ŞANLIURFA - Şanlıurfa`da çöl sıcakları etkisini giderek artırırken, oruç tutan vatandaşlardan bazıları çareyi camilerde klima ve vantilatörün altında uyumakta buluyor, bazıları da cami avlusundaki havuza ayaklarını uzatarak biraz olsun serinlemeye çalışıyor. Elbiseleriyle birlikte süs havuzuna girerek serinlemeye çalışanlar da olurken, çocuklar süs havuzlarında yüzerek eğleniyor. Birçok vatandaş ise Balıklıgöl`de bulunan ağaçların altında yatarak iftar saatinin gelmesini bekliyor. Bu yıl Ramazan ayının en sıcak ay olan temmuz ayına denk gelmesi, oruç tutmayı çok zorlaştırdı.
"Şanlıurfa Türkiye`nin en sıcak ili olduğu için hava sıcaklığı 50 derecenin üzerinde seyrediyor. Gölgede bile hava sıcaklığı 45 derecenin altına düşmüyor" diyen inşaat İşçisi Ahmet Sürmeli, "Böyle bir sıcaklıkta oruç tutmak insana çok zor gelse de Allah`ın emri olan orucu tutmak zorunda olduklarına dikkat çekerek, hem Urfa sıcaklığı hem oruç hem de inşaat olunca zorlanıyoruz. Çalışmak zorundayım, 8 nüfuslu aileye bakıyorum ve üstüne kiracıyım onun için çalışmak zorundayız. Önümüz kış olduğu için kışlık ihtiyaçlarımızı karşılamak için çalışıyoruz. Şuan yarım gün çalışıyoruz. Ayrıca oruç tutup çalışırken Hz Ali`nin şu sözleri aklımıza geliyor. Hz Ali diyor ki, "Ben kışın soğuk su ile abdest almayı, gece kalkıp namaz kılmayı ve yazın sıcağında oruç tutmayı seviyorum" yani h.z Ali`nin sünnetini icra ediyoruz" dedi.
Türkiye`nin en sıcak ili Şanlıurfa`da fırınlarda çalışan işçiler, 45-50 derecelik sıcağa aldırmadan oruçlu oldukları halde fırınlarda çalışıyorlar.
Fırıncıların durumu, gölgede klimanın altında oruç tutarken zorluk çektiğini belirtenlere ders verecek cinsten. Ramazan ayının temmuz ayına denk gelmesiyle büyük zorluk yaşadıklarını dile getiren fırıncılardan Halil Maytalman, "Bu yıl Ramazan ayı tam sıcağa yani Temmuz ayına denk geldi. Bu sıcakta ve oruçlu halimizle fırında ocağın başında ateşe karşı oruç tutuyoruz. Ancak dışarıda 50 dereceyi bulan sıcaklar varken bir de içeride ateş ocağının başında sıcak olmasına rağmen orucumuzu tutuyoruz. Geçimimizi sağlayabilmemiz için de sıcak demeden çalışmak zorundayız. Bu zorlukların mükâfatı farklı olacağı için üzerimize farz olan orucu tutmanın lezzetini alıyoruz" dedi.
Allah`ın farz kıldığı orucu tutmak gerektiğini ifade eden Maytalman, "Sıcaklıklar bizi epey bir etkiliyor. Urfa sıcaklığı bir de ocağın sıcaklığı eklenirken çekilmez oluyor. Ateşin Hz İbrahim`i yakmadığı şehirde temmuz ayı sıcağında ateşin başında ateşe inat oruç tutuyoruz. Bizim işimiz herkes iş dönüşü evine dönerken yorgun ve bitkin düştüğü akşam saatlerinde biz ateşin başında oruçlulara ekmek, tepsi, biber ve patlıcan pişiriyoruz. Akşama doğru artık vücudumuzda sıvı kalmıyor. Ama her şeye rağmen oruç manevi bir huzur verdiği için bütün bunlara dayanıyoruz" dedi. (Mehmet Demir - İLKHA)