Mücahid Temel Haber Araştırma

Burma’nın batısında bulunan Arakan vilayetinde Müslümanlar, son günlerde çok zor durumdalar. Budistlerin yaptığı son katliamlarla birlikte Burma’nın genelinde Müslümanlara yönelik adeta soykırım başlatıldı. Burma’daki olaylar umreden dönen 10 Müslüman’ın Budistler tarafından yolları kesilip, şehid edilmesinin ardından başlamıştı.

Budistler 10 Müslümanı şehid ettikten sonra bir takım silahlı ve bambu sopalı gruplar, Arakan vilayetinde sokaklara yayıldılar. Vilayetin genelini özelikle de eyaletin kuzeyindeki Mounganaw şehri ve eyaletin başkenti Sittwe şehrinde karşılaştıkları Müslümanları darp edip, şehid ediyor, Müslümanlara ait yüzlerce evi yıkıyorlardı.

ARAKAN’DAKİ TRAJEDİNİN TARİHÇESİ

Burmanın nüfusu yaklaşık 50 milyondur. Bunun sadece %15 Müslümanlardan oluşuyor. Arakan vilayetinde nüfusun çoğunluğunu Müslümanlar teşkil ediyor. Arakan’a İslam 7. Asırda girmiş, daha sonra burada bağımsız bir İslam ülkesi kurulmuştur. Bu durum, Burmalı Budist Kral Budabay’ın 1784 yılında Arakan’ı işgal etmesine kadar sürmüştür. Ardından bölgede İslam’ın yayılmasından korkarak Arakan’ı Burma’ya eklemiştir.

O zamandan beri Müslümanlar sıkıntıya, tacize ve soykırımın her çeşidine maruz kalıyor. 1942 yılında terörist Magh Budistleri, Burmalı ve sömürgeci Budistlerden aldıkları silahlarla Müslümanlara yönelik büyük ve vahşi bir katliam yaptı. Bu katliamda çoğunluğu kadın, çocuk ve ihtiyarlardan oluşan 100 binden fazla Müslüman şehid edildi. Yüzbinlerce kişi de ülke dışına sürüldü. Ayrıca 1962 ve 1991 yıllarında bir buçuk milyon Müslüman zor şartlar altında Bangladeş’e sürüldü. O zamandan beri Arakanlı Müslümanlar Budistler tarafından zulme, katliama, ekonomik ve kültürel baskıya maruz kalıyorlar.

OLAYLARIN ASIL SEBEBİ BUDİSTLERİN KİNİDİR

08.06.2012’de olaylar baş göstermeden önce Burma hükümeti Arakan Müslümanlarına vatandaşlık kartı vereceklerini açıklamıştı. Bu da Magh Budistlerini çılgına çevirmişti. Çünkü Müslümanların vatandaş olarak kabul edilmesi Arakan vilayetinde çoğunluğun Müslümanlara geçmesi ve bölgede İslam’ın yayılması anlamına geliyordu. Budistler, Arakan’da yalnız yaşama hayali içindeydiler. Müslümanlara vatandaşlık verilmesiyle hayalleri suya düşecekti.

Yönetimin açıklamasından sonra Magh Budistleri Müslümanlar arasında kargaşa çıkarmaya başladı. Bunu hükümetin kararından vazgeçmesi ve kendilerini temize çıkarmak için yapıyorlardı.

Magh Budistleri, Müslümanların azınlık olduğu Tas ve Nucuk bölgelerine yöneldiler. Ardından başkent yolunu kullanan Müslümanlara pusu kurdular. Müslüman âlim ve davetçinin de içinde bulunduğu, bir otobüs onlara doğru yol alıyordu. Otobüste Burma’nın başkentlisi Yangon ve Arakan vilayetinin başkentlisi Akyab – Sittwe’li olanlar da vardı. Bunlar belirtilen yere ulaştıklarında Budistler otobüse saldırarak, herkesi vahşice katlettiler. Burada Maghlar terörist örgütüne mensup 466 kişi, insanlığın vicdanını yerle bir eden bir üslupla Müslümanları öldürmeye başladılar.

Orada şehid edilen Müslümanların tümü -Allah onlara rahmetin etsin- İslam davetçisiydi. Elleri ve ayakları arkadan bağlanmış ve hepsi sopalarla vurularak şehid edilmişti.

