CHP’de seçim sürecine hazırlık dizaynı olduğu anlaşılan kaset operasyonundan sonra MHP’li üst düzey kurmaylarının ahlaksız görüntülerinin reyting kıran dizilere dönüşmesi, henüz bir ay kalan seçim sürecinin daha nice sürprizlere gebe olduğunu bir kez daha gösterdi.

Aslına bakılırsa seçim süreci sonucunda Türkiye’nin yeni bir anayasayla yüzleşeceği söylemi, seçim arefesindeki sürece barut etkisi yapmıştır. İlk dizayn CHP üzerinde gerçekleşti. Ancak taraflar bununla yetinmedi.

Ak Parti’nin tek başına iktidara geleceği öngörüsü, özellikle statükoyu, tek başına anayasa yaptırmama ya da referandum için gereken vekil sayısını engelleme taktiğine itti. Bu taktiğin gereği ilk adım BDP kartıyla sahneye sürüldü. Statükocu kurum ve özellikle medya dahil bilumum bileşenlerinin BDP üzerinden tedavüle soktuğu senaryo, BDP’nin hedeflediği vekil sayısında yüzde ellilik bir artışa gitmesi oldu. Elbette bölgede BDP’li vekil sayısının artması demek, AKP’nin vekil sayısının düşmesi demekti. Ancak normal şartlarda BDP’nin istenen sayıyı sağlama ihtimali olmadığı düşüncesinden hareketle ortamın gerilmesi, bölgenin önemli merkezlerinin şiddet sarmalına sokulması, böylece istenen vekil dengesinin tutturulması stratejisi benimsendi. Nitekim statükocu kurum olarak YSK’nın meşhur veto kararı, ısmarlama şiddet dalgası için önemli bir fırsata dönüştürüldü. Keza statükonun belkemiğini oluşturan malum medyanın şiddet olaylarına BDP lehine müdahil olması, senaryonun en dikkat çekici unsuruydu.

Gerçi bölgede kimin ne kadar vekil çıkaracağı net olmamakla beraber oluşturulan kaos ortamının AKP’nin aleyhine döndüğü gerçeği de ortadadır.

BDP kaynaklı şiddet dalgası statükocu çevreyle beraber malum medyayı ne kadar memnun ediyorsa, aynı şekilde MHP’deki kaset furyası da onları o kadar üzüntüye sevk ettiğinin açığa çıkması, iki parti üzerinden karşılıklı hamlelerin olabileceğine dair önemli işaretler veriyor.

Daha ne kadar sürer bilinmez ama MHP’yi vuran kasetler, bu partiden uzaklaşacak seçmenlerin önemli bir bölümünü AKP’ye yöneltecektir. Bu da MHP’yi zora sokmakla kalmayacak, BDP üzerinden AKP’ye kuşatma uygulayan statükoyu epeyce rahatsız edeceğe benziyor. Derin devletin tüm bileşenleriyle statüko, AKP’de olası vekil sayısını BDP üzerinden düşürmeyi hesaplarken, Batı illerinde MHP cephesinde açılan kaset gediğiyle daha fazla fire vereceğe benziyor.

Elbette MHP’nin iddia ettiği gibi kaset skandallarının arkasında kimlerin olduğu, bunları yayınlayan elin okyanus ötesi veya bir başka gücün olduğu konusunda net bir bilgi yok. Ayrıca küskün MHP’lilerin tıpkı CHP’de olduğu gibi bu işte ne tür katkılarının olabileceği de bilinmiyor. Ancak ortaya çıkan sonuç, seçim üzerinden sürdürülen temel hesaplaşmanın BDP ile MHP üzerine odaklandığı gerçeği ortaya çıkıyor.

MHP üzerinden sürdürülen harekat daha ziyade teknolojik imkanlarla sürdürülürken BDP üzerinden sürdürülen stratejisinin gerilim odaklı olması ve BDP adına boy gösterenlerin zücaciye dükkanına dalan fil misali Kürtlerin günlük yaşamlarını altüst etmesi, Kürt halkını bir kez daha kirli senaryoların asıl mağdurları haline getiriyor.