DİYARBAKIR - Partisinin Diyarbakır il kongresine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugüne kadar Diyarbakır`a yaptığı ziyaretleri hatırlatarak, bugün siyasetin, devletin, iktidarın diline başvurmadan konuşacağını söyledi.

Ziyaretini protesto çağrısı yapan BDP`ye yüklenen Başbakan Erdoğan, "Birileri çıkmış `Başbakan Amed`e gelemez` diyor. Çıkmış `Kürtler sokağa çıkmasın` diyor. Bu ne demek yahu! Sen kimsin, kim oluyorsun?... Ben simsarlarla değil aracısız kardeşlerimle konuşmaya geldim. Dün çıkmış diyor ki bir tanesi, `AK Parti`nin kongresine kimse gitmesin`... Yahu siz burada yapılacak olan demokratik bir kongreden neden bu kadar çok korkuyorsunuz. Hani siz özgürlükten yanaydınız, niye bu kadar korkuyorsunuz? Siz fikirden, düşünceden neden bu kadar korkuyorsunuz?" dedi.

"Diyarbakır`da Benüsen ne ise, İstanbul`da Kasımpaşa işte odur"

Kasımpaşa`dan yola çıktığını ifade eden Erdoğan, "Diyarbakır`da Benüsen ne ise, İstanbul`da Kasımpaşa işte odur. Ben ne kadar Kasımpaşa`nın evladıysam o kadar Benüsen`in evladıyım. Ben ne kadar İstanbullu ne kadar Rizeli isem o kadar Diyarbakırlıyım, Batmanlıyım, Siirtliyim Şırnaklıyım... 14 Ağustos 2009 neredeysem bir yıl önce geldiğim 1 Haziran 2011`de Diyarbakır`da neredeysem bugün de aynı yerdeyim…

Biz parti programımızda ne dediysek, 2005`de Diyarbakır`da ne dediysek aynen birebir arkasındayız. 9, 5 yıldır Kürt meselesini, terör meselesini çözmek için hangi adımı attıysak çok ama çok büyük engellerle karşılaştık. Bu engellerin büyük bir kısmını sizler bizzat gördünüz" şeklinde konuştu.
Konuşmasında BDP`ye yüklenen Erdoğan, "Anayasa paketini hazırlarken Meclis`te sürekli oylamalardan kaçtı. Her zaman dediler ki, `partiler devamlı kapatılıyor` Biz de partilerin kapatılmasını engelleyecek bir madde de koyduk oraya. O maddede bile bu parti Meclis`i terk etti gitti. Halbuki Meclis`i terk etmeseydiler şu anda Türkiye`ye partilerin kapatılması mümkün olmayacaktı. Hala sıkılmadan diyorlar ki, `Bizim partimiz kapatılacakmış` Sen zaten partinin kapatılmasını engelleyecek meclisi terk edenlerden birisi değil misin? Maalesef bizim içimizden birkaç kişi çıktı ve Anayasa maddesine maalesef o maddeyi koyamadık.

 

CHP`nin BDP`den farkı var mı? Terör örgütünün bu mesele çözülmesin diyerek şiddeti nasıl tırmandırdığını ne boyutlara yükselttiğini en yakından benim Diyarbakırlı kardeşlerim biliyor. Neden AK Parti teşkilatlarına saldırılar. Bir de sizin haberdar olmadıklarınız var. Bu kanlı meselenin içinde sadece terör örgütü yok. Bu meselenin içinde kandan siyaset devşirenler var. Türkiye`nin büyümesini istemeyen ülkeler var" dedi.
 

Türkiye`de terör sorunu, PKK sorunu olduğunu ifade eden Erdoğan, demokratikleşme mücadelesinde hak ve özgürlükleri geliştirme mücadelesinde hep yalnız kaldıklarını savunarak, "Hep kösteklendik, engellendik. Sadece Kürtlük üzerinden siyaset yapanlar, biz Kürt kardeşim için Kürtçe televizyon kurarken, 24 saat Kürtçe yayına geçerken, onlar dudak büktüler. Yapamazlar dediler. Üniversitede Kürtçe dersler kurarken alay ettiler. Biz yüzyıldır hayal olarak gösterilen alanlarda tarihi adımlar atılırken ya yok saydılar, ya küçümsediler ya da engellemek için ellerinden geleni yaptılar.

 

Biz çetelerle, karanlık odaklarla mücadele ederken tribünden seyrettiler, hatta bizi taşlamaktan geri durmadılar. Anneler evlatlarıyla cezaevlerinde Kürtçe konuşamazken yayınladığım genelgeyle onun önünü açan ben oldum. Bugüne kadar gelenler bunu niye yapmadı. Hani siz Kürtleri düşünüyordunuz. Hangi hayırlı adımı attınız, hangi hayırlı adıma yardımcı oldunuz" diye konuştu.

Gelsinler Görüşelim
CHP`nin kendisinden randevu talep ettiğini ifade eden Erdoğan, CHP genel başkanına randevu verdiğini açıklayarak, "Gelsinler görüşelim. Biz sizin kapınızı çaldığınızda neredeydiniz? Biz bugün de bu meselenin çözümü için ortak hareket etmekten kaçınmayız. CHP`nin Genel Başkanı önce gitsin Güneydoğu illerin hangileri olduğunu öğrensin. Mersin`in nerede olduğunu öğrensin. Hz. Ali`den, büyük İslam düşünürü diyenle ne çözülür, sorarım sizlere? Dicle ile Fırat nasıl birbirine akıyorsa anaların gözyaşları bizim yüreğimize bizim ciğerimize akıyor" dedi.

