Şükrü Gündüz / Doğruhaber
Her Müslüman’ın o ilahı kelamı dinlerken huzur bulduğu ve ‘Keşke bende böyle okuyabilseydim’ dediği ancak sayılı kişilere nasip olan bir nimettir Hafızlık… Asrı Saadetten günümüze kadar Kur`an`ın bir harfi dahi hiç değişmeden günümüze kadar gelmiştir. Çünkü Kur`an Allah`ın koruması altındadır. Hafızlar, Allah`ın koruması altında bulunan kitabı kalplerinde ve zihinlerinde saklayarak çok önemli bir sevaba nail olmaktadırlar.
TÜRKİYE’DE HAFIZLIK MÜESSESESİNİN DURUMU NEDİR?
Müslümanlar için bu kadar önemli olan Hafızlık müessesi Türkiye’de kesintisiz eğitim ile büyük bir darbe aldı. Türkiye’de bu gün Hafızlık müessesinin durumu nedir? Türkiye’de her yıl kaç kişi Hafız oluyor? Hafızların sorunları nelerdir? İsteyen herkes Hafız olabilir mi? Tüm bu merak edilenleri Kısa adı EHAD olan Evrensel Hafızlar Derneği Genel Başkanı Abdulkadir Sağlam ile konuştuk. İşte EHAD Genel Başkanı Sağlam’ın sorularımıza verdiği cevaplar.
ÜMMETİMİN EN ŞEREFLİLERİ KUR’AN’I EZBERLEYENLERDİR
Hocam, öncelikle Evrensel Hafızlar Derneği’nin çalışma sahası nedir? Ve yaptığınız çalışmalar nelerdir?
Kısa adı EHAD olan Evrensel Hafızlar Derneği’miz mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’i öğrenmeyi ve öğretmeyi kendisine düstur ederek “Ümmetimin en şereflileri Kur’an’ı ezberleyenlerdir” hadisi mucibince, hafızlık geleneğinin sürdürülmesi ve yeniden hak ettiği ilgiyi görmesi için kurduk. Milletimizin Kur’an aşkından aldığımız ilhamla kurduğumuz bu dernek aracılığıyla Hafızlık müessesesini yeniden canlandırmayı ve mevcut sorunların aşılmasına yardımcı olmayı amaçlıyoruz. Bütün hafız kardeşlerimizi çalışmalarımıza destek vermeye çağırıyoruz. Bizler mukaddes kitabımız Kur’an’ı yeniden hayatımızın merkezine yerleştirip onu beşik ile mezar arasındaki yolculuğumuzda başucu kitabı haline getirmek istiyoruz.
İLK HAFIZ-I KURRA PEYGAMBER EFENDİMİZDİR
Konuşacağımız meselenin önemini ortaya koymak için ilk olarak ‘hafızlığın’ kendisini sormalıyız? Nedir hafızlık, neden önemlidir ve onu kıymetli kılan nedir?
Allah katından insanlığa sunulan, insanları karanlıklardan aydınlığa çıkaran yüce ve kusursuz bir kaynak olan Kur’an-ı Kerim, bütün kitapların ve ilimlerin ana membaıdır. Kur’an eğitiminin insan üzerindeki etkisinin en çarpıcı örneğini sahabe-i kiramın hayatında görmekteyiz. Resulullah, Kur’an eğitimi ile bedevileri medenileştirmiş ve onlar arasında tarihin sayfalarına isimleri altın harflerle yazılmış insanlar çıkarmıştır. Yüce Allah’ın biz kullarına göndermiş olduğu Kur’an-ı Kerim’in okunup ezberlenmesine hıfz, onu ezberleyen kişiye de Hafız-ı Kur’an denir. Hafız-ı Kurra ise yine Kur’an-ı Kerim’i baştan sona ezberleyen ve aynı zamanda kıraat vecihlerine göre okuyanlara denir. İlk Hafız-ı Kurra Peygamber Efendimizdir.
