Söz konusu dönemde yaşadıklarını Cihan`a anlatan Profesör Tahir Hatipoğlu, Gürüz başkanlığındaki Yüksek Öğretim Kurulu`nun anti demokratik bir yönetim ortaya koyduğunu belirtti. Gürüz`ün üniversitelerde baskı ve korku atmosferi oluşturduğunu ifade eden Hatipoğlu, "O dilimde hanımları türbanlı olan öğretim üyelerine baskı yapıldı, onlara kadro verilmedi. Öğretim üyeleri, Atatürk rozeti takma mecburiyetinde kaldı. Yani Kemal Gürüz dönemi öğretim üyelerinin kişiliklerinin sıfır edildiği bir dönem." dedi.
2003`te yapılan ve `Ordu Göreve` pankartının açıldığı mitinge göndermede bulunan Hatipoğlu, şöyle konuştu:
"Darbeci ve Ergenekoncu deniliyor ya onların organize ettiği mitingler hatırlanacaktır. Bunlardan 25 Ekim 2003`te `Ordu Göreve` pankartının açıldığı miting halen belleklerdedir. Ardından diğer toplantılar geldi. Tabii bu, bir başlangıçtı. Kemal Gürüz, Ankara Üniversitesi`ne o mitingi görev olarak verdi. Şimdi `O mitinge sade vatandaş olarak katıldım` diyor. Ama hakikatinde o miting kendi talebi ile yapıldı. Anılan miting için dönemin Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras`a talimat verdi. Normalde YÖK, bu tür mitingler tertip edemiyor. Hatırlıyorum o miting için rektörler öğretim üyelerine araba tahsis etti. Yani üniversitelerde hiç görülmemiş bir şeydi. Çünkü genelde üniversiteler, öğretim üyelerinin mitinglere katılmamaları için teşvik ederdi. Ama bu dönemde katılmaları için teşvik etti."
JÜRİYE MEKTUP: BUNLARIN EŞİ KARA ÇARŞAFLI, ÜNVAN VERMEYİN
Tahir Hatipoğlu, 28 Şubat`ın aktörlerinin YÖK Başkanı Kemal Gürüz üzerinden öğretim üyelerini abluka altına aldığını kaydetti. Hatipoğlu, şöyle devam etti:
"Kimi öğretim üyelerinin üniversitelerle bağını kesti. Dönemin Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Beşir Atalay`ı, Harran Üniversitesi Rektörü Servet Armağan`ı, Marmara Üniversitesi Rektörü Ömer Faruk Batırel`i görevden aldı. Tabii solculara da darbe vurdu. Mersin Üniversitesi`nde meşhur bir sözü vardı, `Burada 12 Eylül artığı solcular var` diye. Mesela, adam doçent, profesör olacak kadro verilmiyor. Yardımcı doçent, doçent olacak kadro verilmiyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi`nde doçentlik için başvurular vardı. Jüride bulunan ben dâhil herkese mektup geldi. O mektuplar, YÖK`ten verilen talimatla geldi. Burada doçentliğe başvuranlar için `Bunların eşi kara çarşaflı, bunlar Atatürk düşmanı. Doçent yapmayın, bunları` ibareleri kullanılıyordu. Kanımca araştırma komisyonu bunu ciddiyetle ele almalı. Yine Samsun 19 Mayıs Üniversitesi`nde 81 öğretim görevlisinin işine son verildi. Bunların büyük bölümü İlahiyat Fakültesi`nde hocaydı ve irtica bahanesi ile azledildiler. Bunun için ilgili rektörlere talimat verildi. 28 Şubat, üniversite tarihinin en acımasız dönemi. İnsanlar, bu ortamda soluk dahi alamıyordu. Adam, kadro alayım diye Atatürk rozeti takıyordu. Hatta profesör kadrosu alabilmek için karısının başını açtırıp kokteyle götürenler bile vardı."
Hatipoğlu, 28 Şubat sürecinde Tüm Öğretim Üyeleri Derneği`ne basın açıklamalarından ötürü uyarılar, yaptırımlar geldiğini de aktardı. YÖK`ün yanlış tutumlarını tenkit ettiği için görev yaptığı Gazi Üniversitesi`nin Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan`dan kınama cezası aldığını sözlerine ekledi.
Eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 28 Şubat soruşturması kapsamında çıkarıldığı mahkemece dün tutuklanmıştı.
(CİHAN)