VAN- Van Köylüleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, "Van Köylülerinin Sıkıntılarını Dinleme ve Sorunları Dile Getirme Projesi" kapsamında Van köylerine yaptıkları ziyaretleri devam ediyor.

 

Deprem sonrası birçok sıkıntının yaşandığını ve maalesef bu sıkıntıların giderilmesi için çok yavaş hareket edildiğini belirten Van Köyleri İle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Fevzi Doğan, yetkililerin bu sıkıntıları gidermek için ciddi bir altyapı çalışması başlatması gerektiğini belirtti. Doğan " Bizim bu mazlum insanlarımız çadır ve konteynırlarda bir kışı daha yaşamaları onlar için adeta bir kâbus olur. Kendileri ile konuştuğumuz köylülerin neredeyse tamamı, bir kışı daha konteynırlarda geçirmek istemedikleri ve kendilerine vaat edilen dairelerin bir an önce yapılması gerektiğini söylüyorlar. Bu konuda yetkililerin daha duyarlı olmalarını talep ediyoruz" diyerek yetkililere çağrıda bulundu.

 

"Köylüler Bu Korku İle Yaşamak İstemiyorlar"
Van`a 60 km uzaklıkta bulunan Merkez`e bağlı, Çolpan (Pans) köyü depremden en fazla zarar gören köylerden biri. 35-40 haneye ve yaklaşık 100 kişilik bir nüfusa sahip köyde, evlerin neredeyse yarısı depremden yıkılmasına rağmen ölen ya da yaralanan olmamış. En büyük tesellileri ise köylerinde can kaybının olmaması. Çolpanlıların en büyük sıkıntısı kalıcı konutların yapımının çok ağır işlemesi ve bu yıl da kışı çadırlarda ve konteynırlarda geçirme korkusu. Köylüler bu korku ile yaşamak istemedikleri dile getiriyor.

 

"Devletten Önce Onların Gelmiş Olması Bizim İçin Çok Anlamlı"
Çolpan köyünden Şahabettin Akman, depremden sonra devletin bölgeye çok geç gelişini eleştirerek, "Bizim köye ilk gelen Rahmet Eli Gıda Bankası oldu. Depremden hemen sonra geldiler. Gıda ve giyim yardımında bulundular. Çevre köylere de gerekli yardımı verdiler. Devletten önce onların gelmiş olması bizim için çok anlamlı. Kendilerinden Allah razı olsun" dedi.

 

"Enkazlar Bile Bir Türlü Kaldırılmıyor"
Devletin kalıcı konut için kendilerinden ilkin 70 bin TL istediğini ancak kendilerinin evlerini yapmak karşılığından devletin tanımış olduğu 40 bin TL`lik krediyi kabul ettiklerini belirten Akman, "Kendimiz yapacağız dedik. Bir bankadan kredi çekip kendi arsalarımızda evlerimizi yapmaya karar verdik. Bazı köylerin kalıcı konutları bitmek üzere. Ancak bazı köylerde ise daha yapımına bile başlanmamış hatta depremden kalma enkazların bile kaldırılmadığı köyler var. Maalesef enkazlar bile bir türlü kaldırılmıyor. Enkazları kaldırmamak için her seferinde farklı bahaneler arıyorlardı. Millet zar zor enkazı kaldırdı. Önümüzde kış var. 4-5 ay içinde kışa gireceğiz. Kışa girdiğimizde de konteynerlerde kalınmaz. Zaten herkes şimdiden hasta olmuş. Kış geldiğinde de evler yapılamayacak. Dolayısıyla umutlarımız bir başka bahara kalacak. Malumunuz şimdi yaz ve sıcaktan içeride duramıyoruz. Kışın da soğuktan duramıyoruz. Kalıcı konutların yapımı müteahhitlere verilmiş, onlar da bu yıl bitirirler mi bilemiyoruz" diyerek kalıcı konutların yapımı hususundaki çekincelerini dile getirdi.