HAFIZLAR, KUR’AN’IN HAMİSİDİRLER
Hafızlık, Kur’an-ı Kerim’in sadece lafzını ezberleyip belleğe hapsetmek değildir. Onun manası ile hayatı inşa etmek demektir. Tarihte Kur’an’a hizmet eden nice millet ve devletler tarihin şeref levhalarına isimlerini altın harflerle yazdırmışlardır. Kur’an’ın özüne ve ruhuna sırtını dönen milletler ise asla huzurlu ve müreffeh olamamıştır. ‘Kur’an’ı biz indirdik; onu koruyacak olan da biziz’ diye buyuran Allah’u Teâla on dört asırdır Kur’an’ın tek harfine dahi dokunulmasına müsade etmemiştir. Kur’an’ın tahrif edilmeden yayılıp yaygınlaşmasında ve bugünlere gelmesinde hafızların büyük rolü bulunmaktadır. Kur’an’ın eşsiz sedası ve manasının nesillerden nesillere aktarılmasında büyük emeği olan hafızlar, bir anlamda Kur’an’ın hamisidirler. Bu yüzden hafızlar; yaşayan ve yürüyen Kur’an olarak nitelendirilmişlerdir.
HAFIZLIĞA YATKIN ÖĞRENCİLER, HAFIZLIĞA YÖNLENDİRİLMELİDİR
Peki, hafızlık eğitiminin öneminin anlaşılması ve toplumun bu konuya gereken hassasiyeti göstermesi için neler yapılmalıdır? Bu bağlamda önerileriniz nedir?
Hizmet içi eğitim kurslarında öncelik Kur’an Kursu öğreticilerine verilmelidir. Kur’an Kurslarının bina, araç gereç ve diğer giderlerine ödenek ayrılmalıdır. Din hizmetinin başarılı olmasının önemli şartlarından biri olan hafızlık müessesesini yaşatmak için, bir taraftan okula, boş zamanlarında ise Kur’an Kurslarına göndermek sureti ile çocuklarının hafız olmasını arzu eden velilere uygun zemin hazırlanmalıdır. Bunun için ilköğretimin altı, yedi ve sekizinci sınıflarına devam edenlerin spor, müzik, yabancı dil vb. kurslara gidebildikleri gibi Kur’an Kurslarına da devam etmelerine imkan sağlayan bir düzenleme yapılmalıdır. Yaz Kur’an kurslarında camilere gelen öğrencilerden hafızlığa yatkın öğrenciler görevliler tarafından hafızlık yaptırılmak üzere Kur’an Kurslarına yönlendirilmelidir.
İMAM HATİP LİSELERİNDE ‘HAFIZLIK SINIFI’ OLUŞTURULMALIDIR
İmam Hatip Liselerinde “Hafızlık Sınıfı” oluşturulmalı, istekli öğrencilere bu sınıflarda Hafızlık yaptırılması sağlanmalıdır. Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkması ile Kur’an Kurslarının zarar görmemesi için Kur’an Kurslarının adı “Diyanet İşleri Başkanlığı Kur’an Eğitim Merkezi” olarak değiştirilmeli ve Milli Eğitim Bakanlığının uygun göreceği kültür dersleri bu eğitim merkezlerine konmak sureti ile ilköğretimin ikinci kademesinin Kur’an Eğitim Merkezinde tamamlamalarına imkân sağlanmalıdır. Hafızlık belgesi alan öğrenciler iş merkezleri ve fabrika mescitlerinde veya müezzinlik kadrosu ile köy camilerinde görevlendirilmelidir. Hafızlara, yükseköğretimde İlahiyat Fakültesini tercih ettikleri takdirde belirli bir ek puan verilmelidir. Yine yurt dışı Hac görevlendirilmelerinde hafızlara öncelik tanınmalı, kafile başkanlığı verilmeli, il ve ilçelerde uzman hafız olarak atamaları yapılmalıdır.
HAFIZLAR, HAC VEYA UMRE ZİYARETİ İLE ÖDÜLLENDİRİLMELİDİR
“Kur’an Kursu Öğreticisi” ifadesi Kuran kursu öğretmeni olarak değiştirilmeli ve hayat standartları öğretmenlerle paralel olmalıdır. Kur’an Kursları müfredatına; hadis, hat, dini musiki vb. dersler konulmalıdır. Kur’an Kursu öğrencileri de diğer öğrenciler gibi devletin öğrencilere tanıdığı tüm haklardan faydalandırılmalıdır. Öğrenciler Kur’an Kurslarını sevmeleri için teşvik edilmeli, özellikle hafız öğrenciler ‘Hac veya umre ziyareti’ ile ödüllendirilmelidir.
