TOKAT- Yazar ÜmitAktaş, Tokad Niksar Temsilciliğinde \"İslamcılık Tartışmaları: Zaaf ve İmkânlar\"başlıklı bir seminer verdi. İslamcılık`ın tarihi seyrini tartışan Aktaş, İslamcı Hareketlerin bugünkü sorumluluklarına ilişkin düşüncelerini aktardı. Seminer konuşmasında İslamcılık başlangıcının150 yıl öncesine gittiğini ifade eden Aktaş, İslamcılık kavramının sonradan üretildiğini belirtti.

Bugünkü anlamda İslamcılığın 1960`lardan sonra olumlu anlamda kullanılmaya başlandığını söyleyen Aktaş seminer konuşmasını şöyle sürdürdü: \" Önemli kişi ve kurumlar bu dönemde ortaya çıktı. Kutup, Aliya, İhvan-ıMüslimin, Malcolm X, Erbakan ve Garaud…İslamcılık, İslam`ın siyasal anlamda ifade edilmesi veya kapitalizme, sosyalizme alternatif bir dünyaya dair kullanıldı. Devrim kelimesini İran Devrimi ve Şeriati okumadan önce ağzımıza almıyorduk. En başta İran devrimini kabullenemiyorduk. Komünist bir olay diye söylüyorduk.\"

İhvan Hareketi`nin daha devrimci bir karaktere sahip olduğunu ama Mısır`da, İran gibi bir sonuca ulaşamadığını vurgulayan Aktaş, bu devrimci potansiyelinde İran tarafından kullanıldığını belirtti.

İran İslam Devrimi Küresel Güçler Tarafından Kuşatıldı
İran İslam Devrimi`nin küresel güçler tarafından kuşatıldığını ve bundan dolayı, ulusal sınırlar içinde kaldığının altını çizen Aktaş, konuşmasına şöyle devam etti: \"Türkiye`de 80 darbesi, İran İslam Devrimi`nin benzerinin olabileceği endişesiyle yapıldı. 80 darbesinden sonra Gülen Hareketi çıktı. Bu hareket Amerika ile çatışmayarak küresel bir hareket seviyesine geldi. (Simbiyotik bir ilişki içindedirler). 80`dekiFethullah Hoca Hareketi küresel güçle beraber davranma kararında sonra küresel görünürlük halini aldı.\"

Said-i Nursi Mücadelesini Kemalizm`e Karşı Kesintiye Uğratmamıştır
Said-iNursi`nin mücadelesini pozitif bir protesto olarak nitelendiren Aktaş, bu mücadelenin Kemalizm`e karşı mücadelesini kesintiye uğratmamıştır diyerek, 28 Şubat`ın küresel güce direnen Milli Görüş`ün belini kırma operasyonu olduğunu vurgulayarak şöyle dedi: \"Milli Görüş Hareketi küresel güçle anlaşmadı. Bu sebeple aynı hüviyetini taşıdı ve kitlesini de yavaş yavaş artırdı. 28 Şubat küresel güce direnen Milli Görüş Hareketinin bu direncini kırmadır. Çünkü engel olamayacaklarını düşündüler. Mavi Marmara meselesinin arkasında durmayan sadece F. Gülen oldu. Çünkü güçlü olanla işbirliği yaparak hareketini belirliyor.\"

Yeryüzünde En Önemli Güç İman Gücüdür
Bu iki ana akımın dışında sivil-toplumsal alanda daha bağımsız hareketlerin olduğunu bu hareketlerin de, nicelik olarak az ama nitelik olarak kuvvetli olduğunu belirten Aktaş, küresel güce karşı küresel mücadele vermeliyiz diyerek, yeryüzünde en önemli gücün iman gücü olduğunu hatırlattı. (Osman İçli-İLKHA)