Uluslararası Ceza Mahkemesinde devam Mavi Marmara davasıyla ilgili yeni bir gelişme yaşandı. Mahkeme ilişkin bilgi veren İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Uluslararası Ceza Mahkemesinin dün itibariyle siyonist işgalcilerin itirazlarını reddettiğini ifade etti.
Yemen’de yaşanan insanlık krizine dikkat çekmek amacıyla İnsanı Yardım Vakfı (İHH) tarafından Gaziantep'te bir kahvaltı programı düzenledi. İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım’ın yanı sıra kurum yetkililerinin ve kentteki sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile vatandaşların katıldığı kahvaltıda Yemen’de yiyecek sıkıntısı çekenlere dikkat çekmek amacıyla sadece bir kase çorba ile buğday ekmeği ikram edildi.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda İHH Gaziantep Şube Başkanı Tuncay Mengilli açılış ve selamlama konuşmasını yaptı.
Programda konuşan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, İslam dünyasının en fakir 5 ülkesinden birinin Yemen olduğunu ama buna rağmen Filistin’e en çok yardımı da Yemen halkının yaptığının altını çizerek, “Yemen İslam dünyasının kapısıdır. Yemen giderse Mekke, Medine ve Kudüs gider.” dedi.
“Dünyanın en fakir ülkeleri Müslüman ülkeler”
En büyük yeraltı kaynaklarının ve zenginliklerinin Müslüman İslam coğrafyalarında olmasına rağmen dünyanın en fakir ülkelerinin Müslüman ülkeler olduğuna dikkat çeken Yıldırım, “Bugün Yemen için bir araya geldik. Fakat dünyadaki meseleler sadece parça parça ele alınmaması gereken meselelerdir. Yemen'in başına bu sıkıntılar neden geldi, öncelikle bunu anlamak zorundayız. Şu anda dünya nüfusunun yüzde 24'ünün Müslümanlar oluşturmaktadır. Coğrafyanın da yüzde 28'i de Müslüman topraklar olarak biliniyor. Ama yeraltı kaynaklarının ve zenginliklerinin yüzde 60'ı bizim topraklardır. ‘Fakat biz bu yüzde 60'ın yüzde kaçını kullanıp, üretime çevirebiliyoruz?’ diye sorarsanız, yüzde 2’sini üretime çevirip, kullanabiliyoruz. Bundan dolayı dünyanın en fakir ülkeleri Müslüman ülkeler.” dedi.
“Yeraltı kaynaklarını ve zenginliklerini kullanabilirsek yeryüzündeki zulümlere durur”
Dünyanın en zengin Müslüman ülkesinin Türkiye olduğunu belirten Yıldırım, “Bu Müslüman ülkelerin doğal olarak durumunu ortaya koyuyor. İslam ülkeleri olarak ticaret hacmimiz 18 trilyon ve 11 trilyon doları biz da sıcak para döndürüyoruz. Eğer biz ayağa kalkıp bu yüzde 60’ı yani yeraltı kaynaklarını ve zenginliklerinin kullanmayı becerebilir, başarabilirsek yeryüzündeki bütün zulümlere durduracak bir refah düzeyine ulaşabiliriz. Onun için İslam dünyasının kaosa, gözyaşına boğulması ve parçalanması gerekiyor. Batılı ülkelerin nüfusu dünya nüfusunun yüzde 11 olmasına rağmen yüzde 70’lik bir şekilde dünyanın yeraltı kaynaklarını ve zenginliklerini kullanıyorlar. Peki, biz de akıl yok mu? Biz de akıl var ama neden gelişmediğimize baktığımızda birinci sırada sömürgecileştirilme yatıyor. Bir kere özgür düşüncemiz elimizden alınmış, sömürülmüşüz. İkinci sırada eğitimsizlik olarak tespit ediliyor. Doğal afetler, savaşlar, işgaller derken ekonomik kırılma ve yönetim tarzındaki kısa süreli zamanlar. Fakat şu anda Allah’a şükürler olsun Türkiye bunu aştı.” ifadelerini kullandı.
“Filistin’e en çok yardımı Yemen halkı yapıyor”
Yıldırım, İslam dünyasının en fakir 5 ülkesinden birinin Yemen olduğunu ama buna rağmen Filistin’e en çok yardımı da Yemen halkının yaptığının altını çizerek, “Yemen İslam dünyasının kapısıdır. Yemen giderse Mekke, Medine ve Kudüs gider. Tarihte iki defa Allah Resulünün (Aleyhisselam) mübarek naaşını almak için harekete geçtiler. Yavuz Sultan Selim'in oralara sefer yapması nedeni de buydu. Yemen kapıdır. İşte Yemen şu dönemde de çok önemli bir görevi görüyor.” şeklinde konuştu.
