İSTANBUL - Vücudunun yüzde 92`sini kullanamayan Fikret Bayram cezaevinde yaşam mücadelesi vermeye devam ediyor. Kendisine her konuda yardımcı olan koğuş arkadaşlarının kendi istekleri dışında başka cezaevlerine sevk edilmeleriyle zindan içinde zindan yaşatılan Fikret Bayramın dramını Gençbakış Dergisi Gündeme taşıdı.
Derginin genç yazarlarından Zeynep Boztaş kaleme aldığı "Fikret Bayram`a özgürlük" başlıklı yazının ardından, Fikret Bayram`ın affı için Cumhurbaşkanlığına sunulmak üzere bir imza kampanyası başlattı. http://gencbakis.org/ internet sitesinden ulaşılan imza kampanyasına yoğun bir katılım oldu. Kampanya`nın başlamasının üzerinde henüz 24 saat geçmişken yaklaşık bin imza atıldı.
Ayrıca bazı Twitter kullanıcıları da "#Fikretbayramaözgürlük" RT`li kampanya başlattı.
Ailesi İçin Moral Kaynağı Oldular
Genç Bakış Dergisi Yazarı Zeynep Boztaş`ın hayırlı bir çalışma başlattığını dile getiren Tutuklu/Hükümlü ve Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yusufi-Der Genel Başkanı aynı zamanda Fikret Bayram`ın da avukatı olan Mirhan Özbekli, dergi ve yazar Zeynep Baztaş`a teşekkürlerini sundu. Yaşanan hukuksuzluğa bu şekilde tepki göstermenin erdemli bir duruş olduğunu ifade eden, Özbekli, "Bu konuda duyarlılık gösterdiklerinden dolayı kendilerini takdir ediyor teşekkürlerimizi sunuyoruz. Allah`tan başarılı olmalarını diliyorum. İnsanların kimliği dünya görüşü ne olursa olsun mevcut hukuk sistemi içerisinde eğer birinin hele hele Fikret Bayram gibi bir hastanın tahliye olması gerekiyorsa bunun arkasında durmak gerekir. Bunu gündeme getirmek işlemek gerekir. Kişilerin önüne ölümü tek seçenek olarak koymamalıyız. Ne yazık ki bu gün böyle bir durum ortaya çıkmış durumda. Yani Fikret Bayram`ın psikolojik dünyasını, eşi, çocukları ve kardeşlerinin duyduğu sıkıntıları göz önünde bulundurduğumuzda, bu arkadaşlarımızın çalışmaları hem bizlere hem ailesine hem de kendisine bir moral kaynağı oluyor kendilerine tekrar tekrar teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
Genç Bakış Dergisi Yazarı Zeynep Boztaş`ın hayırlı bir çalışma başlattığını dile getiren Tutuklu/Hükümlü ve Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yusufi-Der Genel Başkanı aynı zamanda Fikret Bayram`ın da avukatı olan Mirhan Özbekli, dergi ve yazar Zeynep Baztaş`a teşekkürlerini sundu. Yaşanan hukuksuzluğa bu şekilde tepki göstermenin erdemli bir duruş olduğunu ifade eden, Özbekli, "Bu konuda duyarlılık gösterdiklerinden dolayı kendilerini takdir ediyor teşekkürlerimizi sunuyoruz. Allah`tan başarılı olmalarını diliyorum. İnsanların kimliği dünya görüşü ne olursa olsun mevcut hukuk sistemi içerisinde eğer birinin hele hele Fikret Bayram gibi bir hastanın tahliye olması gerekiyorsa bunun arkasında durmak gerekir. Bunu gündeme getirmek işlemek gerekir. Kişilerin önüne ölümü tek seçenek olarak koymamalıyız. Ne yazık ki bu gün böyle bir durum ortaya çıkmış durumda. Yani Fikret Bayram`ın psikolojik dünyasını, eşi, çocukları ve kardeşlerinin duyduğu sıkıntıları göz önünde bulundurduğumuzda, bu arkadaşlarımızın çalışmaları hem bizlere hem ailesine hem de kendisine bir moral kaynağı oluyor kendilerine tekrar tekrar teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
Özbekli Yusufi-Der olarak Fikret Bayram`ın özgürlüğü için kendilerinin farklı çalışmalar yaparak bu konuyu gündemde tutacaklarını sözlerine ekledi.
Hukuk Müslümanlara İşlemiyor
Fikret Bayram`ın cezaevi süreci ve serbest bırakılmaları için yapılan başvurulardan da söz eden Özbekli, "Adli Tıp Kurumu`nun Fikret Bayram`ın durumu ile ilgili verdiği rapor akılla izah edilecek bir karar değil. Çünkü durumu açık ve net ortadadır. Cezaevi yönetimi başta olmak üzere hastalığıyla ilgilenen doktorlar durumun farkındadırlar. Öte yandan daha önce Fikret Bayram`ın durumunu anlatan bir dosya bir Avrupa ziyaretinde bizzat Cumhurbaşkanı Abdullah Gül`e verilmişti. Bu raporu Cumhurbaşkanına veren kişi bizzat ricada da bulunmuş bu konuyu incelenmelerini istemişti. Buna rağmen bir netice alamadık. Bana öyle geliyor ki, bir grup `biz Hizbullah tutulu ve hükümlülerine asla hukuktan, kanundan istifade ettirmeyiz` gibi bir bakış açılarından kaynaklanıyor. Bunun başka bir izahı mümkün değil. Yani Cumhurbaşkanı da bu durumu hiç mi düşünmüyor. Bu sosyal bir konu değil ki, kesinlik arz etmesin, bu tıbbi bir konu ve vücudunun hangi azalarını kullanamadığını net bir şekilde ortaya koymak mümkün. Ayrıca cezaevi savcısı, müdürü veya doktoru bunu görmüyorlar mı? Cezaevi savcısı veya müdürü bir mektup yazsa ya da AK Partiden bir milletvekili `Bu bir hak ihlalidir` dese sorun çözülür. Bu açıdan değerlendirildiğinde bunda bir kasıt olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu. (Emrah Tel - İLKHA)