Acaba Mustazaf-Der, meydanlarada BDP’nin karşısına fiili olarak çıkarsa ne olur? Mesela özellikle her yeri ateşe vermek isteyen ve körükleyen Selahattin Demirtaş efendiye(!) sorsak nasıl bir cevap verir dersiniz? Ya da tasavvurunda sizce neler oluşur? Ne düşünür? Demirtaş Efendi(!) herhalde böyle aklından geçeni yapmayı, mecliste istediği gibi siyaset yapmayı düşünmeyecektir! Siz ne dersiniz? Bence bunun hesabını iyi yapmalı. Ve belki de biraz daha derinlemesine düşünmeli… Barınabileceği bir toprak parçasını bulabilecek mi? 

 

Kürt halkına hem maddi hem de manevi zararlarından başka hiçbir faydası olmayan BDP/PKK, bir taraftan millete zorbalıkla, tehditle kepenk kapatırlar, bir yandan şehrin en işlek olduğu yerlere çadırlar dikerler ve en işlek yerleri ticarete kapatırlar. Çadırlarına icabet etmeyenlere mikrofondan hakaret ederler, küfürler savururlar, camileri boykot ederler, çıldırırcasına seroklarını peygamber ilan ederler ve hiç aklınıza gelmeyen hatta şeytanın bile aklına gelmeyen birçok olayı ifşa ederler. Son olarak da;

 

Hakkâri’de cereyan eden bir vakaya imza attılar. Daha doğrusu işlenilen bir insanlık suçuna imza attılar. BDP/PKK’lılar yine iş başındaydı. Biraz kana ihtiyaçları vardı galiba. Ve bir şehidin kanını akıttılar. Çünkü kan olmadan açtır bunlar!

 

PKK’lıların bu sefer ki durakları Mustazaf-Der’in Yüksekova Şubesiydi. Daha önce Adana, Siirt, Diyarbakır (vs) yerlere saldıran azgınlar saldırılarına Hakkâri ile devam ettiler. Hakkâri Mustazaf-Der şubesine saldırı neticesinde başkan yardımcısı olan Übeydullah Durna kardeşimiz şehid edildi! Rabbim şehadetini kabul etsin. Rabbim bu katli işleyenleri de hem dünyada, hem ahirette rezil etsin ve en çetin elem verici azabını tattırsın. Tabi buna sebep olanlara da…

 

Şehidimiz, kanıyla defnedilecek ama ölmeden, ama büyük bir aşkla, büyük bir sevdayla;

 

Ey Rabbim! Beni yine gönder yine şehit olayım diyecek şimdi. Tebessüm ederek, nimetler içinde alemi seyredecek. Ve Katilleri için;

 

Ey Rabbim! işte kanım! Senin dinin uğruna akıttım. Senin dinin uğruna mücadele ederken katlettiler beni diyecektir. Şehid bunu derken bizde evet; Ey Rabbimiz! Şahidiz diyeceğiz… Ve ardından sesleneceğiz zalimler güruhuna…

 

.....

 

Siz şuan melekler, şehidler, müminler, gök ve yerin ve ikisinin arasında bulunan tüm varlık tarafından ve hepsinden öte Allah (cc) tarafından lanetlendiğinizi hatırlatırım.  Sizi Allah’a şikâyet ediyoruz. Şüphesiz, mazlumların, mustazafların sahibi O’dur. Biz O’na güvendik, O’na tevekkül ediyoruz. Ve sizi de O’na havale ediyoruz.

 

İşte siz şimdi bir daha kaybettiniz. Bir kardeşimizin daha şehadetine sebep oldunuz. Bu şehadette inşallah siz zalimlerin yok olmasına sebep olacaktır. Kendinizi cehennem çukuruna biraz daha yaklaştırdınız.

 

Hepimiz şehidimizin şahadetine gıpta ediyoruz. Ve:

 

“Ah ne olaydı da senin yerinde ben olaydım” diyoruz.

 

Ey şehid! Senin kanın bu toprağa bereket olacak. Bu ümmete hayat olacak inşallah. Ve inşallah seni katleden zalimlerin sonu olacaktır… Belki bugün, belki bugünden sonra ama olacak Allah izniyle. Değilse bu dünya da vardır öbür dünya orda olacak.

 

Ya Rab! Şahidiz… Ya Rab! Şahidiz… Ya Rab! Şahidiz… Hem zalimlerin zulümlerine hem şehidimizin şehadetine… Şehadetimizi kabul eyle, Şehidimize mağfiret eyle…    

 

Mehmet Öz / Mardin