Muhsin Şenol-DOĞRUHABER

Kartal’da yıkılan 8 katlı apartman akıllara ‘deprem olursa ne olacak?’ sorusunu da getirdi. 6 milyondan fazla riskli binanın olduğu söylenirken binlerce binanın depremde yıkılacağı ve ağır hasar göreceği söyleniyor. İmar barışıyla birlikte kaçak yapılara tapu verilmesi ise başka bir sorunu gündeme getirdi. Peki binalar ne kadar sağlam? Deprem olursa kaç yapı zara görür? Depreme ne kadar hazırlıklıyız? İmar barışı çözüm mü? İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz, gündemdeki soruları gazetemize değerlendirdi.

“OLASI BİR DEPREMDE 5 BİN YAPININ ÇÖKME RİSKİ VAR”

Kartal’da yıkılan binanın çökme sebebini henüz belirlenmediğini ifade eden İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz, “Çöken binanın sebebinin öğrenilmesinden önce bakılması gereken şey bina çöktükten sonra 24 saat geçmiş olmasına rağmen arama-kurtarma faaliyetlerinin henüz tamamlanmadığı noktasıdır. Bir bina olmasına rağmen İstanbul dışından AFAD ekipleri destek için çağırılıyor. Dönelim ‘İstanbul’da büyük bir deprem olsa ne olur?’ sorusuna. 2002 yılında Japonların yaptığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de resmi sitesinde yayınladığı bir araştırmaya göre İstanbul’da 5 bin bina tamamen çökecek. Ayrıca 30 bin veya 50 bin bina ise ağır hasar göreceği söyleniyor bu açıklamada. Bir binanın çökmesine bu kadar ekip seferber edilmesine rağmen enkazdan hala çıkartılmayanlar varsa 5 bin binanın çökmesi halinde ne olur hep bunu birlikte düşünelim” dedi.

“DEPREME HAZIRLIK ARAMA-KURTARMA ÇALIŞMASI OLARAK ALGILANIYOR”

Binaların mutlaka güçlendirilmesi ve yenilmesi gerektiğini belirten Tüysüz, “Türkiye’de depreme hazırlık arama-kurtarma hazırlığı olarak algılanıyor. Bütün çalışmalarda buna göre yürütülüyor. Ama asıl olan arama-kurtarma değildir. Deprem esnasında kurtarılanlar can kayıplarının yüzde biri kadardır. Esas olan bırakın kendi kendine binaların yıkılması deprem esnasında yıkılmayacak ve can kaybına yol açmayacak konuma getirilmesi gerekiyor. Hazırlıklarımızın da bu yönde yapmalıyız” şeklinde konuştu.

“BİNALAR YÖNETMELİĞE UYGUN YAPILMALI”

Kırşehir’de 1938 yılında meydana gelen depremden sonra deprem yönetmeliklerinin sürekli değiştiğine dikkat çeken Tüysüz şöyle devam etti: “Çünkü biz her depremden sonra bir şeyler öğreniyoruz. Önce bu depreme dayanıklı olur diye bir yönetmelik çıkartıyoruz sonra deprem olunca bazı aksaklıklar var diyerek değiştiriyoruz. Bu bir nebze doğal ve anlaşılır bir şeydir. Yılbaşından itibaren de yeni bir yaklaşımla yen bir yönetmelik çıkartıldı. Eğer binalar yönetmeliğe göre yapılıyorsa o zaman depreme dayanıklı olacağını düşünüyoruz. Bunu test etmedikçe anlayamazsınız. İnsanlar mevcut yönetmenliğe uyumak zorunda.”

“CİNAYETTEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL”

İmar barışıyla birlikte kaçak yapıların kayıt altına alınması konusuna da değinen Prof. Dr. Okan Tüysüz, “ İmar barışı diye bir şey çıkarttık. Örneğin Kartal’da yıkılan apartman kaçak olduğu için müracaat etse ve ücretini yatırsa kaçak olmaktan çıkartılacaktı. O zaman kaçak yapı ne demek oluyor. Eğer para ödenip tapu alınabiliyorsa biz hangi denetimden bahsedeceğiz? Adına ister barış deyin ister savaş deyin ne derseniz deyin ortaya bu acı sonuçlar çıkıyor. O kadar çok imar affı çıkarmışız ki nasıl yönetmenliğe uygun yapı yapacaksın? Adam yapıyor nede olsa 3 yıl sonra af çıkar diyor. Hiçbir yapıya imar affı çıkmaması gerekiyor. Yönetmeliğe uymayan bir yapı yapıyorsanız içinde yaşayanların hayatını riske atan bir bina yapıyorsunuz demektir. Bu cinayetten başka bir şey değildir. Bunun affını kim yapabilir ki?” dedi.

"6,7 MİLYON DÖNÜŞTÜRÜLMESİ GEREKEN KONUT VAR"

Kartaldaki bina yıkılmadan saatler önce kentsel dönüşüme dair yol haritasını açıklayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, "Yıllık en az 300 bin konut dönüştürme hedefi koyduk, bunun 30 bin konutunu yani yaklaşık yüzde 10'unu Bakanlığımız eliyle yürüteceğiz. Dönüştürülmesi gereken 6,7 milyon konutu da 20 yıl içerisinde dönüştürmüş olacağız." ifadelerini kullandı.

“3 KATI KAÇAK VE İMAR AFFINA BAŞVURAN VAR”

Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz, Artı TV'ye yaptığı açıklamada, "Patlama ile ilgisi yok gibi gözüküyor. Giriş katında bir tekstil atölyesi var iken bir ay önce boşaltılmış. Atölyede kimse yok. 1992 yılında ruhsat almış. Ben inceledim, bina usulüne uygun yapılmış sonra üç kaçak kat yapılmış ve binadan bir kişi de imar affına başvurmuş” ifadelerini kullandı.

BİNALİ YILDIRIM: TEDBİR ALMAZSANIZ BÖYLE OLUR

TBMM Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, "Bu olay bize şunu gösteriyor. Emniyet her şeyden daha önemli. Aşırı iştah yüzünden kurallara kaidelere, fennine, tekniğine uymadan 'Aman bir şey olmaz. Benim temelim sağlam, demirim fazla.' gibi düşüncelerle yapılmış binanın üzerine hiçbir tedbir almadan ilaveler yaparsanız büyük bir riskle karşı karşıya kalmak kaçınılmaz oluyor... Çok üzücü bir hadise ama şu anda 'Bu neden ve nasıl çöktü?' şeklinde bir meseleyle uğraşmak yerine bir an önce içeride olabilecek vatandaşlarımızı sağ salim çıkarabilmenin gayreti içerisinde arkadaşlar. Tabiatıyla hem idari hem adli soruşturmalar eş zamanlı olarak başlamış durumda. Sonuç ortaya çıkacaktır" diye konuştu.