Aynı anda bu kadar çok işle ilgilenen bir öğrencinin dikkatinin dağılması sizce de çok normal değil mi?
Bir Pazartesi akşamı ailecek Malatya’nın yetiştirmiş olduğu entellektüellerden Kenan Işık’ın sunduğu "Kim Milyoner Olmak İster” isimli yarışma programını izliyoruz.
Sıradaki yarışmacı mütevazi ve içten cümleler kuran yurdum insanı.
Mücahit Çabalar. Kendisi Bingöl’lü. Elazığ’da yaşıyor.
İnşaatlarda işçi olarak çalıştığını söylüyor. Sorulara mantıklı çözümler getirerek seçenekleri kolayca eliyor.
Ev alacağı için riske girmiyor. “Ömrüm boyunca bir dakikada hiç 15.000 TL kazanmadım bir dakikada 15.0000 TL kaybetmeyi de hiç düşünmüyorum” diyor ve kanaat edip 30.000 TL alarak yarışmadan çekiliyor.
“KİM MİLYONER OLMAK İSTER” YARIŞMASINDAKİ ENTERESAN DURUMLAR
Bu yarışmada çok ilginç olaylar oluyor. Örneğin, Koç Üniversitesi 1. Sınıf öğrencisi ve ÖSS Türkiye 4.`sü olan bir yarışmacı ancak baraj sorusu olan 15.000’e kadar ilerleyebiliyor.
“Sorulara sanatçı gözüyle bakacağım” diyen Mimar Sinan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi, basit olan ilk beş soruda tüm joker haklarını kullanıyor. “Devlet kurumlarına ait internet uzantısı hangisidir” sorusu için bile joker hakkını kullanıyor.
Üniversite mezunu ve masterlı bir yarışmacı, yarışmasından sadece iki gün önce hayatını kaybeden KKTC’nin ilk Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın sesini tanıyamıyor. Işık, bu durum karşısında, ‘’O bir halk kahramanı, biz kahramanlarımızı tanımak zorundayız, bu size hiç yakışmadı’’ diyerek sitemini dile getiriyor.
İstanbul Üniversitesi, Radyo Televizyon Bölümü öğrencisinin sorulara tek seferde cevap verememesi ve kendini ifade etmekte bile zorlanması karşısında Kenan Işık şaşkınlığını gizleyemiyor.
En acı olanı ise, Yeditepe Üniversitesi, Siyaset Bilimi öğrencisinin “Türkiye Büyük Millet Meclisi başka hangi adla anılır?” sorusuna “Yüce Divan” cevabını vermesi.
Yani anlayacağınız “Kim Milyoner Olmak İster” yarışmasındaki bu tür durumlar neredeyse her hafta basına malzeme veriyor.
Günümüz gençliğinin, özellikle üniversite öğrencilerinin bu kadar basit sorulara cevap verememesini nasıl açıklayalım.
Yarışma heyecanından ya da kamera karşısındaki heyecandan mı acaba?
Ama durumu keşke sadece bununla açıklayabilsek. Malesef değil.
Bu sorunlar; öğrencilerin Ezberci eğitim ile yetişmesi, teknolojideki gelişmelere ayak uyduramayan müfredatın olması, ders içeriklerinin günlük hayat ile ilişkilendirilmemesi, aynı anda bir çok iş yapan öğrencilerde meydana gelen dikkat dağınıklığı, yeni nesil öğrenciler için onların bilişsel yeteneklerini geliştirecek içeriklerin hazırlanmaması olarak sıralanabilir.
Şimdi sırası ile yukarıdaki sorunları ele alalım.
EZBERCİ EĞİTİM
Anadolu Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Basın ve Yayın Bölümü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Uğur Demiray bu yarışmada çok basit soruların cevapsız kalmasını yarışmacıların ezberi hatırlayamamalarına ve kamera karşısındaki heyecanlarına bağlıyor.
Prof. Uğur, televizyonun bir açıdan gösteri ve show aracı olduğunu bu işlevi yerine getirirken kimi kez eğlence adı altında “Kelime Oyunu”, “Bir Kelime Bir İşlem” ve “Kim Milyoner Olmak İster” gibi kültür-bilgi içerikli programlarda yöneltilen soruların bir çoğunun yarışmacıların ezber hafızalarını yoklamakta ve sınamak üzere hazırlandığını belirtiyor.
TEKNOLOJİDEKİ GELİŞMELERE AYAK UYDURAMAYAN MÜFREDATIN OLMASI
Günümüz üniversite gençliği aynı andan birden fazla iş yapabilecek kapasitede. Fakat eğitim sistemimiz hala günlük hayattan bağımsız örüntülendiği için bu gençlere yeterince hitap edemiyor.