 

"Hayvancılıkla Uğraşıyoruz Ama Onun da Kârı Yok"
Köylülerin geçim kaynağına da değinen Akman, "Köylüler geçimlerini buğday ve arpa ile sağlıyor. Hayvancılık da yapıyoruz. Bu sene tarım kuraklıktan dolayı iyi değil. Millet çok mağdur. Bölge insanı dışarıdan gelip ot, buğday istiyor ama elimizde yok. Eskiden ot ve saman satıp bir gelir elde ediyorduk ancak satan durumdayken şimdi biz de alan durumuna düştük. Hayvancılıkla uğraşıyoruz ama onun da kârı yok. Saman ve ot olmadı mı hayvancılık da duruyor. Ne satabiliyorsun ne de alabiliyorsun" şeklinde konuştu. Çolpan köyüne bağlı ve yaklaşık 4 km uzaklıkta bulunan 15 haneli Aşağı Kalecik ve Yukarı Kalecik mezrası köylüleri ise durumlarının köylerden daha kötü olduğunu ifade etti.

 

"Kimse Mezraları Sormuyor"
Devletin, gelen yardımları köye verdiğini, mezraların ise adeta unutulduğunu belirten Mustafa Akman, "Kimse mezraları sormuyor. İnsan mı var cin mi var? Ne arayan var ne soran var. Depremden bugüne kadar biri gelip de; haliniz nedir, durumunuz nedir diye kimse sormamış. Biz korkuyoruz bu kış da bizi çadır ve konteynerlerde bırakacaklar. Sözde enkazı kaldırmışlar ama daha evlere başlamamışlar. Biz de evlerimizi müteahhide vermişiz. Ama halen gelip işe başlamadılar. Aşağı köyde ev yapımları başlamış ama mezrada hiçbir faaliyet yok. Bir de mezranın şöyle bir durumu var, 2 ay sonra bir kış, bir yağmur gelirse mezramıza ulaşım zor oluyor. O zaman bu insanların hali ne olacak" dedi.

 

"Bu Kış da Konteynır ve Çadırda Kalmaktan Korkuyoruz"
Bir an önce konutların yapılmasını isteyen Akman, "Her şeyimiz hazır, vekâletnameyi noterde yaptık, tapu da hazır; ama maalesef bugüne kadar kimse gelmemiş. Sadece 1 hafta önce müteahhit gelip enkazları kaldırdı. Ondan sonra kimse gelmemiş. Bu kış da konteyner ve çadırda kalmaktan korkuyoruz. Bir konteyner vermişler bize, kar yağdığı zaman kar onun içine giriyor. On paket silikon sıktık ama yine durduramadık. Burası mezra olduğu için aşağı köye oranla daha soğuk oluyor. Daima rüzgârlı bir hava var burada. Kışın da çok şiddetli soğuklar oluyor" diyerek devletin ilk önce dağ köylerine ve mezralara el atması gerektiğini dile getirdi.

 

"Biz Öyle Ortada Kalmışız"
Depremden sonra yetkililerin keyfi davrandığını söyleyen Akman, "Ağır hasar listesi elimde olduğu halde konteyner vermediler. Yetkililere gidip; neden böyle yapıyorsunuz, diye sebebini sordum. Ağır hasar listesini onlara verdim. Onlar da hangi ekibin mezramızla sorumlu olduğunu sorup yine kendilerine gitmemi istediler. `Gitsinler o köyü kontrol etsinler,` dedi. 40 gündür herkese dağıtmışlar biz öyle ortada kalmışız. Yetkiliye; bütün köylere dağıtmışsınız, biz bu iki mezra ortada kalmışız, deyince elini elime uzatıp `ben senin muhatabın değilim, ben muhtarla muhatabım` dedi ve benimle muhatap bile olmadı" diyerek yetkililerin kendilerine karşı olan vurdumduymazlığını dile getirdi. (Fırat Arslan-İLKHA)