BUDİSTLERİN BAHANESİ HAZIRDI

Bunun üzerine Budistler kendilerini temize çıkarmak için bir Müslüman’ın, Budist bir kızın ırzına geçtiği iftirasını ortaya attılar. Bu kızın olayı bilindiği üzere Müslümanların azınlık olduğu bir yerde gerçekleşmişti. Bu şehid edilenler ise kızın öldürüldüğü bölgeden değil, bunların hepsi başkentliydiler.

HÜKÜMET MÜSLÜMANLARA KARŞIDIR

Bütün bu olaylar karşısında beklendiği gibi Burma hükümeti Müslümanlara karşı Budistlerin yanında yer almıştır. Bu olaydan sonra hükûmet 4 Müslümanı, Budist kıza tecavüz ettiği ve öldürdüğü gerekçesiyle tutukladı. Günahsız Müslümanları şehid eden 466 Budist’e ise karışmadı. Hükûmetin derdi öldürülen kadının davasını çözmek değildir. Hükümetin derdi 6 asırdan beri yaptıkları gibi Müslümanlara baskı yapmaktı.

BUDİSTLER MÜSLÜMANLARIN MAHALLELERİNİ YAKIYORLAR

03.06.2012 Cuma günü Arakan’da Budistler tarafından on Müslüman davetçi ve âlimin öldürülmesi olayını protestoyu önlemek için Müslümanların ağırlıklı olduğu yerlerde devriye geziyorlardı. Hatta camilerde namaz kılanları bile bir anda çıkmalarına izin vermiyorlardı. Çıkarken de Magh Budist rahipleri onlara taş atıyordu. Onlardan bir kısmı yaralandı. Tabi bazı Müslümanlar da onlara karşılık veriyordu. Asırlardır Müslümanlar kendilerine yapılan zulümleri içlerine atıyordu. Son olaylarla Müslümanlar dayanamayıp gösterilere başladılar. Bu da, Magh Budistleri için Müslümanları kendi planları çerçevesinde bir soykırımdan geçirmek için yeni bir fırsattı. Ancak ordu olaya müdahil oldu ve Müslümanları teskin ederek evlerine döndürdü. Ardından İki taraf için sokağa çıkma yasağı uyguladılar. Ardından Budist ordu Müslüman mahallerini kuşatma altına aldı. Diğer taraftan da Magh Budistlerine sokağa çıkma yasağı uygulamadı. Onlar da ifsatlarına devam ettiler. Köylere ve Müslümanların evlerine satır, bıçak ve kılıçlarla saldırmaya başladılar. Savunmasız Müslümanlar ise ellerinde bulunan sopa ve tahtalarla karşılık vermeye çalışıyorlardı. Böylece Budist Magh teröristleri, polislerin gözleri önünde Müslümanları katletmeye ve mahallerini yakmaya başladı. Budist hükûmet de bu katliamlara karşı sesiz kalarak Magh Budistlerini destekliyordu.

MÜSLÜMANLAR VATANLARINDAN KOVULUYOR

Görüldüğü gibi Arakan’da yaşanan olaylar Müslümanların bir soykırıma maruz kaldığını ortaya koyuyor. Magh Budistleri Müslümanların çok olduğu mahallelerde sokağa çıkma yasağından faydalanarak Müslümanların Arakan’ın başkentine doğru yönelmelerini engellemiş oldular. Ayrıca kendileri de yasağa uymayarak başkent Akyab’a yöneldiler. Orada Magendu, Rasiydong ve başka yerlere saldırdılar. Mahalleleri insanlarla birlikte yaktılar. Evleri yandıktan sonra Müslümanlar toplu olarak Akyab ve Magendu’dan ayrılmak zorunda kaldılar. Üzerlerinde yırtık bir elbise dışında hiç bir şey olmadan aç susuz bir şekilde denize doğru gitmeye çalışıyorlardı.

Böylece Müslümanların ölüm gemilerindeki meçhul yolculukları başladı. Onlar sadece Allah’a dayanmış ona sığınmışlardır. Böylece komşu ülkelere vardılar. Onlardan çoğu hayatını kaybetmişken geride kalanlarda ölüm ve yaşam arasında gidip geliyordu.

İki asırdan beri Birleşmiş Miletler, ASEAN Örgütü ve İslam Konferansı Örgütü, Arakan Müslümanları konusunu tartıştığı halde hiçbir şey değişmedi. Hatta sıkıntılar daha da arttı. Dünya, dün bu sorunu sesiz kaldığı gibi bu günde sessizliğini koruyor. Bu durumdan güç alan Budistler de katliamlarını sürdürüyorlar.