1- Onun hile ve desiselerini bilmeli. Zira o, kendini basiretle koruyan kimseye yaklaşmaya cesaret edemez. Çünkü hırsız, ev sahibi evde olunca o eve giremez.
2- Davetlerine aldırış etmemeli ve kalıba (görünüşüne) hiç meyil göstermemelidir. Zira o, üren köpeğe benzer. Üzerine varırsan azar ve inat eder. Geri çekilirsen susar, sükut eder.
3- Kalpten ve dilden zikrullahı hiç eksik etmemelidir. Çünkü şeytan, Cenâb-ı Hakk’a sığınan ve her daim niyaz halinde bulunan insanın kalbine yaklaşamaz. Ancak vesvese ile dolu bâtıl ile meşgul kalpleri arar. Hem de mesken edinir.
Nitekim ayet-i kerimede buyurulur ki: “Şeytanlar kimin üzerine iner, size haber vereyim mi? Onlar vebal yüklenici her hilebazın üzerine iner. Günah yüklenici sahtekar kimselerin üzerlerine inerler.” (Şuarâ Suresi, ayet 221-222)
Şeytan aleyhilla’ne bir kulu azdırmak için günahtan ve sair şeylerden korkmayan kimseleri arar. Tatlı bulaşığını arayan sinekler gibi. Böylece insanı güzel yoldan, kıymetli ibadetten, farz olan zikrullahtan alıkoyarlar. (Minhâcu’l-Âbidîn)
Rivayet olunur ki, İsa Aleyhisselam bir gün evinden çıktığında şeytanla karşılaşmış. “Kendini perişan ettiğin gibi insanları da perişan etmeye devam ediyorsun.” demiş. Onun her bir elinde bir şişe varmış. İsa Aleyhisselam arkasında bunları sakladığını görünce, onlar nedir, diye sormuş. Şeytan peygamberlere yalan söyleyemediği için şişelerde ne olduğunu açıklamış. Şişelerin birinde bal, diğerinde de kül olduğunu söylemiş. Hz. İsa Aleyhisselam: “Neden bunları taşıyorsun?” deyince şeytan: “Balı gıybet yapanların ağzına sürüyor, onu tatlandırıyorum ki, daha çok gıybet etsinler. Külü de yetim ve fakir olanların yüzlerine sürüyorum ki, çirkin gözüksünler de merhamet sahipleri onlara yardım etmesin.”
Şeytanın belini kıran haller şunlardır:
1- Bir kabileden çıkan âlim.
2- Arafat’ta müminlerin aşkla ve şevkle Mevla’ya niyaz etmeleri.
3- Tilavet secdesi okunduğunda hemen secde yapılması.
Rabbi Zülcelâl vel-kemâl muhafaza eyleye. Amin..
Kaynak: Nübüvvet Ve Velayet Deryasından Nasihatler