ekonomik kalkınmadır. Kalkınma hedefi bütüncül bir yaklaşımla ele alınacak bu doğrultuda toplumsal ve kültürel yaşamdan idari yapılanmaya, ekonomik kalkınmadan bölgesel gelişmeye kadar bir dizi, iktisadi ve kültürel tedbir etkin bir şekilde uygulamaya konulacaktır. Bu tedbirlerin uygulanmasında üniter ve ulus devlet yapısına, idarenin bütünlüğüne ve idari vesayet ilkelerine zarar vermeyecek şekilde, yerel yönetimlerin daha güçlü bir idari ve mali yapıya kavuşturulması yaklaşımı benimsenecektir.
8 - Terörle mücadelenin bir diğer önemli veçhesi de etkin uluslar arası işbirliğinin sağlanmasıdır. Bu bağlamda gerek ülkelerle temaslarda, gerek bölgesel ve uluslar arası örgüt ve platformlarda, terörle mücadelede sergilenen işbirliği ve ülkemizde bu alanda milli bir mutabakat çerçevesinde yürütülen ortak mücadelenin anlatılması için birlikte çalışılacaktır.
9 - Şehit ailelerinin, terör mağdurlarının ve bunların yakınlarının durumlarının daha da iyileştirilmesi için gerekli tedbirler alınacaktır.
10 - Bu mutabakata taraf olan siyasi partiler ve STK olarak, bu mutabakattaki ilkeler doğrultusundaki her türlü işbirliğine partiler üstü bir yaklaşımla yaklaşacağımızı ilan ediyoruz.
11 - Bu çerçevede bütün yurttaşların başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerini korumak ve daha da geliştirmek için birlikte çalışacağımızı beyan ediyor ve toplumun tüm kesimlerini bu mutabakatta ifadesini bulan yaklaşımı benimseyip desteklemeye devam ediyoruz.