GAZİANTEP - Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (Özgür-Der),yaptığı yazılı açıklamada; Kürt milliyetçi hareketinin sığ, basiretsiz ve saldırgan bir tutumla kendinden olmayanlara yönelttiği baskı ve tehdit siyasetinin giderek daha faşizan bir yönelime doğru seyrettiği belirtildi.
Genel başkan Rıdvan Kaya adına yapılan açıklamada; "Tunceli`de devlet güçlerince öldürülen bir PKK mensubunun cenazesi dolayısıyla dün Yüksekova`da gerçekleştirilen eylemler sırasında yaşananlar, işte bu faşizan ve şiddete tapınan yaklaşımın açık ve somut bir tezahürü olmuştur. Daha önce de çeşitli gerekçelerle tertiplenen protesto eylemleri esnasında saldırılara maruz kalan Mustazaf-Der Yüksekova Şubesi dün aynı güruh tarafından bir kez daha hedef alınmış ve Başkan Yardımcısı Ubeydullah Durna şehid edilmiştir. Mustazaf-Der binasını ve mensuplarını hedef alan bu saldırıyı lanetliyor, sorumlularının derhal ortaya çıkartılmasını talep ediyoruz." ifadelerine yer verildi.
Polis ve Kaymakam suç ortaklarıdır
Geçmişte de saldırılara hedef olmuş bir dernek olmasına rağmen hiçbir tedbir alınmamasının yanı sıra dernek Yöneticilerinin ısrarlı çağrıları karşısında da Emniyetin olayı boş gözlerle seyredildiğinin altı çizilerek; "Yüksekova Kaymakamlığı ve Emniyet Müdürlüğü de akıl almaz bir vurdumduymazlıkla bu alçakça cinayete göz yummuşlar ve böylece cinayete suç ortaklığı yapmışlardır!" denildi.
Bu Cinayetin Ardında Devlet Destekli Karanlık Odaklar mı Var?
Açıklamada; "Bu tutumla verilmek istenen mesaj nedir? Yoksa devlet `Size yönelen saldırılar bizi ilgilendirmiyor, kendinizi kendiniz koruyun!` mu demek istiyor? Bu tutumun aynı zamanda, Yüksekova gibi geçmişten bu yana derin çeteleşmelerin cirit attığı bir bölgede gerçekleşmesi, bu cinayetin ardında devlet destekli karanlık odakların bulunduğuna yönelik iddiaları, kuşkuları da beslediğine kuşku yoktur." Sözlerine yer verilerek, Devletten bu alçakça cinayetin bu boyutuyla da açığa kavuşturulmasını talep edildiğinin altı çizildi.
Yakın zamanda ardı ardına yaşananlara bakıldığında, bu saldırının sinsice geliştirilen kirli ve tehlikeli stratejinin bir adımı olduğunu düşündürten emarelerin görüldüğünün belirtildiği açıklamada; "Daha önce müteaddit kereler Mustazaf-Der ve irtibatlı kuruluşları hedef alan taşlı-sopalı saldırılar, Molotof kokteylleriyle dernek binalarını yakma girişimleri dünkü olayla birlikte nihayet silahlı saldırı aşamasına vardırılmıştır. Bu süreç böyle devam etmemeli, mutlaka önüne geçilmelidir! Geçmişte yaşanan acı olayların bir kez daha tekrarlanmasına müsaade edilmemelidir!" denildi.
Hala Müslümanların Suçlanması Vicdansızlık ve Ahlaksızlıktır
Kürt milliyetçi hareketi içinde, gelişmelerin nerelere varabileceği hususunda az çok öngörü sahibi ve söz dinletebilecek birileri mutlaka devreye girmeye ve içlerindeki şeytanı durdurmaya çağırılan açıklamada; "Gelişmeler çok net ve sorumlulukları açık olmasına rağmen bu çevrelerin hala müstağni tutumlarını terk etmemeleri, böylesine vahşi bir saldırıyla ilgili olarak dahi saldırıya uğrayan Müslümanları suçlamaları vicdansızlıktır, ahlaksızlıktır. Dernek binasına yönelik saldırı karşısında kendilerini korumak zorunda bırakılan, canlarını kurtarmak için çatıya sığınan insanlara silahla saldırıldığı bir olayda dahi "dernekten çıkıp ellerindeki kalaslarla protestocu gençlere saldıranlar" şeklinde ifadeler geçen haberlere imza atan mantık şifa bulmaz bir hastalık halinin habercisidir! Bahsi geçen çevre daha fazla vakit geçirmeksizin bu hastalık haliyle yüzleşmek zorundadır!" ifadelerine yer verildi.
Her şeye rağmen bu ülkede derin çetelerin sayısız icraatlarını da göz önünde bulundurarak bu cinayetin ardında farklı hesaplar olabileceği ihtimalini yok saymamak adına suçlanan tarafın tavrını netleştirmesi gerektiğini hatırlatılan açıklamada; "Bu aşamada PKK ya da sözcülüğünü üstlenmiş çevreler, kuruluşlar eğer Yüksekova saldırısının kendilerince yapılmadığını ve bir provokasyon olduğunu iddia ediyorlarsa, muğlak söylemleri terk etmeli ve açık bir dille bu cinayeti kınamalı, lanetlemelidirler!" çağrısı yapıldı.
Öte yandan; "Mustazaf-Der çevresinden kardeşlerimizi de sabırlı, dikkatli ve tahriklere karşı uyanık olmaya davet ediyoruz." Sözlerine yer verilen açıklamada; "Şüphesiz Müslümanlar onurlu insanlardır, zillete boyun eğmezler. Mamafih Müslümanlar hayırlı bir geleceğin inşası için gerektiğinde sükunetlerini korumayı da bilirler! Asıl vazifemiz, kimliğimiz ve misyonumuz olan İslami tebliğ ve davet çabalarının kitleselleşmesi ve yaşadığımız coğrafyada güçlü bir toplumsal dönüşüme, dirilişe zemin oluşturması, sadece bugünü değil, yarınları da dikkatli biçimde hesaba katmayı gerektirir. Bu çaba hiç şüphesiz her aşamada duygusallıkla değil, basiretle, itidalle, mantıkla davranmayı zorunlu kılar. Bu yüzden Müslümanlar her türlü kirliliğin gelişmesine zemin oluşturabilecek karanlık, puslu ortamların oluşmaması için tepkilerini frenleyebilmelidirler." ifadelerine yer verildi.
Son olarak; "Ubeydullah Durna Kardeşimizin şahadetine yol açan saldırganlığı lanetliyor, Mustazaf-Der camiasına ve tüm Müslümanlara başsağlığı diliyoruz!" denildi.
Şefik Mert-İLKHA