İmam Şamil`in naipleri savaş sırasında cenk şarkıları söylerlerdi.
"Ey ölüm ne kadar soğuk olursan ol! Bana buz gibi sudan daha tatlı gelirsin. Senden korkmuyorum. İstersen gel! Al canımı"
Sözleri ile başlayan cenk şarkısı beni her zaman etkilemiştir.
Ölümü buz gibi sudan daha tatlı görmek anlayışı, Kuzey Kafkasya`nın yiğit savaşçılarının ortak özelliğidir.
Dört yüz yıla yakın bir süredir devam eden Kuzey Kafkasya bağımsızlık mücadelesinde dönem dönem çok kanlı safhalar yaşanmıştır.
1835-1859 yılları arasında yaşanan İmam Şamil mücadelesi sırasında Kafkasya`da taş üstünde taş kalmamış, milyonları aşan Kuzey Kafkasyalı soykırıma tabi tutulmuştur.Sağ kalanlar ise 1864 yılının 21 Mayıs`ında başlayan bir sürgünle yurtlarını terk etmeye zorlanmışlardır.
Nüfusunun yüzde doksanını kaybeden Kuzey Kafkasya halkları, yeniden anavatanda çoğalmış, 1991 yılında Sovyetler Birliği`nin dağılmasından sonra yeniden bağımsızlık meşalesini yakmıştır.
Sovyetlerin yıkılışından sonra bağımsızlıktan yana tercihini kullanan Çeçenistan, 1994 yılında Rus işgaline uğradı. Çeçenler, 1994-1996 yılları arasında Ruslara karşı bağımsızlık mücadelesi vererek vatanlarını kahramanca savundular. Rusları bozguna uğratarak vatanlarından kovdular.
Çeçen halkı birinci Rus-Çeçen savaşında efsanevi liderleri Cevher Dudayev`i şehit verdiler.
Çeçenistan Bağımsızlık mücadelesi, İmam Şamil mücadelesinden 150 yıl sonra yeni bir Şamil doğurdu.
Şamil Basayev!
1965 doğumlu, Moskova Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü mezunu, öğrencilik yıllarında odasının duvarlarını Che Guevera`nın resimleri ile donatan özgürlüğe aşık Basayev, o zaman İmam Şamil mücadelesini doğru dürüst tanımıyordu bile. Komünist sistemin sınırları içinde ancak Che Guevara`yı tanıyabilmişti.
1991 yılında Gorbaçov`u desteklemek için tankın üzerine çıkan Yeltsin`in yanıbaşında duran birkaç gözükara delikanlıdan biri de Şamil Basayev`di.
1992 yılında patlak veren Gürcü-Abhaz savaşında Kuzey Kafkasya`nın akraba halklarından olan Abhazların safında gönüllü olarak savaştı. Abhazya`nın işgalden kurtulmasından sonra Çeçenistan`a döndü. Basayev, Abhazya`nın en önemli madalyası olan "Abhazya Halk Kahramanı" madalyası ile taltif edildi.
1994 yılında Ruslar, Çeçenistan`a saldırınca, yine cepheye koştu. Abhazya savaşında kendisiyle beraber savaşan Çeçenlerin desteğiyle oluşturduğu birliği ile savaşa katıldı. Kendisine katılan gönüllülerle birlikte binlerce kişiye komuta eden bir komutan olarak devlet başkanı Dudayev`in en önemli komutanları arasında yer aldı.
Dudayev`in şehadetinden sonra Budenovsk baskını ve Grozni savunmasında Rusları yıldırarak masaya oturmaya zorladı.
Zaferin kazanılmasından sonra yapılan Çeçenistan devlet başkanlığı seçimlerinde aday oldu. Popülaritesine rağmen halkın büyük çoğunluğu tercihini Aslan Mashadov`dan yana kullandı. Basayev askeri güç elinde olmasına rağmen Mashadov`u ilk tebrik eden oldu.
Yenilgiyi hazmedemeyen Ruslar, sürekli olarak provokasyonlara başvurdular. FSB laboratuarlarında hazırlanan planlarla bağımsızlığa giden Çeçenistan`nın yolunu kesmeye çalıştılar.
1999 yılının 9 Ağustos`unda Dağıstan`ın Çeçen sınırında operasyon yapan ve halka zulmeden Rus ordusunun işkencelerinden yılan halkın feryatları üzerine 17 Ağustos`ta Dağıstan`a giren Şamil`in hareketi ikinci Rus-Çeçen savaşının başlangıcı sayıldı.
Söylenenin aksine Basayev, Dağıstan`a girip savaşa sebep olmadı. Rus ordusunun Dağıstan`a girişi 9 Ağustos, Basayev`in müdahalesi 17 Ağustos`tur.
