Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkan Tayfun Acarer, NTV’de yayımlanan “Artı” programına konuk oldu.
BTK Başkanı Acarer, 22 Ağustos’ta internette başlayacak yeni uygulamayla ilgili Banu Güven’in sorularına yanıt verdi.
Tayfun Acarer, şunları söyledi:
“Şu anda yaklaşık 9.5 milyon civarında internet abonesi var. Bunlar şu anda mevcut ya da standart profildeler. 22 Ağustos’tan itibaren şu andakine ilave güvenli internet profili diye bir profil getiriliyor. Abonelerin tümü güvenli internet profilinin içine alınıyor değil. Olayın ikiye ayrılmasında yarar görüyorum. Mevcut ve güvenli internet profili. Mecut profilde olan aboneler istedikleri takdirde güvenli internet profiline geçebilecek, bu tamamen abonenin isteğine bağlıdır.
Şu andakine ilave bir alternatif getiriliyor. Şu andakini kullanabilirsiniz, isterseniz güvenli profile geçebilirsiniz. 4 filtreye ayrılma, 4’ünden 1’ini seçme diye bir şey yok. Uygulama hiç olmasaydı mevcut durum devam edecekti. 22 Ağusos’tan sonra abone güvenlik profiline geçmek istemiyorsa şu andaki aynen devam edecek. Bu tamamen abonenin isteğine bağlı, kendi isterse diğer profile geçecek.
Mevcut profilde (standart) herhangi bir değişiklik olmayacak. Şu anda istemezseniz mevcut konumunuza devam edeceksiniz. 22 Ağustos’tan sonra standart profilde herhangi bir değişiklik yok. Diyelim ki isteğiniz doğrultusunda güvenli profiline geçtiniz. Hafta sonu ya da akşam servis sağlayıcının size verdiği şifreyle şu anki mevcut konumunuza geçebilirsiniz. Güvenli profili seçenler standart profile istediği zaman geçiş yapabilir. Bu geçişler servis sağlayıcıları tarafından ücretsiz sağlanacak.
Geçenlerin, geçmeyenlerin takibi... Kamuda görev verilmeden bir görev istenilmesi mümkün olabilir mi? Bizim görevimiz yok ki! Bunu takip edilecek sistemin boyutlarını tahmin edebilir misiniz? Bu Türkiye’deki hiçbir kurumda yok. Nasıl takip etsin ki BTK?
BTK yasa koyucu izlenimi nasıl veriyor anlamakta zorlanıyorum. Görev verilmeyen bir kamu kuruluşu bir kuruş harcayamaz, hiçbir organizasyon yapısına giremez. Böyle bir düzenlemede yok, böyle bir çalışma da yok.
Bu konu yeni bir konu değil. Geçen sene üzerinde çalışılan, 20’ye yakın toplantı yapılan, 3 ay önce de kabul edilen bir konudur. Üç aydır bizim web sayfamızda yer alıyor. 2010’da gündeme geldi, ilgili kuruşlar tarafından tartışıldı. Bu karar bir anda alınmadı, en az 8-9 aylık bir çalışma var.
Kurumumuzun kanununda da ‘abonelerine güvenli interneti ücretsiz temin eder’ diye bir yükümlülük var. Bir vatandaş ‘güvenli internet profilini kullanmak istiyorum’ derse bunun ne sakıncası var anlamakta zorlanıyorum. Siz istemeyebilirsiniz, isteyene diyorsun ki ‘isterseniz mevcut profile dönebilirsiniz’.
(DNS ayarları) Şu an neyse aynısı devam edecek. 22 Ağustos’tan sonra mevcut profilde değişim olmayacak. Bu konuda yorum yapanlar bizim kararımızı okumadan görüş bildirdi ve negatif bir etki oluşturdu.
Beş sene evvel ‘kayıtdışı telefon’ diye bir şey ortaya atıldı, bu konu aylarca tartışıldı. 20 milyar doların üzerinde bir değer ekonomiye kazandırıldı. Sosyal sorunlarda; yaralanma, ölüm ve gasp gibi konularda yüzde 90’ın üzerinde bir azalma oldu. Numara taşınırlığı da tartışıldı. Getirdiği olanaklar ortada, abonelerin yüzde 40’ı telefon numarasını taşıdı.
Şu anda erişimi engellenen sitelerin çocuklar ve müstehcenlik kaynaklı olanların çoğu yurtiçi kaynaklı değil. Yurtiçi olunca bunların birçoğu engellenmiş olacak, bu da standart paketin içinde var.
Türkiye, engellenen siteler konusunda birçok ülkeden çok daha şeffaf. Avrupa’da bir sitenin erişimi engellenmişse sitede sadece bayrak ya da stop diye şey görürsünüz. Türkiye’de bir site engellenmişse neden, ne zaman hangi kanuna göre engellendiği açık açık yazar. Bana göre gerekçenin açık yazılması daha şeffaftır.
Müstehcenlik konusu TİB internet biriminin konusudur. Bunun BTK’yla ilgisi yok. Her ülkenin değişik hassasiyetleri var. Almanya’nın ırkçılık hassasiyeti var. Atatürk’le ilgili suçlar Türkiye’nin hassasiyeti olarak sayılmış. Müstehcenlik konusunda alınan kriterler evrensel kriterlerdir. Bunlar sadece Türkiye’nin sorunu değil, dünyada da benzer sorunlar var.”