Şükrü Gündüz / Doğruhaber
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta Madımak Oteli’nin yakılmasına karıştığı iddia edilen Bülent Düğenci’ye müebbet hapis cezası verdi.
Mahkeme daha önce verdiği kararında Düğenci’ye 765 Sayılı TCK’nın 450/4. maddesine göre 15 yıl hapis cezasına mahkûm etmişti. Ancak Yargıtay 9. Ceza Dairesi verilen bu cezayı yeterli görmeyerek Düğenci için 765 Sayılı TCK’nın “Anayasal düzeni cebren değiştirmeye kalkışmak” suçuna ilişkin 146/1. maddesinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle mahkemenin kararını bozmuştu. Mahkeme de Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin istediği cezayı verdi.
MADIMAK ÖNÜNE HİÇ GİTMEDİ AMA CEZA ALDI
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, düğenciye Sivas davası iddianamesinde “Topluluğu yönlendiren, slogan atan, sevk ve idare eden, Madımak Oteli önünde halkı galeyana getiren” kişi olması nedeniyle müebbet hapis cezası verdi. Avukatı ve şahitler tarafından Düğenci’nin olay yerinde olmadığı ispat edilmesine rağmen ayrıca olaylar esnasında çekilen 7 buçuk saatlik video görüntülerinde ve 450 tane polis fotoğrafların da hiçbirinde olmamasına rağmen mahkeme heyeti Düğenci’ye bu cezayı verdi.
BU KARAR VE BU DAVA SİYASİDİR, HUKUKİ DEĞİLDİR
“Sivas davası tamamen siyasi bir davadır ve verilen karar da siyasi bir karardır” diyen Bülent Düğenci’nin avukatı Hüseyin Sever, “Sivas’ta Madımak Oteli önünde toplanan insanların hiçbiri devleti yıkmak için yürümedi. Orda valiye ve kültür müdürüne tepki vardı. Dünyanın hiçbir yerinde insanlar yürüyüş yapınca devlet yıkılmaz. Orda bana göre iş hukuk çerçevesinde kalacaksa 15 bin kişi yürüdü. Bu davadan yargılanan 30-40 kişi yürümedi. O 15 bin kişiye de böyle ceza vermek gerekirdi. Öyle bir şey yapmadılar. Bu insanları kurban olarak seçtiler. Bu insanların bu kadar ceza alması için yeterli bir delil yok. Bu kişiler Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin zorlama yorumlarıyla ceza aldılar. Bunlara daha önce 15 yıl hapis cezası verildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi mahkemenin bu kararını kabul etmedi. Bunlara 146. maddeden ceza verilsin dedi. Mahkeme de şimdi verdiği bu kararla Yargıtay’ın bu kararını kabul ederek bu cezayı verdi” şeklinde konuştu.
YARGITAY 9. CEZA DAİRESİ’NE GÖRE, İKİ SAATTE NELER YAPILMAZ Kİ
Bülent Düğenci’nin avukatı Hüseyin Sever, “Müvekkilim olay günü işteydi ve Madımak Oteli’nin önüne hiç gitmedi. Biz bunu belgelerle ve şahitlerle ispat ettik. Ama mahkeme bunları dikkate almadı ve müvekkilime ceza verdi” diyerek mahkemenin hukuksuz bir karar aldığını belirterek şöyle konuştu: “Müvekkilim saat 17.30’da çalıştığı Devlet Demir Yollarında kartını okutarak çıkıyor. Burası devletin bir kurumu. 19.30’da ise Sivas İstanbul seferini yapan otobüsle sefere çıkıyor. Bu aradaki zaman zarfında da fabrikadan evine yürüyerek gidiyor. Evinde banyo yapıp tıraş oluyor. Apoletli şoför gömleği giyip çocuklarını kayın validesinin evine bırakıyor. Oradan şehir merkezine gelip firmanın servis aracına binip otogara gidiyor. Yargıtay 9. Ceza Dairesi bu adam her ne kadar bunları ispat etse de Sivas gibi küçük bir vilayette iki saat içinde bütün bu işleri yapabilir diyerek şüpheden böyle ağır bir ceza verilmesini istiyor. Halbuki ceza hukukunda şüphenin sanık lehine yorumlanması gerekiyor. Ama Yargıtay 9. Ceza Dairesi siyasi bir karar vererek müvekkilimin bu cezasını onaylıyor.”
YARGITAY 9. CEZA DAİRESİ İDEOLOJİK DAVRANIYOR
30 yıllık hukukçu olduğunu ve hiçbir ceza davasında yürüyüşe katıldı diye kimseye 146. maddeden ceza verilmediğini belirten Sever, “Çünkü yürüyüşe katılmak ayrı şey, devleti temelinden yıkmaya çalışmak ayrı şey. 146. madde anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeyi kapsıyor. Anayasayı zorla ortadan kaldıran Kenan Evren ise bu gün elini kolunu sallayarak ortada geziyor. Bu dosyada ayrıca mahkeme ben hukuka uygun bir karar verirsem Sivas davası tekrar tartışmaya açılır. Önceden kapatılan 44 dosyaya emsal teşkil eder diye bu hukuksuz karara imza attı. Verilen bu karar hukuka uygun değildir. Birileri Yargıtay 9. Ceza Dairesinde kümelenmiş, Müslümanlarla ilgili davalarda hep aleyhlerinde kararlar veriyor. Ama aynı daireye giden PKK ve sol davalarla ilgili dosyaların tamama yakını sanıkların lehine bozuluyor. Bu da oradaki kişilerin zihniyetini yansıtıyor” şeklinde konuştu.
BU HUKUKSUZ KARARI MEDYA GÖRMÜYOR
Sivas davası ile ilgili verilen bu hukuksuz kararın ne muhafazakâr ne de diğer medya kuruluşları tarafından görülmediğine dikkat çeken Sever, maalesef, medya birilerinin güdümünde birilerinden işaret almadıkça hakkın ve adaletin yanında yer almıyorlar. Bu mahkemenin kararı 30 yıllık meslek hayatımda öğrendiğim bütün bilgileri tepe taklak etti. Buna rağmen bu konu medyada yer almadı. Kimse bu konu hakkında haber yapmak istemiyor” diye konuştu.