Çeçenistan mücadelesini rotasından saptırmak isteyen Ruslar, bütün dünyayı dezenformasyona tabi tutarak Çeçen direnişini "terör", Çeçen savaşçılarını da "terörist" olarak tanıtıp ifsat ettiler. Direnişin efsanevi önderi Şamil Basayev`i "baş terörist" ilan ederek bütün dünyanın gözünde onu suçlu ilan ettiler.
Bağımsızlık savaşçısı Şamil Basayev`i durdurmak isteyen Ruslar, bir gece içinde ailesinden 11 kişiyi çoluk çocuk demeden katlettiler. Yakınlarına ve akrabalarına akla hayale gelmeyen işkenceler uyguladılar.
Basayev, bütün bunlara karşılık davasından vazgeçmedi . Savaşın içinde zaman zaman Rusları dehşete düşüren eylemler planladı.
İnguşetya Operasyonu, Moskova tiyatro baskını, Beslan okul baskını vs. Şamil Basyev`in üslendiği olaylar oldu.
Dudayev, Yandarbiyev, Mashadov ve Sadullayev gibi dört devlet başkanını cephede şehit veren Çeçen direnişinde hayatta kalması, ölmemesi Basayev için işbirlikçi ajan gibi suçlamaların yapılmasına bile sebep oldu.
Basayev, kendi metodları ile Ruslara karşı mücadeleye devam etti.
Beslan baskınını üslenmesi onun hayatında önemli bir dönüm noktası oldu. Eylemin sonucunda hayatını kaybedenleri kimin öldürdüğüne bakılmaksızın Basayev`in ipi çekildi.
Basyev`in Beslan olayındaki en büyük suçu böyle bir eylemi planlarken çok iyi tanıdığı Rusları yeterince iyi tanıyamamış olmasıydı. Basayev bu eylemi planlarken Rusların çocuklara karşı operasyon düzenleyebileceklerini hiç düşünmedi.
Bir okula yapılan baskında rehin alınan çocukların hayatının hiçe sayılacağını Basayev, hesaplayamadı. Adamları ile okulun içine kadar uzanan yolda bütün engellerin bir bir ortadan kalkarak Beslan eyleminin yapılacağı okula kolayca ulaşılmasının sırrını Basayev, anlayamadı.
Oysa tezgah FSB laboratuarlarında hazırlanmıştı. Basayev ve güçlerini okulun içlerine sokmayı başaran FSB için yapılacak tek şey kalıyordu. Beslan`da yaşanan trajediyi bütün dünyaya naklen vermek. Hiçbir gazetecinin giremediği yasak bölge olan Beslan`a yüzlerce gazete ve canlı yayın aracının girmesine izin verilmesi hatta bölgeye taşınmasının sebebi aylar sonra anlaşıldı.
Beslan`ın provakasyon oluşu alenen görünmesine rağmen Ruslar, bunu çok iyi kullandılar. Yüzlerce masum Oset çocuğunu katlederek, bir taşla iki kuş vurmuş oldular. Bir tarafta Çeçen direnişine duyulan sempati azaltılırken, diğer taraftan da Şamil Basayev`e çocuk katili damgası vuruldu..
Hiç kimse, 1994-2005 yılları arasında 1-12 yaş arası 46.000 Çeçen çocuğunun kaybettiğini hatırlamadı. Hiç kimse toplam nüfusu ancak 1 milyon olan Çeçen halkının 260.000`nin Ruslar tarafından katledildiğini söylemedi.
Basayev, zaten yaşarken zoru yani ölümü tercih etmişti. Onun yolu ya özgürlük ya da ölümdü. Makina mühendisi olarak ya da özel istidadına dayanarak, bir Çeçen mafyası kurup Rusya`nın sayılı zenginleri arasına katılıp servet üstüne servet yapmak varken o özgürlük savaşçısı olmayı tercih etti.
Rusların onun hakkında verdikleri hüküm ve tanımlamalarla hiç ilgilenmedi. O, bildiği yoldan bir milim bile sapmadan yürüdü ve yürüdü.
Basayev de bağımsızlığı göremeden dünyadan göçen birçok bağımsızlık savaşçısı gibi terörist olarak tanımlanarak, tarihte yerini aldı.
Savaştığı dönemlerde hain ve terörist olarak tanımlanan Arafat, Castro, Lenin, Stalin gibi liderler iktidara gelip, dünya tarafından tanınınca nasıl "Sayın" ünvanlı liderler haline gelmişlerse Basayev de gün gelecek, Kafkas halklarının gönlünde zaten özel bir yeri olan adını başka uluslara da kabul ettirecektir.
Yüz elli sene sonra Şeyh Şamil`in adını yeniden dirilten Şamil Basayev`in adı asırlar sonra şüphesiz başka Şamiller tarafından doldurulacaktır. Bağımsız Kafkasya idealinin yalnız ve garip savaşçıları, dünya onların savaşını anlayamasa da onlar savaşa devam edeceklerdir.