Filistin Enformasyon Merkezinin kendisiyle yaptığı röportajda Er-Racihi, yardım kafilesinin Kudüs İçin Uluslararası Koalisyon`un projeleri kapsamında gerçekleştirildiğini söyledi.
Kudüs İçin Uluslararası Koalisyon`un Mescidi Aksa’ya hizmet, onu özgürleştirmek ve işgalden korumak için ümmeti harekete geçirme yönünde önemli sorumluluklar üstlendiğini kaydetti.
Hâkim Bedir İbrahim Er-Racihi ile Gazze’de gerçekleştirdiğimiz röportajı ilginize sunuyoruz.
Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız, nereden geldiniz?
İsmim Bedir İbrahim Er-Racihi, Mekke-i Mükerreme doğumluyum. Orada hâkim olarak çalışmaktayım. Üç kez yaptığım girişimin ardından Gazze’yi ziyaret etmemi nasip eden Allah’a hamd olsun.
Gazze’yi ziyaret etmenizin amacı nedir?
Birçok amacımız var. En önemlisi kafilenin sloganıdır. O da Mescidi Aksa’ya en yakın nokta olan Gazze’ye gelmektir. Burada iki güzelliği bir araya getirdik. Bir taraftan Mescidi Aksa’ya en yakın noktaya geldik, diğer taraftan sabır ve direnişi öğreten bir toprak parçasının üzerinde bulunuyoruz.
Gazze’ye gelirken karşılaştığınız sıkıntılar oldu mu?
Allah’a hamd olsun. Amacımız gerçekleştikten sonra sıkıntıların hepsi geçti. Daha önce de girişimlerimiz oldu, ancak hepsi Mısır güçleri tarafından engellendi. Bir keresinde bizi Es-Selam köprüsünde durdurdular ve Sina’ya geçmemize izin vermediler. İkincisinde kafileyi daha hareket etmeden engellediler. Bu sefer ise yolda biraz geciktik, ama Allah’a hamd olsun işler yoluna girdi. Gazze’ye geldikten sonra yaşadığımız bütün sıkıntılar yok oldu. Buraya geldiğimizde şükür secdesi yaptık.
Kafileyi de tanımak istiyoruz, kimler düzenledi?
Kafile, üyesi olduğum Kudüs İçin Uluslararası Koalisyon`un projelerinden biridir. Kudüs İçin Uluslararası Koalisyon, Mescidi Aksa’ya hizmet etmek, onu özgürleştirmek ve işgalciden kurtarmak amacıyla ümmeti harekete geçirmek için üzerine önemli sorumluluklar aldı. Koalisyonun projelerinden biri, Mescidi Aksa’ya en noktaya kafileler kaldırmaktır. Ürdün ve Lübnan’a da seferler düzenlendi. Biz Mescidi Aksa’ya işgalcinin izniyle girmek istemiyoruz. O nedenle böyle bir yolu tercih ettik. Önce Allah’ın fazlı, ardından Gazze’yi özgürleştirenler ve Mısır’ı kurtaran Arap devrimleri sayesinde ilk defa Filistin toprağına ayak bastığımız için Allah’a hamd ediyoruz.
Kafilenin üyeleri ve uyrukları hakkında da bilgi verebilir misiniz?
Kafile on beş ülkeden gelen 62 kişiden oluşuyor. Dünyanın doğusundan batısına kadar her taraftan insanlar var. Kafilede yer alanlar genelde Filistin’e özelde ise Mescidi Aksa’ya hizmet konusunda projesi olan insanlardır. Bizde Uluslararası Kudüs Müessesesi’nde yer alan üyeler olduğu gibi, Filistin’in özgürlüğü için çalışanlar da var. Sağlık ve eğitim gibi alanlarda hizmet verenler de var. Gelenlerin her biri büyük umutlar taşıyor ve başkalarının da kendisinin derdine umuduna ortak olmasını istiyor. O nedenle kafile çeşitli heyetlerden oluşuyor. Gazze’de bulunduğumuz zamanı en iyi şekilde değerlendirmek için de bir grup öğrenci dernek ve sendikalarıyla görüşürken, diğer bir grup siyasi işlerle uğraşan liderlerle görüşüyor. Başka bir grup eğitim alanında hizmet edenlerle görüşürken, bir başka grup da farklı alanlarda hizmet eden lider ve yetkililerle görüşüyor. Biz bölgede kalacağımız süreyi en iyi şekilde değerlendirmeyi amaçlıyoruz.
Gazze’ye gelirken korku hissettiniz mi?
Gazze savaş ülkesi değil, zafer ülkesidir. Buraya gelen bunu hissediyor. Yine Gazze’ye gelen, düşmanın kendisine her türlü komplo ve tuzak kurduğu, üzerine bomba yağdırdığı, zulmettiği, yok etmek için çalıştığı, ama her şeye rağmen önce Allah’ın yardımı ardından zafer umudunu taşıyıp Allah’a sığınıp zafer kazanan gruptan olduğunu hissediyor. Burası ve burada yaşayanlar işgalcinin zulmüne karşı direnmek için milliyetçilikten, şahıslardan, batıdan, doğudan veya kıymeti olmayan taraflardan yardım istemediler. Fitne başlayınca Allah’a hamd ederek, Allah’ı zikrederek, Allah’ı yücelterek karşı koydular. Bunun neticesinde durum da değişti. Ben buraya gelirken kendi kendime “Sen Allah Subhahanehu ve Teala’nın koruduğu bir yere gidiyorsun” diyordum. O nedenle ziyaretimin hiçbir aşamasında korktuğumu hatırlamıyorum. Yolculuğumuzda sıkıntılar çektiğimiz, düşmanla açık savaşın olduğu ve düşmanın azimleri kırmak için elinden geleni yaptığı bir yerde olduğumuz da doğrudur. Ancak her şeye rağmen düşman bizim buraya gelmemizi engelleyemedi. Gelenlerin hepsi azimli, kararlı ve sabırlı insanlar. Birçok kardeşimiz bize gıpta ettiğini ve yolculuğa iştirak etmek istediğini bizzat iletti. Gelemeyen bu kardeşlerimiz, gördüğüm herkese selamlarını iletmemi istedi ve vahyin nazil olduğu Mekke’den karşılaşacağım bütün insanlara ve özellikle buradaki kardeşlerimize misk gibi güzel, samimi, sıcak selamları ulaştırmak için ziyareti iyi değerlendirmemizi tavsiye etti.
Gazze toprağına ayak bastığınız ilk anda ne hissettiniz?
Zafer hissettim. Gelmeyi çok arzu ettiğim Allah’ın zafer nasip ettiği bu toprak parçasına ulaşmakla büyük amaçlarımdan birini gerçekleştirdiğimi anlamadım. Buraya gelince yaşadığımız sevinci tarif edemem. Mısır topraklarını geçip Filistin topaklarına girince, kafiledeki insanların sevinçten coşkuyla getirdikleri tekbirleri, tehliller ve tespihler duymaya değerdi. Herkes sevinçten başını yere koyacak bir yer arıyordu.
Bir müddet sonra Gazze’ye veda edeceksiniz. Nasıl bir mesaj götürüyorsunuz?
Gazze’yi terk edeceğimi sanmıyorum. Bedenimle vedalaşsam da ruhum burada kalacak ve hep kardeşlerimi ziyaret edecek. Bedenimle buradan çıksam da, tekrar geri gelmek için çıkacağım. Benim ziyaretimin amacı toprağı görmek değil. Benim ziyaretim, Allah’a ibadetin gerçekleştiği, Allah’ın vadini yerine getirdiği bir yeri görmek içindir.
filistinhaber