Hüseyin Kaya / doğruhaber / haber-yorum
Evet, birçok şey eksik yapıldı, bazı düzenlemeler sonradan daha kötü bir hale sokuldu, ama yine de yapılanları görmezden gelmek dürüst bir tavır olmaz.
DGM’lerin hukuksuz uygulamalarının yerine ÖYM’ler kuruldu; ama bir süre sonra kendini kral gibi gören savcılarla karşılaştı memleket.
Şimdi ÖYM’ler kaldırıldı; ama yerine gelecek mahkemelerden de umutlu olmadığımızı peşin peşin söyleyelim.
Kanunlar halen yasakçı, halen sadece devleti korumaya endekslenmiş bir durumda.
Yargı mensupları da bu bilinçle yetiştiği için boşluklardan ÖYM’lerin mantığına doğru bir yol bulurlar büyük ihtimalle.
İşin yargı ayağında durum bu maalesef.
Bir de polis ayağı var.
Biliyorsunuz Türkiye işkenceleri ve işkencecileri ile meşhur bir ülkedir.
AİHM’de yüzlerce kez ceza almıştır şimdiye kadar. Halen devam eden mahkemeler de vardır.
Bu hükümet “İşkenceye sıfır tolerans” iddiasıyla başladı işe.
Gerçekten de büyük oranda başarılı oldu.
Karakollardaki dayak olaylarını bir tarafa bırakırsak büyük oranda işkencenin önlendiğini söyleyebiliriz.
Peki, işkenceci polislere ne oldu?
İnsanlık dışı bir işi meslek edinmiş kişiler nasıl insanca davranma noktasına gelebildiler? Ya da gerçekten gelebildiler mi?
Mehmet Ağar demokrat bir kimliğe büründü ve Kürt meselesinde “çözüm” kitapları yazıyor.
Aslında belki de en iyi çözümü o biliyordur, çünkü meselenin “kördüğüm” halini almasında en önemli aktörlerden biridir kendisi.
İçi rahat mıdır peki?
Hiç sanmıyorum.
Alt birimler de başka alanlarda istihdam edildi, ediliyor.
Eli kolu bağlandığı için insanlık dışı işkence mesleğini icra edemeyen kimi görevlilerin komplo teknikleri öğrendikten sonra işlerine kaldıkları yerden devam ettiklerini düşünüyorum.
Suç ihdas etmede uzmanlaşıyorlar.
Yollarına ve işlerine devam ediyorlar.
Hatta terfi alanlar bile var.
İstanbul Terörle Mücadele Şubesi Müdür yardımcılığına terfi ettirilen Sedat Selim Ay isimli polis müdürü daha önceden işkenceden yargılanmış ve ceza almış.
Kimi davaları da zaman aşımından düşmüş.
Şimdi terfi ediyor.
Evet, işkenceye sıfır tolerans, bu güzel bir şey.
Peki ya işkenceci…
Bir işkencecinin terfi etmesinin ne anlama geldiğini izah edebilecek kimse var mı?