HER EVDEN BİR HAFIZ KAMPANYASI
Çalışmalarınız arasında ne tür yeni projeler vardır?
EHAD olarak Recebi şerifin ilk gününü ‘Dünya Hafızlar Günü’ olarak ilan ettik. Her yıl çeşitli etkinliklerle bunu kutluyoruz. Hatimle teravih namazı kıldıranları umre ile ödüllendirme kapsamında kura sonucu her bölgeden bir hafızımızı umreye gönderiyoruz. En kısa sürede, en küçük ve en ileri yaşta hafızlık yapanları ödüllendirme programları yanı sıra Hafızlık belgesini getirenlerin ücretsiz üniversite hazırlık dershanelerine gönderilmesi, Kur’an Kursu öğrencilerine yönelik hafızlık yolu motivasyon seminerleri, her evden bir hafız kampanyası ve Kur’an-ı Kerim’e uzun yıllar hizmet edenlere yönelik vefa geceleri, hafızlıkla ilgili kompozisyon yarışması vb. bir projeyi uygulamaya çalışacağız.
HAFIZ OLMAK KOLAYDIR, HAFIZ KALMAK DAHA ZORDUR
Hiçbir yaş Kur’an hafızı olmaya başlamak için geç değildir. Yoğun mesai ile çalışan bir kişi de düzenli ve doğru tekniklerle çalışırsa hafız olabilmesi mümkündür. Hafızlığa başlamadan önce meharic-i hurufa, tecvid kurallarına uygun biçimde Kur’an’ı yüzünden seri olarak okuyamayan birisinin, hafızlık eğitiminin sağlıklı olması mümkün değildir. Ezberleme hızı düşer, yanlış ezberler, vs. Üstelik bu hususlarda yanlış öğrenmeleri olan kişinin bu yanlışlarını düzeltmesi, hiç bilmeyene öğretmekten daha zordur. Onun için nitelikli bir hazırlık eğitimi, hafızlık eğitiminin ön koşulu ve olmazsa olmazıdır. Hafız olmak kolaydır, hafız kalmak daha zordur. Bunun için ezberlerin zayıflamaması için hafızlık devamlı tekrar gerektiren bir ibadettir. Bir de Kur’an’la irtibatı kesmemek gerekiyor. Bu konuda, eski hafızlar ayda asgarî bir hatim yapmak gerektiği konusunda mutabıktırlar.
HAFIZLIK EĞİTİMİNİN ÖNÜ AÇILMALIDIR
Hükümetin kamuoyuna duyurduğu yeni eğitim sisteminden beklentimiz yüksektir. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, geçtiğimiz günlerde bir gazeteye verdiği mülakatta şunları söylemiştir. “Dindar insanların da tercih yapma hakkı var. Bir vatandaşımız çocuğunun hafız olarak ya da İslam ahlakıyla yetişmesini, ona dini bilgileri öğretmek istiyorsa herkese sunduğumuz fırsatı ona da sunabilmeliyiz.” Bizler yeni sistemde hafızlığın önünün açılmasını umut ediyoruz.
BU MİLLET KUR’AN EĞİTİMİNE ENGEL OLAN YASAKLARI TANIMAMIŞTIR
Son olarak, EHAD Başkanı olarak, ‘okul eğitimi’ ile ‘hafızlık’ arasında sıkışıp kalan ebeveynlere neler söylemek istersiniz?
