Nüfusunun yüzde 17`si göçmenlerden oluşan İsviçre`de yaklaşık 450 bin Müslüman yaşıyor. Hâlâ bir Müslüman mezarlıkları olmasa da hemen her şehirde organize olup dinlerini ayakta tutmaya çalışıyorlar. Göçmenler sayesinde ülkede ciddi manada İslam`a yöneliş de söz konusu.
Müslüman olan 43 bin İsviçreli kadından birisi olan Henrietta Szovati de bunlardan biri... Eski hayatının kendisinden çok şey götürdüğünü belirten Szovati, “Çok liberal bir ailede büyüdüm. Paramız, seçme özgürlüğümüz, her şeyimiz vardı. Kuralsızca istediğimizi konuşurduk ve iyi hissettirdiği sürece her şey doğruydu. Ne istersem yaptım; partiler, uyuşturucu, alkol... Ama bir süre sonra kendimi kaybolmuş hissetmeye başladım” diyor.
Bir arayış dönemi geçirdiğini belirten Szovati, “Müslüman olmadan önceki yıllarım, İslam`a bakışı tipik batılıların önyargılarıyla örülüydü. Bunu aşmam da kolay olmadı. Müslüman bir Türkiyeli bayanla tanıştım. Sokağın karşısında biraz aşağıda oturuyordu. Başörtüsü taktığı için ona çok üzülüyordum, “Nasıl beyni bu kadar yıkanmış olabilir?” diye düşünüyordum, öte yandan da bana karşı çok kibar ve sevecendi. Onun tavırları sayesinde İslam kültürüyle ilgilenmeye başladım. O dönem çok kitap okudum, Müslümanlarla sık sık bir araya geldim. Şunun farkına vardım ki; asıl beyni yıkanmış olan bendim...” diyor.
Batının dilinden düşürmediği sözde özgürlüğün kendisini mutlu etmek bir yana sadece köle haline getirdiğini vurgulayan Szovati, “Ben modanın ve kozmetik endüstrinin kölesiymişim ve tabii ki erkeklerin... Zamanla gördüm ki; İslam kadına bir itibar, bir saygınlık veriyor” diye konuşuyor. Şimdi vaktinin önemli bir bölümünü İslam`ı öğrenmeye ayıran Szotati, “Sureler ezberlemeye başladım, en son Ayet-el kürsiyi ezberledim. Artık namaz da kılıyorum, Müslüman bir arkadaşımdan nasıl dua edileceğini de öğrendim. Ama daha öğrenecek çok şeyim var” diyor.
Türkiye