Şükrü Gündüz / Doğruhaber
 
Okullar kapandı. 17 milyon öğrenci karne alarak üç aylık tatile girdi. Peki, öğrencilerin bu üç aylık zaman diliminde neler yapması gerekir? İşte uzmanlardan tavsiyeler:

Pedagog ve yazar Adem Güneş, “Yaz tatili ödev yapma zamanı değildir. Öğretmenler çocuklara ödev vermemeli. Çocuklar koca bir yıl boyunca çalıştılar, yaz tatilini hak ettiler. Anne babalar özgürce bıraksınlar çocuklarını ve çocukları koşsun, kendisinden bir beklenti olmadan, çocukluklarını yaşasınlar. Çocuk ne kadar özgürce çocukluğunu yaşarsa duygusal gelişimi o kadar kuvvetli olur, duygusal gelişimi kuvvetli olan çocuklar da zeki olur”
Eğitimci-yazar Ahmet Maraşlı, “Mevlana’nın güzel bir sözü var: ‘Ariflerin tembelliği, Fasıkların hakimiyetini hazırlar’ Bunu çocukların dünyasını tercüme edersek ‘İyilerin tembelliği, kötülerin hakimiyetini hazırlar’ Kur’an’ın hakikatlerini öğrenmesi için çocuğun seviyesine göre dünyasına inmek lazım. Çocuklarımızı insani, ahlaki ve manevi değerlerle birlikte üstün beceriler ve üstün yeteneklerle yetiştirmeliyiz”

ÇOCUĞUNUZU SAKIN CEZALANDIRMAYIN
Karnenin anlamının ebeveynler tarafından yanlış anlaşıldığına dikkat çeken Pedagog ve yazar Adem Güneş, “Karne bir ‘haber verme’ aracıdır. Neyin haber vermesi? ‘Bir yıl boyunca eğitime tabi tuttuğumuz sizin çocuğunuza biz ne kazandırabildik’ diye okul idaresinin veliye verdiği haberdir karne. Baba, çocuğunun karnesinde zayıf var diye ona kızmamalı, zira çocuğun eğitiminde sadece çocuğun kendisi sorumlu değildir. Ebeveyn de sorumludur, öğretmen de sorumludur. Ebeveynler çocuklarının getirdiği karnede kendi resimlerini de görmelidir ‘Ben çocuğumla kaç akşam oturup eğitimine rehberlik yaptım?’ diye sormalı veya ‘Öğretmeni ile acaba çocuğum ne kadar uyumlu idi? Öğretmeni kendi görevini ne kadar başarı ile yerine getirdi?’ diye de ebeveynler düşünmelidir. Bütün bu faktörleri görmezden gelerek, çocuğun getirdiği karnenin bütün sorumluluğunu çocuğa yüklemek haksızlık olur. Bununla birlikte, mademki karne bir haber verme aracıdır, o halde ebeveynler bu haberi iyi okumalı ve çocuklarının nerelerde ne kadar desteklenmesi gerektiğini kendilerine ödev olarak yazmalıdır. Matematiği zayıf olan bir çocuğun sağlıklı düşünen ebeveyni, çocuğunda bu açığı kapatmak üzere ne yapması gerektiğini düşünmeli yoksa çocuğu cezalandırmak çok ilkelce bir davranış olur. Ceza alan çocuk eğitimden soğur ki günümüz çocuklarının en temel problemlerinden biri eğitimden bıkmış olmalarıdır. Çocuğu okuldan ve eğitim yaşamından bıktırmamak gerekir” diye konuştu.

OKULDA ÖĞRENİLENLERİN GERÇEK YAŞAMDAKİ KARŞILIĞINI GÖSTERİN

Yaz tatilinde çocuklara okulda öğrendikleri konuların gerçek yaşamdaki karşılıklarının gösterilmesinin onlar için çok faydalı olacağını belirten Güneş, “Yaz tatilinde anne babalar, çocuklarının ders kitaplarını kontrol etsinler. Hangi derste hangi konuyu öğrendiklerine baksınlar ve yaz tatilinde çocukların okulda öğrendikleri konuların gerçek yaşamdaki karşılıklarını göstersinler. Örneğin çocuğunuz coğrafya dersinde Kelebek Vadisi’ni öğrenmeye çalıştı ise, bunu bir kenara not olarak yazın ve çocuğunuzu imkânınız ölçüsünde alın götürün. Konya Ovası’nı gösterin, Eğe’deki deltaları gösterin, Erciyes’e çıkın. Kitaptaki bilgiler kitapta kalmasın, güncel yaşama dökmek de sizin göreviniz olmalı bir veli olarak” şeklinde konuştu.

PEYGAMBERİ BİR AHLAKLA ÇOCUKLARI TERBİYE EDİN

Herkes kendi çocuğun düşünsün. Çocuğun iyi taraflarından yaklaşıp olumsuz yönlerini olumluya çevirmek için teşvik edilmesi gerektiğini ifade eden Eğitimci-yazar Ahmet Maraşlı, Asr-ı Saadette yaşanan ibretlik bir hadiseyi anlatarak çocuklara nasıl yaklaşılması gerektiğini şöyle anlattı: “Peygamber Efendimiz (s.a.v) mescide giderken ezan okunuyor. Bir çocuk okunan ezanla alay ediyor. Peygamber efendimiz çocuğa nasıl yaklaşıyor dersiniz? Peygamber efendimiz çocuğa yaklaşıp “Senin sesin ne kadar güzel. Bize mescitte müezzinlik yapar mısın?” diyor. Çocuk buna çok şaşırıyor. Tenkit beklerken hiç düşünmediği olumlu bir tarafından Peygamber Efendimiz çocuğa yaklaşarak. Çocuğu alıp camiye götürüyor. Çocuk müezzin oluyor. Çocuk yanlış da yapsa başarısız da olsa onun olumlu tarafını yakalayıp iyi yönden teşvik etmek lazım. Yıkıcı değil yapıcı olmak lazım. Efendimizin (s.a.v) yaklaşımı bize bunu gösteriyor. Eğer böyle yapılmazsa çocuk ile aile arasına mesafe girmeye başlar. Çocuk başka türlü psikolojik sorunlar yaşar. Ondan sonra ailenin kendi elleriyle ittiği çocuğa kazanmak için çalışır.”

ÇOCUĞUNUZU SEVDİĞİNİZİ ONA HİSSETTİRİN
Yaz tatilinde çocuklara sıcak bir şekilde yaklaşıp onlara bıkkınlık vermeyecek şekilde tavsiyelerde bulunmanın çok faydalı olduğuna dikkat çeken Maraşlı, “Yaz tatilinde çocuk şüphesiz nefes almalı. Çocuklarımıza oğulcuğum, yavrucuğum diye hitap etmeliyiz. Sıcak yaklaşım olmalı. Çocuğun duygularına hitap etmek lazım. Çocuklara kısaca tavsiyelerde bulunmalıyız ama onlara bıkkınlık vermemeliyiz. Tavsiye ettiğimiz şeyin onun faydasına olduğunu ve ona kazandıracakları hakkında açıklama yapılmalıyız. Çocuğun aklına hitap edip onun muhakeme ve değerlendireme yapmasını sağlamalıyız. Çocuğun fikirlerine değer verdiğimizi ona hissettirmeliyiz. Anne babanın çocuğa mesajını sıkmadan doğrudan değil bazen dolaylı ya da lisanı hal ile vermelidir. Sevdirmek bu işin ruhu olmalıdır. Çocuklar küçükken kendilerine sevdirilen şeyi büyüyünce sahiplenirler” dedi.