Senelerdir uygulanagelen baskılara rağmen din eğitimi olgusu insanlarımızın beyin ve ruhlarından sökülememiştir. Bütün dayatmalara rağmen İslam, bu milletin gönlünde günden güne filizlenmiştir. Bu millet Kur’an eğitimi yasağının en şiddetli uygulandığı yıllarda dahi bir yolunu bulup evlerini ve işyerlerini Kur’an mektebi haline getirmiş, çocuklarına Kur’an öğretmeyi başarmıştır. Hiçbir güç milletimizin manevi değerlerinin önünde duramamıştır. Dün olduğu gibi bugün de Müslüman fert, aile ve toplum Kur’an eğitimine sahip çıkmalı, önemsemeli, benimsemeli ve gerekli ihtimamı göstermelidir.
28 ŞUBAT’TA KUR’AN VE HAFIZLIK EĞİTİMİ BÜYÜK DARBE ALMIŞTIR
EHAD, olarak hafızlık eğitimiyle ilgili elinizde istatistiki bilgiler ve rakamlara bakılarak mevcut eğitim imkânları ve kurs yapılarının yeterli olduğu söylenebilir mi?
28 Şubat sürecinde inanç dünyamızın ve toplum yapımızın teminatlarından olan Kur’an eğitimi ve hafızlık eğitimi büyük darbe almıştır. İmam Hatip’lerin orta kısımlarının kapatılması ve Kur’an kurslarının kapılarına kilit vurulmasıyla birlikte büyük bir manevi boşluk yaşandı. İnsanlığın hidayet kaynağını öğrenemeyen yeni nesil, manevi değerlerinden yoksun bir şekilde yetişti. Son yıllarda suç oranlarındaki artışlar, okullarda cereyan eden ve cinayetlere varan şiddet görüntüleri, uyuşturucu madde kullanımının ilkokul sıralarına kadar düşmesi, ülkemizin büyük bir manevi bunalımın eşiğinde olduğunu göstermektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın verilerine göre, 1998 yılında 5 bin 760 kişi hafızlık belgesi alırken, 2 binli yıllarda bu sayı 1500’ün altına düşmüş, ancak çok şükür 2011 yılında hafızlık belgesi alanların sayısı 4219’a yükselmiştir. Türkiye’de 1975 yılından bu yana hafızlıklarını tamamlamış ve belgelerini almış kişilerin sayısı 101 bin kişiye ulaşmıştır. Bu gelişme de DİB başta olmak üzere Sivil Toplum Kuruluşlarımızın yaptığı çalışmaların önemli payı vardır.
HERKES HAFIZ OLABİLİR
Hafızlık eğitiminde eski tarihlerden günümüze kadar farklı şekilde hafızlık eğitimi veriliyor. Günümüzde hafızlık eğitimi ile ilgili takip edilen program ve yöntemi yeterli ve uygun kabul edebilir miyiz?
Kur’an-ı Kerim’i anlamak, okumak ve öğrenmek başlı başına bir sanattır. Hafız-ı Kur’an ise en büyük sanatkardır. Hafızlık uzun soluklu ve içe dönük bir eylemdir. Hafızlık müessesesinin de olmazsa olmazları vardır. Bunlar, öncelikle halis niyet, istek, sabır, sebat, tevekkül ve zamanı bilinçli kullanmaktır. Hafızlık kolay değil ama gereken tüm şartlara uyulduğunda zannedildiği kadar zor da değildir. Önemli olan sistemli çalışmaktır. Kur’an hafızlığına başlamak zor görünüyor. Ancak bittiği zaman ‘İyi ki vaktimi böyle değerli bir ibadete ayırmışım dedirten çok önemli bir sıfattır.’ Bütün olarak baktığımızda 600 sayfayı ezberlemek kolay değil sanılır. Oysa düzenli çalışıp küçük parçalar halinde ezberlenip sürekli tekrar edilerek gidildiği takdirde günde bir sayfadan hesap edilirse 2 yıla varmadan hafız olmak mümkündür. Yaş ilerledikçe ezberin yavaş olacağı düşünülse bile gayret edince bu süre çok fazla uzamayacaktır. Uzasa bile sonuçta Cenab-ı Allah’ın kelamı Kur’an-ı Azimüşşan’ı üzerinde taşımak, yürüyen Kur’an olmak ve ‘Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir’ Hadis-i Şerifine muhatap olmak, bu gaye uğruna geçen her vakti ibadet niyetiyle geçirmiş olmak için her şeye değer.