Bostancı, 12 Eylül darbesine şahitlik etmiş kişileri dinleme çalışmalarına, Ekim ayı itibariyle yeniden başlayacağını, ellerinde uzun bir listenin bulunduğunu, bu nedenle kendilerini yoğun bir çalışma temposunun beklediğini ifade etti.

Yaz döneminde daha çok belgeler üzerinde çalışma yaptıklarını anlatan Bostancı, öğretim üyeleri ile Meclis ve diğer bazı kurumlardan uzmanların oluşturduğu 20 kişilik bir ekiple çalışmaları sürdürdüklerini kaydetti.

Bostancı, 12 Eylül darbesine ilişkin hem polisiye ve hukuki boyutu hem de iktisadi boyutu ile ilgili çalışmalar yapıldığını dile getirdi. Söz konusu dönemde davalara askeri mahkemelerin baktığını anımsatan Bostancı, ``O dönemdeki dosyalar üzerinde yürütülen çalışmalar var. Bunlar toplu davalar. Bir takım cinayet davaları. Bütün bunlar yeniden değerlendiriliyor`` dedi.

-İktisadi yönden incelenecek-

İktisadi olarak neler yaşandığını da irdeleyeceklerini belirten Bostancı, şöyle devam etti:

``Malum, 24 Ocak kararları çok tartışıldı. Hakikaten 24 Ocak kararlarıyla, daha otoriter bir yönetim kurulması arasında bağ var mıdır, bakacağız. Bunun yanında, 1980 yılından sonra çok ciddi bir banker faciası yaşandı. Bu dönemde Türkiye`de ciddi bir kaynak transferi oldu. Bunu da inceleyeceğiz. O dönemi yaşayanlar banker faciasını bilirler. Türkiye`de önemli bir kesimin birikimlerinin arada kaynadığı bir dönem oldu. Bankerler ortaya çıktı bir anda. Serbest piyasaya geçildi. `Artık sermaye hareketleri serbest olacak` diye, güçlü reklamlarla, güvenilir insanların profilleri kullanılarak halktan, kar vaadiyle para talep edildi. Sonra da bunların hepsi çok trajik şekilde sonuçlandı.

İnsanlar paralarını geri alamadılar. Ayrıca 12 Eylül dönemi hükümetlerinin kaynakları, harcamaları ve iktisadi verileri de ele alınacak. Olağanüstü dönemler aynı zamanda güç ilişkileri marifetiyle kaynaklar üzerinde kural dışı tasarrufta bulunmanın mümkün olduğu dönemlerdir. Neler oldu? Bunlar zaman zaman fısıltı biçiminde tartışılıyor. Bunları fısıltı olmaktan ve geçmişi açık seçik ortaya çıkarmak lazım. Böylelikle biz, `Bunlar neden yaşandı ve iktisat bunun neresindeydi` sorusunu daha iyi yanıtlayabiliriz.``

-``Devlet sırrı`` yakınması-

Komisyonun çalışmalarında şimdiye kadar herhangi bir engelle karşılaşmadıklarını anlatan Bostancı, ``Ancak bazı ilgili kişilerle görüşürken, dinlediğimiz bazı kişilerin, bütün gördüklerini anlatmadıkları şeklinde kanaate sahip olduk. Devlet sırrı diye bir anlayış var. Ama neyin devlet sırrı olduğu muamma. Şahit oldukları her şeyi çok anlatmak istemiyorlar. Ancak bizim yapacağımız çalışma yalnızca dinlemelerden ibaret olmayacak. Şu ana kadar gizemli, ayağımıza dolanan, ulaşamadığımız herhangi bir şey olmadı`` diye konuştu.

AA