44. Bölge Batman, Siirt, Muş Eczacılar Odası Başkanı Adnan Bayhan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıkladığı ve 19 Şubat’tan itibaren geçerli olacak yüzde 26,4’lük ilaç zam oranına ilişkin İLKHA’ya değerlendirmelerde bulundu.

İlaç fiyatlarının artırılması taraftarı olmadıklarını belirten Bayhan, hükümetin ilaçlara zam yapmaya mecbur bırakıldığını söyledi. Zamla ilgili en büyük sorunlardan birinin, ilaç firmaları ve ecza depolarının zam dolayısıyla haftalar öncesinden ilaç stoklaması olduğunu ifade eden Bayhan, bu nedenle vatandaşın ilaç bulmakta sıkıntı yaşadığını kaydetti.

Bayhan, "26 Mart 2013’ten bu yana Türkiye’de global ilaç fiyatlandırılması yapılıyor. Beşeri ve tıbbi ilaç fiyatlandırılması noktasında Türkiye’de şöyle bir yol izleniyor; Avrupa’da en ucuz ilaç veren 5 ülkenin ortalaması alınıyor. Bu ortalama Türkiye’deki avro kurunun yüzde 70 çarpanıyla çarpılıp Türkiye’de referans ilaç olarak belirleniyor. Örneğin Avrupa’da 10 avro olan bir ilaç Türkiye’de 7 avro olarak kabul görüyor. Bu avroyu da Türkiye şöyle bir çarpımla 2,69 ile hesaplıyor. Avro 6,1’lerdeyken Türkiye’de ilaçlar 2,69 avro kuruyla hesaplanıyordu." dedi.

"Tehditler sonucunda ilaca zam yapıldı"

İlaç firmalarının Türkiye’yi ilaç göndermemekle tehdit ettiğine dikkat çeken Bayhan, "Sağlık Bakanlığımızın ilaçlara yönelik yüzde 26,4’lük bir zam açıklaması oldu. 19 Şubat’tan itibaren ilaçlar yüzde 26,4 zamlı bir şekilde vatandaşın hizmetine sunulacak. Bunun şöyle bir sıkıntısı var; Avro kuru Türkiye’de yüzde 70 olarak kabul görüyordu, şu anda artık yüzde 60 olarak kabul görecek. 2,69 olan avro kuru bu kez 3,4’ten çarpılacak. Biz Türkiye Eczacılar Birliği olarak ilaç fiyatlarının artırılması taraftarı değiliz, hiçbir şekilde de olmadık. Ama ilaç sanayisi noktasında, özellikle Türkiye’ye ilaç veren ithal firmalar noktasında ciddi anlamda sıkıntılar var. Türkiye’deki bu mevcut politikalara karşı gelip de ‘biz bu ilaçları Türkiye’ye vermeyiz’ diyen yüzlerce ilaç firması var. Devlet son noktada artık böyle bir zam oranını uygun gördü. Ama ilaç sanayisinin beklentisi yüzde 70 bir zamdı. Türkiye’ye ilaç ithal eden onlarca firmanın ‘yüzde 70-80 zam yapılmazsa Türkiye’ye ilaç göndermeyiz’ tehdidi vardı. Bu tehditler sonucunda Türkiye’de ilaca yüzde 26,4’lük bir zam yapılmak zorunda kalındı." diye konuştu.

"Fiyatlar çok önceden açıklanmalı ki vatandaş mağdur olmasın"

İlaç firmaları ve ecza depolarının zam yapılacağından dolayı haftalar öncesinden ilaç stokladıklarını, bunun da mağduriyete sebep olduğunu vurgulayan Bayhan, "En büyük hata, her yıl zam şubat ayının ilk iki haftasında belirleniyor ve 19-20 Şubat’a kadar da yürürlüğe giriyor. 20 Şubat’a kadar maalesef ilaç firmaları ve ecza depoları zam gelecek diye bu ilaçları piyasaya vermiyor. Maalesef ilaçları stokluyorlar. Durum böyle olunca Türkiye genelinde yüzlerce şikâyet telefonları alıyoruz. İlaç firmaları ve ecza depolarından dolayı vatandaş ilacına ulaşamıyor. Eczanelere giden hastaların çoğu 4 kalem ilaç yazılmışsa maalesef bir veya iki kalemini bulamıyor. Türkiye genelinde bu böyle sıkıntı olduğu için de bu kez vatandaş mağdur oluyor. Eğer zam gelecekse veya gelmeyecekse fiyatlar çok önceden açıklanmalı ki vatandaş mağdur olmasın. Öbür türlü 19 Şubat’a kadar yine binlerce insan ilaca ulaşamayıp mağdur olacak." ifadelerini kullandı.

"Türkiye’de ilaç fiyatı Avrupa’ya göre çok ucuzdur"

Konuşmasının devamında Bayhan, şunları söyledi: "Türkiye dünyada en ucuz ilacın satıldığı ülkeler arasında birinci veya ikinci sıradadır. Türkiye’de ilaç fiyatı Avrupa’ya göre çok ucuzdur, hatta dünyaya göre çok ucuzdur. Belki geçim sıkıntısı, ülkedeki ekonomik sıkıntılar nedeniyle yüzde 26,4’lük zam oranı vatandaşı düşündürtmüş veya sıkıntıya koymuş olabilir ama Türkiye’de ilaç dünyadaki tüm ülkelerden çok daha uygundur."

"Muayene ücreti hastanelerde tahsil edilsin"

Muayene ücretlerine de değinen Bayhan, muayene ücretinin kendi inisiyatifleri dışında vatandaştan alınan ve devlete verilmek üzere olan bir ücret olduğunu aktardı. Bayhan, "Muayene ücreti meslektaşlarımız tarafından hiçbir zaman istenilen bir durum değildir. Muayene ücreti devlete verilen bir ücrettir. Muayene ücreti eczaneye yüzde 0,1’lik bile katkısı olmayan bir ücrettir. Ama maalesef herhangi bir katkı almadan devletin tahsildarlığı görevi eczacılara verilmiş. Bu da eczacılar ile hastaları maalesef karşı karşıya getiren bir diğer husustur. Talebimiz, muayene ücretinin eczanelerden değil de hastanelerden tahsil edilmesidir." şeklinde konuştu.

"Usulsüzlükten 60 eczane kapandı"

Usulsüz çalışan eczanelere yönelik de büyük bir mücadele verdiklerini kaydeden Bayhan, "2003’ten bu yana usulsüz çalışan eczanelere karşı etkin bir mücadelemiz var. Batman’da bundan dolayı 2003’ten bu yana yaklaşık 60 tane eczane kapandı. Bunların büyük çoğunluğu usulsüzlüklerden, ilaç yazdırma ve çizdirmeden dolayı kapandılar. Bu niyette olanlarla ilgili ciddi bir mücadele yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Hâlâ aramızda çürük elmalar var, bunları da yetkililerle birlikte elemeye çalışıyoruz, inşallah da başaracağız. Geçtiğimiz yıl bundan dolayı 4 tane eczane kapandı. Çalışmalar sonucunda şu anda Türkiye genelini baz aldığımız zaman illegalitenin en az olduğu yerin başında belki de Batman var." açıklamasında bulundu. (Mehmet Fatih Akgül-İLKHA)