NEW YORK
Soykırım Gözlem Örgütü Başkanı ve George Mason Üniversitesi Öğretim Görevlisi Gregory Stanton, Myanmar'da etnik azınlıklara yapılan zulümlerle ilgili, "Birinci yapmamız gereken şey, Arakanlı Müslümanlara, Kaçinlilere, Şanlılara ve Myanmar'daki diğer etnik gruplara karşı soykırım kampanyası yürüten generalleri toplumdan dışlamak ve bu kişilerin seyahat etmesine izin vermemek. Bu generallerin mal varlıkları da dondurulmalı. En nihayetinde de mahkemeye çıkarılmalı." ifadesini kullandı.
Stanton, New York'ta düzenlenen "Myanmar'da Koruma ve Sorumluluk Uluslararası Konferansı"nda konuşma yaptı.
“SÖZ KONUSU ÜLKELERE SEYAHAT ETTİKLERİNDE TUTUKLANIP YARGILANABİLİR”
Kamboçya, Ruanda, Bosna gibi ülkelerdeki soykırımlarda, uluslararası mahkemeler kurulduğuna işaret ederek, "Şimdi Uluslararası Ceza Mahkemesi var. Birinci yapmamız gereken şey, Arakanlı Müslümanlara, Kaçinlilere, Şanlılara ve Myanmar'daki diğer etnik gruplara karşı soykırım kampanyası yürüten generalleri toplumdan dışlamak ve bu kişilerin seyahat etmesine izin vermemek. Bu generallerin mal varlıkları da dondurulmalı. En nihayetinde de mahkemeye çıkarılmalı." dedi.
Batı Avrupa ülkeleri, ABD, Kanada, Arjantin, Senegal, Malezya gibi birçok ülkenin soykırımı küresel çapta yargılama hakkına sahip olduğunu anımsatan Stanton, "Soykırım yapan kişiler, bu suçu Myanmar'da işlemiş olsalar bile söz konusu ülkelere seyahat ettiklerinde tutuklanıp yargılanabilir." önerisinde bulundu.
ADALET NEDİR?
Bosna, Myanmar, Arakan gibi bölgelerden insanların "adalet" çığlıklarının zaman zaman kulağına geldiğini belirten Stanton,"Tecavüze uğramadan önce çocuğu gözleri önünde katledilen bir anne için adalet nedir? Bir erkeğe bir daha asla güvenemeyecek bir kadın için adalet nedir? Mülteci kampında kalan öksüz bir çocuk için adalet nedir? Bunlara hala 'soykırım' demeyen avukatlar için adalet nedir? Adalet, hukukun ruhudur." ifadelerini kullandı.
"MYANMAR ORDUSU ÖNCEDEN YAPTIĞI PLANLARI, 2017 AĞUSTOS'TA UYGULAMAYA KOYDU"
Küresel Politika Merkezi Kıdemli Araştırmacısı ve "Rohingyas: Inside Myanmar's Hidden Genocide" (Arakanlı Müslümanlar: Myanmar'ın Gizli Soykırımının İçinden) kitabının yazarı Azeem İbrahim de konuşmasında Arakan'daki soykırımın çok daha önceden planlandığına işaret ederek, "Myanmar ordusu önceden yaptığı planları, 2017 Ağustos'ta uygulamaya koydu." dedi.
Konferansın düzenleyicilerinden "Özgür Rohingya Koalisyonu"nun Stratejik İlişkiler Koordinatörü Maung Zarni de Arakan'daki durumu, "Bu bir insani kriz değil, bir ceza davası." ifadeleriyle özetledi.
Konferansın ilk gününde, birçok uluslararası akademisyen de farklı panellerdeki Myanmar'daki insan hakları ihlallerine yönelik değerlendirmelerde bulundu.
ARAKANLI MÜSLÜMANLARA ETNİK TEMİZLİK
BM'ye göre, 25 Ağustos 2017'den sonra Arakan'daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş'e sığınanların sayısı 725 bine ulaştı. Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.
Bangladeş, ülkedeki Arakanlı mültecilerin yurtlarına dönüşü için Myanmar ile vardığı anlaşmayı uygulamaktan vazgeçerken, uluslararası medya ve yardım kuruluşlarının Arakan bölgesine girişini ciddi oranda kısıtlayan Myanmar hükümeti, Arakanlı Müslümanların dönüşlerine ilişkin verdiği sözleri yerine getirmedi.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.
İnsan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanların gerekli güvenli ortam sağlanmadan Myanmar'a dönmelerinin, yeni bir etnik temizlik kampanyasına yol açacağı endişesini taşıyor.
Kaynak, AA