 

En Büyük Teşviki Bu Bölgeye Verdik
Her şeyi çözdükleri iddiasında olmadıklarını dile getiren Erdoğan, ama 9 yıl boyunca pek çok sorunu çözdüklerini söyledi.

 

Başbakan Erdoğan açıkladıkları teşvik paketine de değinerek, "Güneydoğu`da işsizlik fazla değil mi? Bakın girişimci gelmiyor, neden? Terör var da onun için. Adam korkuyor, ben burada yatırım yaparsam, yatırımlarım yakılırsa, bombardıman edilirse benim halim ne olur, diye düşünüyor. Biz en büyük teşviki bu bölgeye verdik. Bir tek geri adım atmadan sürekli ileri gidecek, sizlerle birlikte Allah`ın izniyle çok daha güzel günler göreceğiz. Bugün Diyarbakır`da tüm Türkiye`yi yakından ilgilendiren bir müjdeyi açıklayacağım.

 

Dördüncü Adalet Paketinin Çalışmalarına Başladık
Üçüncü paketi hazırladık. Üçüncü paketin içeriği basında yer aldı. Basın yayın özgürlüğünü daha da güçlendiriyoruz. Basın cezalarında erteleme yolunun önünü açıyoruz. Basit terör suçlarına karışanlar için bazı reformlar getiriyoruz. Rüşvetle mücadeleyi yoğunlaştırıyor, bıçak parası gibi ameliyatlar için para isteyenlere ağır cezalar getiriyoruz.

 

Dördüncü adalet paketinin çalışmalarına başladık. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi`nin Türkiye hakkında verdiği ihlal kararlarını tek tek inceledik. Dördüncü pakette bu ihlalleri ortadan kaldıracak önemli demokratik adımları atıyoruz. İşkenceye sıfır tölerans gösteriyorduk. Şimdi işkence ve kötü muamelenin önlenmesi için etkin mücadeleyi başlatıyoruz. İşkencede zaman aşımını ortadan kaldıracağız. Sanık haklarını güçlendireceğiz. Mahkemede savunmanın haklarını arttırıyoruz. İddia makamı ile savunma arasında bir eşitlik getiriyoruz. Düşünce ve vicdan özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırıyoruz. İfade ve basın özgürlüğünü çok daha ileri standartlara kavuşturuyoruz" şeklinde konuştu.

 

"Vücutta Cenin Öldürme Hakkına Kimse Sahip Değildir"
Kürtaj meselesine de değinen Erdoğan, kimsenin bir vücutta cenin öldürme hakkına sahip olmadığını ifade ederek, "İki farklı yaklaşım var. Birtakım feminist kesim benim vücuduma karışamazsınız deniliyor. Bu tür olaylar insan sağlığını tehdit eden olaylardır. Bu oyuna gelmeyeceğiz. Bu kesim aynı zamanda annelik makamını da kabul etmeyen kesimdir. Ne diyorlar biliyor musunuz? Ne demek anne, niye kadın demiyorsunuz da anne veya ana diyorsunuz, diyor. Bu kesimin mantığı bu. Biz anne diyoruz, annenin ayakları öpülür diyoruz. Biz bu değerlerden geliyoruz. Bizim dinimizde cennet annelerin ayakları altındadır, babaların değil. Biz annenin kıymetini bilen ve onu bildirmeye çalışan bir anlayışın mensuplarıyız. Biz muhafazakar demokrat bir partiyiz. Biz bu anlayışla çalışıyoruz. Sen yine bildiğini oku, ama biz bunu aynen bu şekilde yapmaya devam edeceğiz.

 

Sezaryan olayı bu nüfusu dondurma olayıdır. Dert nedir biliyor musunuz? Dert mani, mani... Daha rahat doğum yapılıyormuş, hayır. Oralarda iyi para götürülüyor. Şu anda özel hastanelerde yüzde 90`a kadar sezaryanla doğum var. Türkiye ortalaması yüzde 50. Devlet hastaneleriyle baktığımızda yüzde 50. Kimi uyutuyorsunuz yahu! Ben aynı şekilde nüfusumuzun güçlü olması, artması ile ürken değil, çekinen değilim. Bu milletin nüfusu artmalı. Genç, dinamik nüfusa sahip olmalıyız. Ekonominin en önemli gücü insandır" diye konuştu.

 

Diyarbakır Havaalanı`nı daha modern hale getireceklerini dile getiren Erdoğan yapacakları çalışmalar hakkında da, "İnşallah Diyarbakır`ımıza dev bir stat yapacağız. Diyarbakır`da en az 10 bin kişilik bir cami yapacağız, bunun adımını atacağız. Çünkü size bunlar yakışır. İnşallah Dicle`yi de en güzel şekliyle gösterdiğimiz projeyle hayata geçireceğiz" dedi. (M. Salih Keskin - İLKHA)