“Dünyada en büyük zulüm Doğu Türkistan’da yaşanıyor”
Bugün dünyada en büyük zulmün Doğu Türkistan’da yaşandığını vurgulayan Yıldırım, “Oranın sesini bile duyamıyoruz. Bakın Arakan’da erkekler en azından ağlayarak ‘kadınlarımıza ve çocuklarımıza bu işkence yapılıyor, çaresizim’ diyor ve kameranın karşısına geçip ağlıyor. Ağlayarak bile olsa sesini duyurabiliyor. Biz Doğu Türkistanlı ağlamaya kalktığı an
akrabaları toplama kamplarına gönderiliyor ve evlerine de Çinli erkekler ‘ikiz kardeş projesi’ gereği giriyor, kapılar aynen Endülüs’te olduğu gibi açık kalmak zorundadır. İşte onun için şu an dünyada siyonizmin yönlendirdiği iki tane büyük emperyalist devletin ekonomik savaşıyla karşı karşıyayız. Biri Amerika'dır biri de Çin'dir. Çin emperyalizmiyle Siyonizm, Amerika emperyalizminin ortak bir görevi vardır, oda İslam dünyasının bu yüzde 60’lık yer altı kaynaklarını kullanarak dünyada din ve mezhep ayrımı yapmadan yeryüzüne refah ve huzur getirmesine engel olmaktır. Çünkü Müslüman bilir ki hiç kimsenin dinine dokunulmaz. Hiç kimsenin dini zorla değiştirilmez. Hangi dinden olursa olsun kardeşiz. Bunun için ne yaptılar? Son yüzyılda kardeşiz derken mazlumlar ile zalimler ile değil, zalimlerin karşısında dimdik ayakta olacağız. Zaten görevimiz budur.” diye konuştu.
“Deniz ipek yolunun en önemli ayağı Yemen'den geçiyor”
Yıldırım, “Son yüzyılın en büyük projesi İpek yolunu gerçekleştirmektir. İpek yolunun en önemli ayağı Yemen'den geçiyor. Yemen'deki özellikle de deniz ipek yolu çok önemlidir. Beş tane büyük limanı şu anda kim alacak kavgası var. Bu nedenle Çin emperyalizmi ile Amerika emperyalizminin vekalet savaşları Yemen'de yapılıyor. Kardeş kardeşi öldürüyor. Sonuçta da ne ile karşılaşıyoruz? Ekmek dahi veremediğimiz çocuklarla karşılaşıyoruz. Şu anda İHH’da dahil bütün yardım kuruluşlarının yapmış olduğu yardımlar faydalıdır ama yeterli değildir. Biz daha çok bu yardımları yaparken bu savaşların neden olduğunu politik gerçeklerini öğrenip bu savaşları durdurmak mecburiyetindeyiz ki topyekûn bir fayda elde edilsin. Bu nedenle Yemen ile ilgili taraf ülkelerin bütün yetkilileri ile görüştük. Onlara bir öneride bulunduk. ‘Üç ay ateşkes yapın. Bu ateşkes sırasında tam 56 bölgede savaş var. Biz bütün bu bölgelere yardım götürelim’ dedik. Biz Gazze'ye neden gittik? Dedik ki; Cenevre sözleşmesine göre bir bölgede ambargoya uğramış bir topluluk varsa oraya yardım kuruluşları yol açar ve devletler buna izin vermek zorundadır. Mavi Marmaray'ı bunun için çıkardık. Bunu yapan israildi ve israil Gazze'de zülüm yapıyordu? Peki, Müslüman ülkeler size ne oluyor? Şu anda israilin Gazze'de yaptığından daha kötülerini siz yapıyorsunuz. Allah’a hesap vermeyecek misiniz? Çocuklar açlıktan ölüyor. Ama nedir? Şii-Sünni, ideolojik savaş mezhep kavgası yapıyorsunuz. Allah'tan korkun! Düşmanınıza bile siz bunu çektiremezsiniz. Çünkü Allah bunu yasaklamıştır. Yemen’in bazı bölgelerinde kısmen başarı elde ettik. Bazı bölgelere yardım götürmek için ateşkesler yapıldı ama daha istediğimiz sonucu elde edemedik. Ama gayret edip, çalışacağız. Tabi bunun için önce toplumun şuurlanması ve bilgilenmesi lazım.” diye belirtti.
