Faili meçhuller davasında 9 kez ağırlaştırılmış müebbetle yargılanan emekli Albay Cemal Temizöz`ün "Cinayet tarihinde yurtdışındaydım" açıklamasını Genelkurmay Başkanlığı doğrulamadı.

Daha önce mahkemeye 3 kez yazı gönderen ve ikisinde çelişkili cevaplar veren Genelkurmay Başkanlığı, mahkemenin ‘Temizöz’ün yurtdışında olduğunu gösteren belgeleri’ isteyen son yazısına, “Belgeler 12 yıl saklandıktan sonra imha edildiğinden bulunamamıştır” cevabı gönderdi. Temizöz, önceki duruşmalarda, mahkeme heyetine, “Yurtdışına çıkmadığım ispatlanırsa yalan beyanda bulunmaktan kendimi ihbar edeceğim.” demişti.

Güneydoğu`da 1993-1995 yılları arasında işlenen faili meçhul cinayetlerle ilgili davanın görüldüğü duruşmaya devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanıklar Cemal Temizöz, eski Cizre belediye başkanı ve korucubaşı Kamil Atağ, oğlu korucu Temer Atağ, itirafçı Adem Yakin, Fırat Altun (Abdulhakim Güven) ve Hıdır Altuğ hazır edildi. Mahkeme başkanı Bekir Soytürk, dosyaya konulan belgeleri okuduktan sonra duruşmayı başlattı. Şırnak`ın Cizre ilçesinde 1994 yılında işlenen Ramazan Elçi cinayetinin sorumlusu olarak da yargılanan emekli Albay Cemal Temizöz, olayın gerçekleştiği tarihte NATO görevi kapsamında yurtdışında olduğunu öne sürmüştü.

BELGE YOK

Temizöz`ün bu savunmasına Genelkurmay Başkanlığı, mahkemeye gönderdiği ilk yazıda yalanlamış, daha sonraki iki yazıda ise çelişkili cevaplar vermişti. Geçen ay yapılan son duruşmada, cinayetin işlendiği tarihte yurtdışında olduğunu yineleyen Temizöz, yurtdışı harcama belgelerinin Milli Savunma Bakanlığı`nda olduğunu ve istenmesini talep etti. Mahkemenin, bakanlığa gönderdiği yazı, daha sonra Genelkurmay Başkanlığı`na iletildi. Genelkurmay Başkanlığı`ndan mahkemeye gönderilen cevapta ise böyle bir belgenin olmadığı anlaşıldı.

Genelkurmay, belgelerin 12 yıl saklandıktan sonra imha edildiğinden istenilen belgelerin bulunamadığını belirtti. Mahkeme, Temizöz’ün yurtdışında olup olmadığını daha önce de Emniyet Genel Müdürlüğü, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü, İçişleri, Dışişleri bakanlıkları ve Türk Hava Yolları`na sormuş gelen bütün cevaplarda Temizöz’ün belirtilen tarihte yurtdışına çıktığına dair kaydın olmadığı belirtilmişti. Bu bilginin kesinlik kazanması mahkeme açısından son derece önemli. İddianamede Ramazan Elçi’nin 1994`te Toros marka otomobille gelen silahlı kişilerce gözaltına alındığı ve 3 gün sonra şakağından bir kurşunla vurulmuş halde bulunduğu belirtiliyor. Daha sonra hakkında kalp krizinden öldüğüne dair rapor düzenlenen Elçi`nin kardeşi Nurettin Elçi, ağabeyinin JİTEM tarafından öldürüldüğünü ileri sürüyor.

Duruşmasında, 16 Temmuz 1994 tarihinde Irak`tan dönerken üzerindeki 63 bin dolarla gözaltına alınıp bırakıldıktan sonra öldürülmüş halde bulunan Mardinli iş adamı Abdulhamit Düdük olayı ile ilgili gönüllü köy korucusu olan Cizre Gürsoy Köyü muhtarı İsa Ergin tanık olarak dinlendi. Ergin, 1994 yılında köylerinin içinden kırmızı ve beyaz iki arabanın geçtiğini ve içindekilerini görmediğini belirterek, “ Köyün ilerisinde bir el silah sesi duyuldu. Beyaz araba bölgeden uzaklaştı. Biz gidip baktığımızda Abdulhamit Düdük kafasından vurulmuş öldürülmüştü.” dedi. Ergin, daha önce savcıya verdiğin ifadesinin aksine olayı yapanları görmediğini iddia etti.

İTİRAFÇININ YENİ KİMLİĞİ CEZAEVİNDE SORUN OLMUŞ

Sanıklardan itirafçı Abdülhakim Güven ise mahkemeye verdiği dilekçede, cezaevinde kaldığı sürece yakınlarıyla görüşemediğini söyledi. Güven, “ Benim Cizre nüfusuna kayıtlı Abdülhakim Güven olan kimliğim daha sonra Ankara doğumlu Fırat Altın olarak değiştirildiğini biliyorsunuz. Soyadı Güven olan ailem bu yüzden benimle görüştürülmüyor. Bu konuda yardım istiyorum.” talebinde bulundu.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı`nca hazırlanan 104 sayfalık iddianamede, sanıkların TCK`nın ``Adam öldürmek``, ``Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak`` ve ``Adam öldürmeye azmettirmek`` suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. Sanıklardan Cemal Temizöz`ün 9, Kamil Atağ`ın 7, Tamer Atağ`ın 2, Adem Yakin`in 7, Hıdır Altuğ`un 3, Fırat Altın`ın 6kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor. Sanık Temizöz`ün 1993`te Cizre`de ``Terörle mücadele ediliyor`` görüntüsü altında ``Korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan bir grup oluşturduğu, grubun süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü PKK`ya yardım ettiğinin değerlendirildiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı`` ileri sürülen iddianamede, grubun sorgulanan bu kişilerden bir kısmını öldürdüğü iddia ediliyor.