M. ERKAN YAVUZ- DOĞRUHABER

Moskova'da 9 Kasım 2018'de gerçekleştirilen Afganistan konulu ilk görüşmenin ardından ikinci görüşme de 5 Şubat'ta düzenlendi. Taliban'ın Afganistan hükümeti ile görüşmeyiz açıklamalarının ardından gerçekleştirilen toplantıya Kabil hükümeti ile hükümete yakınlığı ile bilinen Yüksek Barış Konseyi davet edilmedi. Afganistan'ın geleceği ve barış süreci görüşmenin başlıca konu başlıkları oldu. Görüşmelere, Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani'ye muhalif olan isimlerin katılımı dikkat çekti. En dikkat çekici katılımcı ise, eski devlet başkanı Hamid Karzai idi. Gani karşıtı siyasetçilerin başında gelen Karzai, ülkede Afganlar arasında bir uzlaşının önemine dikkat çekti. Afganistan barış görüşmelerinde medyaya düşen kareler trajikomik olarak yorumlandı. Taliban mensubu üyenin arkasında namaza duran Afgan siyasetçilerin görüntüleri ‘Kıbleniz Aynıysa Bu Savaş Niye?’ yorumlarına neden oldu. Fotoğrafta Karzai’nin de imamın arka safında namaza durduğu görülüyor.  

“DAHA ÖNCE DE AYNI SAFTA NAMAZ KILABİLİRLERDİ”

Gündemdeki çarpıcı fotoğrafı gazetemize değerlendiren Gazeteci-Yazar Kemal Öztürk, “Bu soruyu 80’li yıllarda sorduğumuzu hatırlatmak isterim. 1979’da Rus işgali başladığında Müslümanlar Afganistan cihadına yardım etti. Hatta Türkiye’den giden çok sayıda kişi şehit oldu orada. Savaş kazanıldıktan sonra oradaki Müslümanlar birbirleriyle savaştı. Hepsi bir birine suikast düzenledi. Bence Afganistan o tarihte işgal edildi. 1979 yılında değil. O zaman da birbirleri arkasında namaz kılacak itikada sahiplerdi. Ama bugün Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de Müslümanlar birbirleriyle çatışıyorsa bunun tohumları Afganistan’da atıldı. Bu ayıp Afganlarındır. Rusya’ya veya Amerika’ya gidip orada iki Müslüman grubun barış görüşmesi yapması ayıptır. Birbirlerinin arkasında namaz kılmaları bence fark etmez bu utanç alınlarına yapışmıştır.” şeklinde konuştu.

‘MÜSLÜMANLARIN BİRBİRİYLE SAVAŞMASI BÜYÜK BİR TAHRİPTİR’

Müslümanlar arasında yürütülen savaşların daha ağır tahribatlar oluşturduğuna dikkat çeken Öztürk, “Türkiye’de binlerce kişi yüzüğünü, bileziğini, saatini satıp Afgan cihadına destek olmak için göndermiştir. Bunun vebali ahirette sorulacaktır. Bir müminin başka bir mümine açtığı savaş, bir kafirin mümine açtığı savaştan daha büyük tahribata ve yıkıma neden olur. Bugün Irak’ta, Suriye’de yaşadığımız ağır tahribatın sebebi de budur. Amerikalıların, israilin Müslümanlara verdirdiği kayıptan daha fazlasını Müslümanlar birbirleriyle savaşarak vermişlerdir. Afganistan bunun küçük bir örneğidir.” dedi.

“MAALESEF BİZ BİRBİRİMİZİN HUKUKUNU KORUMUYORUZ”

İslam aleminin sorunlarını kendi içinde düzeltmesi gerektiğini ve başkalarına havale edilmemesi gerektiğini belirten Dr. Şerafettin Kalay, “Hatalarımızı biz düzeltmeliyiz, başkalarının düzeltmesi acziyetini yaşamamalıyız. Doğru olan budur. Maalesef biz birbirimizin hukukunu korumuyoruz. Düşmana olan tavrımızdan daha ziyade içimizde büyük ve derin yaralar açıyoruz. Halbuki biz ne zaman yara açtıysak kaybettik. İnanın dış dünyadan, yani Batı’dan İslam dünyasına ciddi hiçbir zarar verilememiştir. Ne zaman içte hastalıklar başladı, birbirimize büyük kayıplar yaşattık, dış dünya da bu vesileyle imkan bulmuştur ve saldırılara maruz kalmışızdır. İslam alemi kardeşliğini yaşadığı, iman kardeşiyle bir araya geldiği zaman daima aziz olmuştur, düşmanlar da Müslümanlara diş geçirememiştir. Bundan dolayı daima içten problem çıkarmaya çalışmışlardır. İçimize fitne ekmeye çalışmışlardır ve bizde ne zaman bu tuzağa düştüysek o zaman acziyeti yaşadık, birbirimize istesek de yardım edememişizdir.” şeklinde konuştu.

“AYAĞA KALKMAMIZ İÇİN KARDEŞLİK HUKUKUNU TESİS ETMEMİZ GEREKİR”

İslam aleminde yaşanan acıların bitmesi için iman kardeşliğinin tesis edilmesinin hayati önem taşıdığına vurgu yapan Kalay, “İslam aleminin yeniden ayağa kalkması için kardeşlik hukukunu tesis etmesi gerekir. Bosna’da, Filistin’de, Suriye’de, Afganistan’da, Irak’ta ve bütün İslam coğrafyasında yaşananlar bunun örneğidir. İnşallah yeniden iman kardeşliğimizi tadar, başkasının bizimle oynamasına imkan ve fırsatı vermeyiz. İslam aleminin nasıl bir coğrafyaya sahip olduğunu gözlerimizin önüne getirelim. Atlas Okyanusu’ndan Pasifiğin ortasına kadar, yani Endonezya’ya kadar. Bizler iman kardeşliğini sağlarsak bize dünya hakimiyetini getirecektir. Bu gerçeği hiç unutmayalım. Şayet bu iman kardeşliğini tesis edebilirsek Ege, Süveyş Kanalı, Basra Körfezi, Akdeniz, Karadeniz ve Hint Okyanusu’nun çoğu bize ait olacaktır. Bütün bunlara sahip olduğumuz zaman nasıl bir gücümüzün olacağını düşünelim. İnşallah o günleri görürüz, zalimden merhamet bekleme acziyetine düşmeyiz. Çünkü bu zalimlerden çok merhamet bekledik ve onlar hiçbir zaman bu merhameti göstermediler.” ifadelerini kullandı.