GAZİANTEP - El Cezire televizyonunun Halep`teki olayları takip etmek amacıyla Suriye`ye gönderdiği ve rejim askerlerinin attığı bombanın patlaması sonucu yaralanan muhabiri Ömer Haşram, “Beni yaralardan daha çok Halep’in durumu çok üzdü. Ben Halep’i çok iyi tanıyan bir gazeteciyim. Daha önce belgeselini çekmiştim. Çok güzel bir şehir. Ama ben orada sadece yıkılmış binalar, parçalanmış cesetler, aileler var. Dakika başı bomba düşüyor.” dedi.

Sağlık durumunun iyiye gittiği öğrenilen Ömer Haşram, yaşadığı olayla ilgili değerlendirmede bulundu. El Cezire muhabiri Ömer Haşram, Halep`te haber takibi yaptığı esnada, Esed rejimi askerleri tarafından atılan bombanın patlamasıyla yaralanmıştı. İlk olarak Özgür Suriye Ordusu askerleri tarafından kurulan Sahra Hastanesi`ne kaldırılan, buradan da Türkiye sınırında bulunan Azez şehrine getirilen Haşram, daha kapsamlı müdahale yapılması için Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı`ndan Türkiye`ye getirilip, Gaziantep Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’ne kaldırılmıştı. İlk önce acil serviste müdahale yapılan Haşram, ardından yoğun bakıma alındı. Haşram, kendine geldiğinde yaşadığı korku dolu anları anlattı. Vücudunda 4 şarapnel parçasından ikisinin alındığını sağlık durumunun da iyi olduğunu aktaran Haşram, “Tehlikeli bir durum yok. Tabi beni yaralardan daha çok Halep’in durumu çok üzdü. Ben hiçbir askeri hedefin vurulduğunu görmedim. Bombalar sadece bildiğiniz normal insanların oturduğu binaların üstüne düşmüştü. Biz bunu hep gördük, gözlemledik. O gerçeği insanlara aktarmak istedik. Dolayısıyla bu riske girdik. Halep’in yaklaşık yüzde 60’ını gezdik. Aşağıda silahlı kişiler, Halep’i kurtarmaya çalışıyor ama maalesef gelişmiş helikopterler, füzeler ve çeşitli top bataryaları sürekli gece gündüz… Orada iki gece geçirdik. Hiç uyuyamadık. Sürekli top sesleri, sürekli yıkım vardı. Son gün bizi hedef aldılar. Tesadüf değil. Yarım saat içinde 3 kere bize saldırdılar. Üçüncüsünde vurabildiler. Birincisinde 10 metre uzağımızda düştü. Bir evi yıktı. Biz yelek giydiğimiz için kurtulduk. İkincisinde başımızın üzerinden bir füze geçti. O da yakında düştü. Oradan da kurtulduk. Üçüncüsünde, arabaya binmek üzereyken oraya bir top mermisi düştü ve bagajı delerek, yeleğimin arasından girip 4 şarapnel parçası oldu.” diye konuştu.

"KATLİAMI YANSITTIĞIM İÇİN MUTLU, HEDEF ALINDIĞIMIZ İÇİN ÜZGÜNÜM"

Sahra Hastanesi’nde gönüllü kişilerin ilk müdahaleyi yaparak hayatını kurtardığını belirten Haşram, “Orada 2 şarapnel çıkardılar. 2-3 santimlik parçalar vardı. Ondan sonra Türkiye’ye dönüş yoluna girdik. Dönüş yolunda da yine askerler birkaç yerde arama noktası yapmış ama atlattık. Devrim gençleri bizi kurtardı. Yardımcı olmaya çalıştı.” şeklinde konuştu. Halep’in şuan cehennem gibi olduğunu vurgulayan Haşram, “2-3 gün cehennem içinde yaşadık. İnsanın hem moralini hem de sinirini bozan bir ortam var. Orada tabi bizi vurmalarının nedenini anlıyorum. Bize tamamen rejim kızmıştı. Çünkü oradan canlı yayın yaptık. İnsanlar orada feryat ediyor. Çağırıp, ‘Gelin yardım edin’ diyor. Çocuk, yaşlı, kadın hiç ayrılmadan öldürülüyor. Çoğu gördüğümüz kadarıyla plansız bir bombardıman var. Yani halkın parasıyla aldığı silahları halka karşı kullanıyor. Bu nereye kadar gidecek bilmiyorum ama oraya biz ve bizim gibi gazeteciler girmeli, gerçeği yansıtmalı. Orada bir kıyım var, katliam yapılıyor. O katliamı yansıttığım için mutluyum ama bizi hedef aldıkları için üzgünüm.” ifadelerini kullandı.

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Başhekimi Yusuf Ziya Yıldırım da Haşram’ın Cerrahi Yoğun Bakım Ünitesi’ndeki tedavisini gerçekleştirdikten sonra idame tedavileri için servise aldıklarını, bundan sonra da iyileşmesi için gerekli gayreti göstereceklerini kaydetti.

cihan