Yani bu gençlerin dilinden anlayan etkin bir müfredat ve eğitici ordusu yok.
Birçok matematik öğretmeni “limit ve türev hayatta ne işimize yaracak sorusunu” soran öğrencisine bile tatmin edici cevap vermekte zorlanıyor.
DERS İÇERİKLERİNİN GÜNLÜK HAYAT İLE İLİŞKİLENDİRİLMEMESİ,
Yurtdışına çıkmamış binlerce ingilizce öğretmeni orta öğretim düzeyinde gramer ağırlıklı ingilizce derslerini saatlerce vermesine rağmen neden yabancı dil öğretimimiz başarılı olamıyor?
Halbuki, sınıftaki öğrenci How I Met Your Mother , Ringer, Gossip Girl, The Big Bang Theory, The Simpsons gibi dizileri izlediğinde sınıfta öğrendiği ingilizcenin günlük yaşamda hiç kullanılmadığını görüyor.
Mesela, sınıfta How are you? sorusuna Fine Thanks. End You. diye cevap verilmesini isteyen öğretmene hiç bir saygısı kalmıyor. Çünkü hiç bir dizide bu diyalog cümlesini göremiyor.
Altyazısız bir film izleyemeyen öğretmenlerden eğitim alan ve kendisini yabancı dil bağlamında yetiştiremeyenler Ankaralı Namık’ın “Kapıcı İzzet” isimli şarkısındaki dil gibi bir lisana sahip olabiliyor.
AYNI ANDA BİR ÇOK İŞ YAPAN ÖĞRENCİLERDE MEYDANA GELEN DİKKAT DAĞINIKLIĞI,
Antalya Büyükşehir Belediyesi`ne bağlı ASMEK kurumunda Bilişim Teknolojileri Öğretmeni olarak çalışan Hakan Özmen de “Günümüzde gençleri gözlemleyebildiğim kadarıyla vaktinin büyük çoğunluğunu, çevrimiçi oyunlar ve sosyal medya ortamlarında sanal olarak sosyalleşerek geçiriyor. Bu ortamlarda duydukları bilgileri çoğu zaman sorgulamadan alıyorlar. Bence günümüz gençliğinin en büyük sorunu karşılaştıkları bilgileri sorgulamadan hazmetmeleridir.” diyor.
Öğrenciler eskiden sokakta sadece futbol oynama ya da isim şehir oyunu gibi az sayıda etkinlikler ile uğraşırken günümüz öğrencileri eş zamanlı birçok internet aktivitesinin içinde kendini buluyor.
ÖĞRENCİLERİN BİLİŞSEL YETENEKLERİNİ GELİŞTİRECEK İÇERİKLERİN HAZIRLANMAMASI
Daniel C. McFarlane, İnsan bilgisayar etkileşiminde bilgisayarların insanın dikkatinde bölünmeler yarattığı belirtiyor.
McFarllane, Bilgisayar teknolojilerindeki gelişmeler kişinin aynı anda çok sayıda etkinlik yapmasına olanak vermesine rağmen, insanların bilişsel yeteneklerinde bir artış sağlamadığını belirtiyor.
Teknoloji çağında doğan “dijital yerliler” diye tabir edilen gençliğin bilişsel becerilerinin geliştirilmesi için onların davranışlarını ve yeteneklerini baz alarak hazırlanacak “Yenileşimci(Innovative) Eğitim Yapılanması” yukarıda bahsi geçen sorunlara çözüm önerisi olabilir.
BİR TAYYİP ERDOĞAN PROJESİ: FATİH PROJESİ
Başbakan Tayyip Erdoğan’nın seçim öncesi vaad ettiği, ismini bir çağı kapatıp diğer çağı başlatan Büyük Osmanlı İmparatoru Fatih Sultan Mehmet’ten alan Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi Yenileşimci(Innovative) Eğitim Yapılanması olarak düşünülebilinir.
Bu projenin Türkiye’nin eğitim tarihinde önemli bir dönüm noktası olacağı olacağı aşikardır.
Tüm dünyanın gözünü Türkiye çeviren bu projenin çok dikkatli ve planlı bir şekilde yürütülmesi gerekir.
Fakat bu proje iyi yapılandırılmadığı takdirde, başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere ilgili bakanlık ve kurumların bu büyük projenin altında kalma ihtimali süpriz olmayabilir.
Fatih projesinin gelecek nesiller için etkin bir şekilde hayata geçirilmesi temennilerimle.
Fatih Gürsul / Twitter.com/fatihgursul