CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Yenimahalle Belediyesi ve TMMOB tarafından Mehmet Akif Ersoy Mahallesi`nde yaptırılacak öğrenci evi ve sosyal tesislerinin temel atma törenine katıldı. Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, güzel bir akşam için bir araya geldiklerini belirterek, tüm katılımcılara teşekkür etti. "Türkiye, 80 küsur yıldır dünyanın en basit sorunu olan öğrenci yurdu sorununu niye çözmez`" diye soran Kılıçdaroğlu, "Gidersiniz Samsun`da dere yatağı kenarına konut yaparsınız. Başka yere konut yaparsınız. `Ucuz konut yapacağım` diye yola çıkıp, pahalı konutlar yaparsınız. Ama bir öğrencinin kalabileceği yurdu yapmazsınız. Niye yapmazsınız` Nedenini ben de biliyorum, siz de biliyorsunuz. `Acaba biz karanlık odaklara çocuklarımızı nasıl teslim ederiz`. Bütün hesap bunun üzerine kurulu` ifadelerini kullandı. CHP`li belediyelerin tüm baskılara rağmen öğrenci yurtları yaptığını, bu çabalarını sürdüreceklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, yurt sorununun kolayca çözülebilecek bir konu olduğunu, istenmesi durumunda 1 yılda bütün üniversite kampüslerinde öğrencilerin kalabileceği yurtlar yapılabileceğini söyledi.
Türkiye`nin iyi yönetilmediğini savunaran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Türkiye, halkın çıkarları doğrultusunda yönetilmiyor. 1 trilyon 397 milyar dolar para harcandı son 9 yılda. Bir düşünün bakalım, o parayla bu ülkede gerçekten bu iktidarın imzasını atabileceği bir eser kaldı mı` Keban mı yaptılar, Atatürk Barajı mı yaptılar, ne yaptılar` O zaman dönüp bakmamız gereken bir konu var. O parayı bu ülkenin yurttaşları ödedi, sizler ödediniz. Vergi olarak ödediniz. Demokrasilerde kural şudur; benim ödediğim vergilerin nereye harcandığını benim sormam gerekiyor. Eğer sorabilirseniz o ülkede demokrasi var demektir. Soramazsınız o ülkede demokrasi yoktur, birbirimizi kandırmayalım. Demokrasi bir anlamda da siyasal iktidarı sorgulama rejimidir. Türkiye yarı açık cezaevine döndürüldü, doğru. Özel yetkili mahkemeleri, özel savcıları var. Özel yargıçları var, özel mahkemeleri var. Özel Yargıtayları var. O Yargıtaylara atadıkları militan yargıçlar var. Özel Danıştay`ı var. O Danıştay`a atadıkları militan yargıçlar var. Bunlarla Türkiye, demokrasiyi yakalayamaz. Demokrasi özgürlük rejimidir. Demokrasi, aydınların sorumluluk üstlendiği bir rejimdir. Aydınlar cesur, yürekli olacak. Gerekirse bedel ödemekten korkmayacaklar. Aydının korkak olduğu rejim de demokrasi olmaz. O kişiye de aydın denmez. O yüzden TMMOB`un böyle bir eserin altına imza atması baskının yoğunlaştığı dönemde çok daha büyük anlam ifade ediyor. Kendilerini kutluyorum."
Türkiye`de askeri bir yönetimin değil, sivil bir otoritenin olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Sivil vesayetle askeri vesayet arasında bir fark da yok. Birisinin omuzunda silah var. Öbürünün elinde sopa var. İkisinin elinde de silah var. Birisi korkuyla öbürü de korkuyla geniş kitleleri yönetmeye çalışır. Şimdi modern zamanlarda ne yapıyoruz, telefonları dinliyoruz. Ne yapıyoruz, kişileri izliyoruz. Ne yapıyoruz, konuşanları tutukluyoruz. Yazanları tutukluyoruz. Gazetecileri tutukluyoruz. Böyle bir yapı demokrasilerde olmaz. Hepimizin bu yapıya karşı çıkması lazım. Kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle ülkesini seven, özgürlükleri isteyen, kılığına, kıyafetine bakmadan, kimliğine bakmadan, inançlarına bakmadan, hepsine saygı duyarak; ortak bir paydada demokrasi, özgürlük, kadın-erkek eşitliği paydasından bakarak bizim tabloyu değiştirmemiz lazım. Bunun için daha cesur, daha yürekli, daha kararlı, daha inançlı olmamız lazım. Yani yurtsever olmamız lazım. Bunu yaptığımız zaman göreceksiniz Türkiye`de başaramayacağımız hiçbir şey yoktur. Bizim kitabımızda yılgınlığa yer yoktur. Korkaklığa yer yoktur. Cesur olacağız, kararlı olacağız, baskı karşısında direnç göstereceğiz. `Aman benim başıma bir şey gelmesin, aman tutuklanırım, aman gözaltına alınırım`. Bunu söylediğiniz andan itibaren toplumu çaresizliğe itersiniz. Aydınların böyle bir rolü olamaz, tarihte de olmamıştır zaten."