Çocuk dergiciliği ciddi bir iştir. Şakaya gelmez. Yayınlanan her bir meteryal çocuğun dünyasında önemli iz bırakır. Dergide yayınlanan her bir yazı ve çizgi çocuk için "doğru" kabul edilir. Bu yüzden çocuk yayınları üzerinde duran yayıncıların omuzları üstünde büyük bir sorumluluk olduğunu hatırlatmak isterim. Ama "sorumlu" yayıncılık gerektiren yerde "sorunlu" yayıncılık yapanlara ne demeli? Çok değerli eğitimci kalem erbabı bir dostum bana bir materyal göndermiş. İnceledim ve dehşete düştüm.

Bir çocuk dergisiydi bu. Derginin adı: Kumbara. Arkasında koskoca İş Bankası Yayınları var. Dergiyi çocuklara ücretsiz dağıtıyorlar. Üç ayda bir çıkıyor, güya uzman bir ekip tarafından hazırlanıyor. Kısmen doğru, çünkü derginin içeriğine baktığınızda bilinçli bir şekilde Yunan Kültürü aşıladığını, dahası adeta bir misyoner gibi Hıristiyanlık propagandası içerdiğini görebiliyorsunuz.

Derginin 7. sayısının içeriğine baktığınızda Rönesans, Barok, Ebbo İncili gibi tuhaf yazılara rastlıyorsunuz. Kültür seviyesi olarak da çocukların çok üzerinde.

Yunan Kültürü ve bol Hıristiyanlık argümanların kullanıldığı dergide "İslamiyet"e ait bir ses, yazı ve fotoğraf bulamazsınız.

Yani:

"Tanrı" kelimesi 51 kez, "Allah" kelimesi hiç kullanılmamış.

"Yunan" kelimesi 6 kez, "Türkiye" kelimesi hiç kullanılmamış.

"Bizans" kelimesi 2 kez, "Osmanlı" kelimesi hiç kullanılmamış.

"Roma" kelimesi 3 kez, "Selçuklu" kelimesi hiç kullanılmamış.

"Kilise" kelimesi 5 kez, "Cami" kelimesi hiç kullanılmamış.

"Atina" kelimesi 9 kez, "Ankara" kelimesi hiç kullanılmamış.

"Hıristiyanlık" kelimesi 3 kez, Müslümanlık kelimesi hiç kullanılmamış.

Müslüman mahallesinde salyangoz satmak diye buna denir. İş Bankası Kültür yayınlarından çıkan Kumbara dergisi ekibinin "bilinçsiz" bir yayıncılık yaptığına inanmıyorum. Şimdiden çocuklara bizden olmayan kültürü şırınga ederek, belli bir kültürü empoze ediyorlar.

Gerçi ülkemizde çocuk yayıncılığının yüzü hep Batı`ya dönük olmuştur. Her on yılda bir yayınlanan çocuk dergilerine bakın, maalesef kaçınılmaz bir gerçeği göreceksiniz: bilgiler, keşifler, icatlar gibi birçok bilgi, Batı kaynaklı olmuş. Yeni tercüme yayınlarla dergiler kotarılmış. Bu yüzden, çocuk dergiciliğinde bir kültür yozlaşması meydana gelmiş.

Kimi banka destekli çocuk dergiciliği adeta müfredat dergiciliği oluşturmuş. Yani çocuk yayınlarında ve dergilerinde bir kültür birliği yok, tam bir "politikasızlık" söz konusu.

1970`li yıllara kadar, okul öncesinden başlayarak çocuk yaşına uygun olarak yapılmış ne bir kitap ne de bir dergi yayınına rastlayabilirsiniz. 1981`den itibaren ciddi anlamda çocuk dergiciliğinde bir sıçrama yaşandı. Ancak pedagojinin verilerine göre hareket edilmedi, çocuk yayınlarının yaş gruplarına göre düzenlenmesi gerekirdi. Ancak ülkemizde bu yönde bir ihtisaslaşma henüz yok.

Zaten çocuk dergiciliği ülkemizde çok ciddiye alınmıyor. Branşlaşmayı öne çıkaran bir yaklaşım söz konusu değil. Çünkü, çocuk dergiciliğine ticari yaklaşılıyor. Ancak değişen bir çocukluk kavramı var. Bugünkü çocuk, dünün çocuğu değil artık.

Bugünkü çocukların internet ve sosyal paylaşım sitelerin kontrolüne girdiğini çok rahat söyleyebiliriz. İnternet ortamının şiddet yüklü oyunları, televizyonda ünlü markaların cirit attığı kanalların bol hareketli çizgi karakterlerinin etkisindedir.

Çocuk dergilerinin büyük bir kısmı da Avrupa, Amerika ve Japon merkezli olarak üretiliyor.

Avrupa`dan kilise merkezli ahlaki öğretiler ithal edilirken, Amerika`dan sahte "süper kahraman"lı köpürtülmüş tipler ithal ediliyor. Japonya`dan da "anime" markalı iri gözlü karakterler televizyon ve bilgisayarımızın dört bir tarafını sarmış görünüyor.

Hasılı; İş Bankası destekli Kumbara dergisinde yayınlanan yazı ve çizgiler milletin temel inanç ve değerlerine ters düşmektedir. Bu yayıncılığı "düzeltin" demekle düzelteceklerini sanmıyorum. Yıllardır zaten buna benzer yayıncılık yapıyorlardı. Görünen o ki, Kumbara dergisinin yaptığı yayın, ayrı dünyaların insanı yetiştirmeye yönelik çabaların bir sonucu.

Bir çocuk yayınında kör parmağım gözüne, inanç, önyargı ve şartlandırma olmamalı. Yani resmen, düşünce, felsefe, inanç, din ve mezhep ayrımı gözetiliyor. İdeolojik yönlendirme ve önyargıdan uzak kalmalıydı... En kısa zamanda bu ülkede yayın yaptığını hatırlamalı. Milli ve manevi değerleri öne çıkaran yayınlarla kendini kabul ettirmeli.