BATMAN - Taziye sürelerinin bir hafta 10 gün sürdüğü Batman`da Müftü Hasan Çağlar İslam`a göre taziye nasıl yapılır? Taziye yapmaktaki amaç nedir? Gibi sorulara cevap vererek uyarılarda bulundu.
Müftü Çağlar, her canlı gibi insanın da sınırlı bir ömre sahip olduğunu, Allah`ın takdir ettiği ömür sona erdiğinde ise her insanın ölüm şerbetini tadacağını ve bu fani dünyadan baki ve ebedi olan Ahiret alemine göç edeceğini, ölümsüz olan tek zatın Cenab-ı Allah olduğunu belirterek, "Biz hayatta iken birbirimize karşı vazifelerimiz olduğu gibi, ölümle aramızdan ayrılan Müslüman kardeşimize ve onun geride bıraktığı aile fertlerine karşı da görevlerimiz vardır. Dinimiz bu görevlerimizi tek tek belirlemiş ve bu vazifelerin nasıl yerine getirilmesi gerektiğini de izah etmiştir. Bizler de bu görevleri dinimizin emrettiği şekilde yerine getirmekle mükellefiz" dedi.
Vefat Eden Kişiye Karşı Dini Görevlerimiz Vardır
Vefat eden Müslümanın cenazesinin yıkanması, teçhiz ve tekvini, cenaze namazının kılınması, kabristana götürülürken iştirak edilmesi ve defnine katılmanın vefat eden kişiye karşı dini görevlerden olduğunu belirterek, onun geride bıraktığı aile fertlerine karşı da mühim vazifelerimizin olduğu, vazifelerin en mühim olanın ise taziye görevi olduğunu söyledi. Müftü Çağlar; "Taziye sabrettirmek, sabrı tavsiye etmek, ölenin aile fertlerini teselli etmek ve vefat eden için Allah`tan rahmet dilemektir. Dinimizin önemli bir emri olan taziye, Peygamber Efendimizin (SAV) yaptığı ve yapılmasını tavsiye ettiği şekilde olmalı ve onun tasvip etmediği hususlardan şiddetle kaçınılmalıdır. Taziyede bulunanlar ve taziye edilen cenaze sahipleri bu hususlara dikkat etmeli ve Peygamberin sünnetinin dışına çıkmamalıdır" uyarısında bulundu.
Taziye Süresi Üç Gündür
Müftü Çağlar, dinimize göre taziye zamanının, cenaze defnedildikten sonra kabristandan daha ayrılmadan mezarın başında başladığını ve en çok üç gün içinde sona ermesi gerektiğine dikkat çekerek, "Ancak başka memleketlerde olup vefattan haberdar olmayanlar üçüncü günden sonra da ferdi olarak taziyede bulunabilirler. Cenaze sahibinin taziye süresini üç günden fazla uzatmaları ve aynı yerde olanların üç günden sonra taziyeye gitmeleri dinimizin kabul etmediği bir husustur. Binaenaleyh dine göre üç gün olan taziye süresi aşılmamalıdır. Aksi takdirde sünnete aykırı davranılmakla taziye ailesine külfet verilmiş olmakla birlikte vefat eden zatın ruhunun da rahatsız edilmesine sebebiyet verilmiş olur. Çünkü vefat eden bir Müslümanın ardından onun için İslam`a uygun bir şey yapılması ona sevap kazandırır ve ruhunu şad eder. Dine aykırı bir şey yapıldığında ise ruhu ızdırap duyar. Nitekim bu hususta Peygamberimiz (SAV) bir misal olarak şöyle buyurur: "Şüphesiz ölü, arkasından (ailesinin aşırılık ve taşkınlık derecesinde) ağlaması yüzünden azap görür" ifadelerini kullandı.
Taziyeye Gelenleri İkram Beklemesi Cahiliye Dönemine Aittir
Cenaze ailesinin taziyeye gelenlere yemek vs. ikramlarda bulunması ve taziyeye gelenlerin bu aileden bu ikramı beklemelerinin cahiliye dönemine ait olduğunu ve dinimizin uygun görmediğinin vurgusunu yapan Müftü Çağlar; "Cenaze sahibi musibetzede, üzüntülü ve kederlidir. Taziyesine gelenlere yemek vermek gibi ek bir külfet yüklenmesi maddi ve manevi olarak yükünü ağırlaştırmaktadır. Peygamberimizin (SAV) bu konudaki tavsiyesi ise, cenaze sahibi ailenin yemek vermesi değil bu aileye yemek verilmesidir. Nitekim Peygamberimiz (SAV), amcaoğlu Hz. Cafer şehit olunca yakınlarına şu tavsiyede bulunur: "Cafer ailesine yemek yapın. Çünkü onların başına, yeme ve içmeye bakamayacakları büyüklükte bir felaket gelmiştir" dedi.
Peygamberimizin tavsiyelerine uyularak cahiliye adeti olan şeylerin terk edilmesi gerektiğini ifade eden Müftü Çağlar, "İslam`ın tasvip etmediği üç günden fazla taziye adeti hemen kaldırılmalı böylece taziye sahibinin sıkıntı ve külfetleri azaltılarak vefat edenin ruhunun İslam`a uygun davranışlarla şad olunmasına vesile olunur" dedi. (Halid Coşkun - İLKHA)