Yemen'de, Suriye'de, Mısır'da ve dünyanın her tarafında şu an Müslümanların birbirlerini katlettiğini belirten Yıldırım, bu durumun üzücü bir durum olduğunu ifade etti.
Suriye'de tam 7 yıldır kadın ve çocukların hapiste olduğunu belirten Yıldırım, rejim zindanlarında 6 bin ile 15 bin arasında kadının ve 2 bine yakında çocuğun bulunduğunu, yapılan tespitlere göre ise kadın ve çocuklara yapılan işkencenin anlatılır yanının bile olmadığını belirtti.
“Suriye zindanlarındaki kadın ve çocuklar için çağrı yapılacak”
Yıldırım, Suriye'de cezaevlerinde tutulan kadın ve çocukların bir an önce serbest bırakılması için uluslararası kamuoyunun harekete geçmesi için 20 Şubat'ta 101 ülkeden gelecek aralarında kadınlarında olduğu yetkililerden oluşan bir heyetle basın toplantısı düzenleyecekleri bilgisini verdi.
Suriye hapishanelerindeki kadınların ve çocukların özgürlüklerini talep etmek amacıyla 8 Martta da çok büyük bir eylem yapmayı planladıklarının bilgisini veren Yıldırım, “Allah nasip ederse Suriye'deki bu kadınlar için bütün sivil toplum kuruluşlarımızın desteğine ihtiyacımız var. 8 Mart'ta bazılarınız ‘biz 8 Martı bugüne kadar hep ret ettik’ diyebilir ama çok düşündük. Suriyeli kadınlara da ‘senin sesini 8 Mart'ta en fazla dünyaya duyurma imkanımız varken, ideolojik bir bakış açısıyla bundan vazgeçtik.’ dersek her işkence edildiği saniye için bize beddua eder. Bu nedenle 8 Mart'ta şu an bütün dünyada bu konu dikkate alınacağı için oraya yönelik de büyük bir eylem ile bunu bitireceğiz. En az 50 ülkede çeşitler eylemler yapılacak. Bütün devlet liderlerine mektuplar gönderildi. İnşallah bu 2 bin çocuk ki bunların bir kısmı hapishanelerde doğdu. Allah kimseye göstermesin. Bunların hepsinin kurtuluşu için gerekli çalışmayı yapacağız. Onun için İslam dünyasının kurtuluşu topyekûn olmakla mümkündür.” diye konuştu.
“israil tarihinde ilk defa ceza almış olacak”
Uluslararası Ceza Mahkemesinde devam Mavi Marmara davasıyla ilgili yeni bir gelişme hakkında da bilgi veren Yıldırım, “Dün itibariyle aldığımız bir müjdeyi de vereyim. Uluslararası Ceza Mahkemesinde Mavi Marmara davasını biz hiç bırakmadık, devam ettirdik ve çokta büyük sıkıntılar çektik. israil çok büyük sıkıntılar yaptı. Bazı arkadaşlarımızı şehid etti. Buna rağmen devam ettik. Dün itibariyle israilin itirazlarını mahkeme reddetti. Daha önce biliyorsunuz raporu hazırlayan kişi kızıyla tehdit edildi ve bu raporu değiştirmişti. Şimdi yine mahkeme tehdit ediliyor ama mahkeme dik durdu. Çünkü çok ciddi bir şekilde deşifre ettik. İnşallah önümüzdeki günlerde israil tarihinde ilk defa ceza almış olacak. Bunu da yaşayacağız. israilli bakanlar ve başbakan israilin dışına çıkamayacak. Aynı Gazze'den Müslümanlar nasıl çıkarmıyorsa, onlar da israilden dışarı çıkamayacaklar.” dedi.
Programda bir konuşma yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de Filistin Dostluk Grubu ile Gazze’ye, Somali’ye Arakan’a gittiğini ve Yemen’e yardım yapan tüm STK’lar gibi kendilerine düşeni de yapmaya hazır olduğunu söyledi.
Dünyanın yoksulluğun bir doların altında yaşayan insanlar ile dolu olduğunu ve bunun yüzde 80’nin Müslümanların olduğunu ifade eden Şahin, Müslümanlar olarak Kur'an-ı Kerim’in verdiği mesajları çok iyi uygulamadıklarını belirtti. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)