Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi`ndeki duruşmaya, öğleyin verilen bir saatlik aranın ardından devam edildi.
Oturumda, sanıklardan KİK Uzmanı Şenol Varürer ile bir inşaat firmasının danışmanlığını yapan Osman Nuri Yılmaz ifade verdi.
Sanık Varürer, meslek hayatı boyunca hiçbir hatası olmamasına karşın üzerine birçok suçlama yapıldığını ifade ederek, şunları kaydetti:
``Tutuklandığım günlerde, 25-30 lira hesap ödediğim birçok yemeğin dahi haber yapıldığını gördüm. İnançlı kişiyim. Mukadderattır diye katlandım. Bu şartlar altında rüşvetle suçlanmayı kendime yediremiyorum. Sayın savcı, KİK`in mevzuatını veya işleyişini bilmediğinden bizi suçluyor. KİK`in karar organı, Kamu İhale Kurulu`dur. Bu kuruldan mevzuata aykırı bir karar çıkması için en az dört üyenin aykırı oyu gerekir. Buna rağmen ben, iddianamede mevzuata aykırı çıkmasını sağlamakla suçlanıyorum.``
Varürer, iddianamede Manas Barajı ihalesi dışındaki hiçbir raporun kendisine ait olmadığını bildirerek, Manas Barajı ihalesinde düzenlediği rapor sayesinde devletin 13 milyon lira daha az ödediğini kaydetti.
Varürer`e, iddianamedeki, ``29 Aralık 2011`de Adana`dan Ankara`ya `Sevgi Varürer` adına gönderilen`` ve ``içinde değeri 4 bin 500 lira olan 3 kol saati ile 5 bin lira para ele geçirildiği`` bildirilen koli de soruldu. Varürer, bununla ilgili olarak, ``Göndereni tanımıyorum, tanımadığım için de iade etmek istedik`` dedi.
Mahkeme Başkanı Bahattin Özbaş`ın, ``İstanbul`da bir telefoncudan alınanan 3 adet İphone hakkında neler söyleyeceksiniz`` şeklindeki sorusuna Varürer, ``telefonları farklı zamanlarda kendim aldım. Bu telefonların ücretini Ali Kaya`nın ödediği doğru değildir`` yanıtını verdi.
Sanık Osman Nuri Yılmaz ise ifadesinde, tarafına isnat edilen hiçbir suçlamayı kabul etmediğini belirterek, 1991 yılından beri çeşitli şirketlerde üst düzey yöneticilik yaptığını, aynı zamanda da bazı şirketlere danışmanlık hizmeti verdiğini söyledi.
İddianamede adı geçen inşaat firmasına da danışmanlık yaptığını, söz konusu firma yöneticilerinin kendisine gelerek, bazı ihaleleri basit nedenlerle kaybettiklerini söylediğini belirten Yılmaz, ``Yaptığım inceleme sonucunda firmanın ihaleleri mevzuatını tam olarak bilmediklerinden kaybettiklerini gördüm. Ve ihale dilekçelerini hazırlamaya başladım. İller Bankası döneminden tanıdığım Şenol Varürer`i de arayarak konuyu anlattım. Gerektiğinde bana destek verebileceğini söyledi. İhale dilekçelerini mail yoluyla kendisine göndermeye başladım. O da düzeltip bana gönderiyordu. Ancak söz konusu ihale dosyalarının hiçbirisinde Şenol Varürer görev almamıştır`` diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Özbaş`ın, ``sanıklar Ali Kaya, Şenol Varürer ve Osman Turna`ya hediye göndermişsiniz bu davranışınız etik midir?`` şeklindeki sorusuna, ``Ali Kaya, Şenol Varürer ve Osman Turna`ya hediye gönderdiğim doğrudur. Emniyetteki ifadem de bu hediyeleri tek tek izah ettim. Hediyeleri danışmanı olduğum firmaya fatura ettiğim hususu da doğrudur. Bu durum etik olmayabilir. Bana göre doğrudur.``
Mahkeme Başkanı Özbaş, Yılmaz`ın ifadesinin ardından duruşmanın Cuma günü devam edeceğini belirterek, oturumu sona erdirdi.