HÜDA PAR Genel Merkezi, yaptığı iç gündem değerlendirmesinde mağduriyet oluşturan memurluk mülakatları, imar affı ve yapı denetimi konularını ele aldı.

Mülakatlarda çifte standartlara değinilen açıklamada, KPSS başarı puanı yüksek olduğu halde, atanması istenmeyen şahıslara haksız gerekçelerle düşük puanlar verilerek elenmelerine neden olunduğuna dikkat çekildi.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Kartal’da Yeşilyurt Apartmanı’nın çökmesi sonucu 21 vatandaşın hayatını kaybettiği, 14 vatandaşın yaralandığı olaya ilişkin taziye mesajının yayımlandığı açıklamada,  hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar dileğinde bulunuldu.

Yeşilyurt Apartmanı ve öncesinde yaşanan Zümrüt Apartmanı ile Hicret Apartmanı olaylarından ders alınması tavsiyesinde bulunulan açıklamada, bütün yerleşim yerlerinin mutlaka risk karnesinin çıkarılması gerektiğinin altı çizildi.

Mülakatlardaki kasıtlı puan düşürme mağduriyetlerine değinilen açıklamada, "Güvenlik soruşturmalarının oluşturduğu büyük mağduriyet ve haksızlıklar yetmiyormuş gibi şimdi de mülakatlarda çifte standart ve kasıtlı düşük puan verme uygulaması, yeni mağduriyetler ve haksızlıklar oluşturmaktadır. Devlet kadrolarında personel alımlarına ilişkin yapılan ve sözlü sınavı ifade eden mülakatlar, zulme varan ve büyük haksızlıklara sebebiyet veren bir uygulama halini almıştır. Zira KPSS başarı puanı yüksek olduğu halde, atanması istenmeyen şahıslara haksız gerekçelerle düşük puanlar verilerek elenmelerine neden olunmaktadır. Sorulan soruların neredeyse tamamına doğru cevaplar verdikleri halde ya mülakat öncesinde güvenlik soruşturmalarının olumsuz neticelenmesi ya da farklı bir nedenle atanması istenmeyen adaylar, düşük puanlar verilmek suretiyle elenmektedir." denilerek yaşanan haksızlıklara dikkat çekildi.

"Mülakat sistemi, hukukun ayaklar altına alınması şeklinde değerlendirilmekte"

Mülakat sisteminin her türlü suistimale açık olduğu uyarısında bulunulan açıklamada, "Uzun ve başarılı bir hazırlık süreci geçirerek öğretmen adayı olan birçok gencin bu şekilde mağdur edilmesi, gerek insani, gerek hukuki pek çok ilkeye aykırılık teşkil etmektedir. Denetim ve şeffaflıktan uzak bu yöntem, her türlü suistimale açıktır. Keyfiliğe, yandaşçılığa, partizanlığa ve kadrolaşmaya sebep olan mülakat sistemi, hukukun ve devlet ciddiyetinin ayaklar altına alınması şeklinde değerlendirilmektedir." denildi.

"Mülakat sistemi, denetlenebilir bir statüye kavuşturulmalı"

Mülakat sisteminin başınabuyruk bir anlayışın tezahürü olduğuna dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Bu şekliyle mülakat, mağdur vatandaşlara karşı devleti sözüm ona koruyup kollayan bir kalkan olarak kullanılmaktadır. Zira mülakatlar ile eleme sistemi, mağdurun idare mahkemelerinde hak aramasının önünde de engeldir. Söz konusu yöntem layüsel bir anlayışın tezahürüdür. Bu nedenle; mülakat sistemi, ciddi bir şekilde gözden geçirilerek ya tamamen kaldırılmalı ya da şeffaf, denetlenebilir ve net bir statüye kavuşturularak suistimallerin önüne geçilmelidir."

İmar affı ve yapı denetimi

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Kartal’da Yeşilyurt Apartmanı’nın çökmesi sonucu 21 vatandaşın hayatını kaybettiği, 14 vatandaşın yaralandığı olaya ilişkin başsağlığı dileğinde bulunulan açıklamada,  "Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar dilerken, insanımızın bir daha böylesi acıları yaşamamasını temenni ederiz." denildi.

"İnşaat sektörü, mümkün olabilecek en düşük maliyet ile iş bitirme esası üzerine kurulu"

Konut ve iş yerlerine ilişkin yapı projelerinde usulsüzlüğün söz konusu olduğu söylenilen açıklamada, "Birçok fay hattı üzerinde kurulu olan ülkemiz, çok acı tecrübeleri geride bırakmış olmasına rağmen; bu tecrübelerin, benzeri felaketlerin önüne geçebilecek projelere dönüşmediğini üzülerek görmekteyiz. İnşaat sektöründe yapı ve denetim, ekonomik kaygıların ve rant devşirmenin önüne geçme noktasında yetersiz kalmaktadır. Bugün inşaat sektörümüz, kişilerin can ve mal emniyetini sağlamaktan ziyade mümkün olabilecek en düşük maliyet ile iş bitirme esası üzerine kuruludur. Bu nedenle konut ve iş yerlerine ilişkin yapı projelerinde pek çok usulsüzlük söz konusu olmaktadır." ifadelerine yer verildi.

"Yapı sektörü sıkı denetimlere tabi tutulmalıdır"

Değerlendirmede, "Devletin öncelikli görevi vatandaşın can ve mal emniyetini sağlamaktır. Yapı sektörü, doğal afet ve ihmalden dolayı meydana gelebilecek yıkımların önüne geçebilmek için sıkı denetimlere tabi tutulmalıdır. Bu amaçla bütün yerleşim yerlerinin mutlaka risk karnesi çıkarılmalıdır. Fahiş meblağların dolaşımda olduğu inşaat sektöründe, ‘Yapı ve Denetim’ kurumunun rüşvet illeti ile işlevsiz bırakılmasının önüne geçmek için her türlü idari ve hukuki önlem alınarak, cezaların caydırıcı bir statüye kavuşturulması gerekir. Yeşilyurt Apartmanı ve öncesinde yaşanan Zümrüt Apartmanı ile Hicret Apartmanı olaylarından ders alınmasını umuyoruz." denildi.

"İmar affı gibi uygulamaların sektördeki denetimleri aşındırması hakikati de dikkate alınmalı"

Son olarak imar affına değinilen açıklamada, "İmar affı gibi uygulamaların sektördeki denetimleri aşındırması hakikati de dikkate alınarak bu tür uygulamaların yapılarda gerekli tedbirler alındıktan sonra yürürlüğe girmesi sağlanmalıdır. Zira imar barışı uygulamasında ciddi sorunların yaşandığı görülmektedir. İmar barışı kapsamına giren binalar için gerekli tetkik ve denetimler yapılmadan, sadece harçların yatırılmasının yeterli görüldüğü bir uygulama ile binalara ‘güvenli konut’ statüsü verilmektedir. Risk haritası doğrultusunda, başta deprem kuşağında yer alan bütün yapılar olmak üzere imar barışı kapsamına giren yapıların da elden geçirilerek gerekli tedbirlerin alınması hususunun acil eylem planına dönüştürülmesi bir zorunluluk haline gelmiştir." şeklinde ifade edildi. (Ramazan Casuk-İLKHA)