İSTANBUL - Türkiye Diyanet Vakfı tarafından organize edilen, 31 yıldır Ramazan`ın vazgeçilmez bir klasiği haline gelen ve son üç yıldır Beyazıt Meydanı`nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş.`nin katkılarıyla gerçekleştirilen Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı`nın açılışı, Türkiye Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Müftüsü Doç. Dr. Rahmi Yaran`ın katıldığı törenle gerçekleştirildi.

İSTANBUL`UN RAMAZANLARI
İstanbul Büyükşehir Başkanı Kadir Topbaş, konuşmasına İstanbul`un tarihî ve kültürel önemini vurgulayarak başlarken; İstanbul`un medeniyetlerin buluştuğu bir merkezde bulunmasından ötürü büyük bir kültür havzası oluşturduğuna dikkat çekti ve sözlerine şöyle devam etti: \"Ramazanlar İstanbul`da bir başka. Geçmişin İstanbul Ramazanlarından çok bahsedilir. İnanç turizminin ve inanç kültürünün de merkezini oluşturması bu bakımdan etkendir.\"

BİLGİNİN NİTELİĞİ VE NİCELİĞİNİ SORGULAMAK
Ardından kürsüye gelen Türkiye Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, daha önceki fuar açılışlarındaki vaatleri değerlendirdiğinde konuşulması ve düşünülmesi gereken üç önemli meselemiz olduğuna, tefekkür, bilgi ve duygu kaynaklarımızı yeniden ele almamız gerektiğine dikkat çekti. Yeryüzünde bilgi üretme gücümüzün ve kitap basma ve yayımlama oranımızın ne milletimiz, ne medeniyetimiz ne de kültürümüze yakışmadığını belirterek kitabın önemine dair şunları söyledi: \"Bütün dünyada üretilen kitap gücünün 15 batı ülkesinde olması, bütün Müslümanları düşündürmeli. Bilgi batıdaki güç algısından farklı olarak bizde ahlâktır, sorumluluktur ve zihnin gücü olduğu kadar kalbin de gücüdür. Nice bilgiler var ki cehaleti, nice bilgiler var ki ilmi arttırır. Enformasyon çağının cehalete dönüştürdüğü bir bilgi akışı olduğunu kabul etmemiz gerek. Bilginin niteliği ve kalitesi son derece önemli. Yaratıcı ile aramızdaki ilişkiyi tanzim eden bilgi, çok daha önemli. Bu bakımdan da olmamız gereken yerde değiliz. Bilhassa dini yayınlar konusunda bunun defalarca düşünülmesi lazım. Bilgiyi evrenselleştiremiyoruz, kendimize kalıyor. Bilgi üretenlerin artmasına rağmen bilgi kalitemiz durmaksızın düşüyor.\" (Hamza Toprak - İLKHA)