Son günlerde adından sıkça bahsedilen ve sahibinin milyonlarca liralık mağduriyete sebebiyet verdikten sonra yurtdışına kaçtığı Çiftlik Bank'ın çöküşünün ardından sanal ortamlarda elde edilmeye çalışılan kazançlarla ilgili kardeşlerimi tekrardan uyarma ihtiyacı hissettim.
Çiftlik Bank “Hem oyun oyna, hem para kazan" sloganıyla piyasaya çıkmıştı. Daha çocuk yaşta böyle bir işe girişen malum şahıs ilk önce “çiftlik oyunu" sitesi kurup sonrasında bunu gerçek çiftliğe dönüştürdükten sonra kısa sürede Türkiye'nin birçok ilinde 77 bin 843 kişiden 511 milyon TL para toplamış.
Geçtiğimiz Ocak ayında, “saadet zinciri dolandırıcılığı" gerekçesiyle Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından üye alımını durdurma kararı alınan bu projenin bu günlerdeki durumu ise herkesin malumudur.
Hakikatten uzak sanal âlem sadece sosyal ortamlarda değil, aynı şekilde ticari olarak da toplum arasında mağduriyetlere ve güvensizliğe sebebiyet vermektedir. İnternet ortamında ballandıra ballandıra reklamları yapılan ve göz boyamaktan öteye geçmeyen “oturduğun yerde para kazan", “bilgisayarınızı açık tutarak para kazanın", “siz uyuyun bilgisayarınız kazansın" kampanyaları, şimdiye kadar insanları aldatmaktan başka hiçbir şey kazandırmamıştır.
Son beş yıl içerisinde isimlerini sayamayacağımız sayıda çeşitli sanal ticaret mekanizmaları kuruldu. Hemen hemen her gün, bu tür sanal şirketlerden para kazanmanın hükmüyle ilgili mail ve telefon aldık, fetva kurulumuza sayısızca soru yöneltildi.
Bu tür sanal şirketlerin en garip ve en dikkat çeken özellikleri; şirkete üye olmak için ilk başta istedikleri binlerce liralık paradır. Öyle ki yüzbinlerce kişiden topladıkları bu paraları, ne olduğu belli olmayan ve belki bilindiği takdirde haram olduğuna hükmedilecek ortamlarda değerlendirip bunun cüz'i bir miktarını üyelerine verecekler. İşleri, bekledikleri gibi gitmediğinde veya artık bu üyelere ihtiyaçlarının kalmadıklarını düşündüklerinde iflas iddiasıyla kaçıp gidecekler.
Allah'ın bizlere bahşettiği ve bin bir zahmetle biriktirdiğimiz helal kazançları, tasarrufta bulunma hakkına sahip olmadığımız halde eşimizin mehirini ve çoluk çocuğumuzun rızkını; ömrünü bilgisayarların başında ve sanal ortamlarda geçiren, hiçbir sosyal hayatı olmayan, alınları secde görmemiş ne olduğu bilinmeyen toy CEO'ların inisiyatifine bırakmak Allah katında bizleri sorumlu tutan şüpheli kazançlar arasındadır.
Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) “Mümin bir delikten iki kere sokulmaz" (müteffekun aleyh) diye buyurarak her türlü hususta Müslümanın uyanık olması gerektiğini belirtmiştir. Doksanlı yıllarda saadet zinciriyle tecrübe edinilen ve son dönemlerde bilfiil dolandırıcılığıyla meşhur olan onca şirket bulunmasına rağmen; hâlâ bazı kardeşlerin, rızıklarını bu tür yerlerden temin etme merakları anlaşılabilir gibi değil…
Bu vesileyle kardeşlerimize çağrımı yineliyorum; yapılan bu sanal muameleleri, zahiren belki fıkhın bir konusu altına sığdırabilirsiniz. Bununla ilgili kendinize birilerinden fetva da almış olabilirsiniz… Ancak İslam fıkhında ne olduğu belli olmayan; belirsizlik ve ğarar/aldatma içeren satışlar nehyedilmiştir; şirket sahiplerinin bizden aldıkları paralarla ne tür işlere giriştikleri, helal&harama dikkat edip etmedikleriyle ilgili kesin bilgiye sahip değilsiniz. Hatta zann-ı galibe dayanarak; birçoğunun faiz ve haram ticaretle iştigal ettikleri kanaatine varabiliriz.
Bu bakımdan Allah'ın helal kıldığı ve bereketlendirdiği onca ticari alan mevcutken, sermayenizi ne olduğu belli olmayan hayali ortamlara yatırmaktan sakının!
Kaynak: Fetva Kurulu