Uzun süre susuz kalmanın, hem tansiyon düşmesi, bayılma, düşme ve kırık oluşma riskinin artmasına, hem de pıhtılaşma bozukluklarına yol açabileceğini söyleyen Endokrinoloji Uzmanı Dr. Nevzat Bilal, "Doktorunuz ve bir diyetisyen yardımıyla Ramazan ayına göre hazırlanmış bir beslenme programı uygulayın. İlaçlarınızın programını iftar ve sahurda alınacak şekilde hekiminizle birlikte yapın. İftar ve sahur arasında az ama sık yeme ilkesini uygulayın. Sahur ve iftarın yanı sıra, gece saat 10-11 arasında alınacak bir ara öğün ile gün içerisindeki öğün sayısını en az üçe çıkarın. Yiyecek seçiminde ekmek, pide, hamur işi yiyecekler, pirinç pilavı, makarna, patates ile şekerli yiyecekler gibi kan şekerini yükseltme potansiyeli yüksek basit karbonhidratları kısıtlayın. Mutlaka çorba, sebze ve zeytinyağlı yemekleri tüketin. Diyabet hastalığının en çok hasar verdiği organlardan birisi olan böbrekleri korumak için iftar ile sahur arasında en az 2-2,5 litre su için" dedi.
Endokrinoloji Uzmanı Dr. Nevzat Bilal yüksek tansiyon, böbrek üstü bezi yetmezliği ve hipertiroid gibi hastalığı olan kişilerin de karbonhidrat, protein ve yağ tüketiminde dikkatli olması gerektiğini ifade ederek, "Karbonhidrat ihtiyacının karşılanmasında ekmek beslenme alışkanlığımızın vazgeçilmezidir. Ancak beyaz undan yapılan ekmek tüketimini biz sağlık açısından önermiyoruz. Çünkü sindirimi kolay olduğu için çabuk acıktırıyor. Ramazan ayında yaygın olarak tüketilen pide için de aynı şey geçerli. Biz çok tahıllı kepek ekmeği yemeyi öneriyoruz. Oruç tutanlar için özellikle bol tahıllı veya tam tahıllı kepek ekmeği oldukça faydalı. İftarda çorba içilmeli, bol salata yenmeli, zeytinyağlı sebze tüketimi ön planda tutulmalıdır. Kadayıf ve baklava gibi tatlı türleri yerine ölçülü bir şekilde sütlü tatlı ve meyve tercih edilmelidir" diye konuştu.
İHA