Şube başkanı Av. Serdar Bülent Yılmaz, Mustazaf-Der Yüksekova şubesine yönelik saldırıyı kınadı.
Sağduyu çağrısında bulunan Yılmaz; yaşananları derin ve çirkin bir tezgâh olduğuna vurgu yaparak bu tezgahı kuranların amacının: Kürt illerinde çeşitli kesimleri çatıştırmak ve kaos çıkarmak olduğuna dikkat çekti.
Çatışma çıkmaması için defalarca yapılan çağrılara duyarsız kalındığına işaret edilen açıklamada; "bölgedeki çatışma ve kaos ortamının geçmişte kime yaradığı ortadadır. Bu karanlık ve acı yıllara geri dönmeye çalışmanın kimseye hele de Kürdistan halkına bir hayrı olmayacağı açıktır."dendi.
Bu türden hadiselerin tekrar yaşanmaması için tüm toplumun duyarlı olmaya ve sorumlu davranmaya çağrıldığı açıklamada; "Bu çirkin tezgâha düşülmemesi için sağduyu çağrımızı yineliyoruz. Ubeydullah Durna`nın katillerini şiddetle kınıyoruz. Merhuma Allah`tan rahmet ve yakınlarına da sabrı cemil niyaz ediyoruz."ifadeleri kullanıldı.
Açıklamanın tam metni:
Mustazaf Der`e Saldırı Derin ve Çirkin Bir Tezgâhtır!
Bugün Hakkâri`nin Yüksekova ilçesinde, Tunceli`nin Pülümür İlçesi kırsalında düzenlenen operasyonda öldürülen 7 PKK mensubunun katledilmesini protesto eden grubun, Mustazaf-Der Yüksekova Şubesine saldırması sonucu, ateşli silahla ağır yaralanan Mustazaf Der Yüksekova Şube Başkan yardımcı Ubeydullah Durna, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Ayrıca polisin haberdar edilmesine rağmen, olaya müdahale etmediği de kaydedilmektedir.
PKK sempatizanları daha önce de bölgede Mustazaf Der ve ona yakınlığıyla bilinen Şura Der gibi derneklere; Gülen cemaatine yakın olduğu bilinen kurumlara; dindarların sahip olduğu işyerlerine defalarca saldırılmış ve bu saldırılarda çok sayıda kişi de yaralanmıştı. Ayrıca bölgede görev yapan imamlara da saldırılar düzenlenmiş iki imam yaşamını yitirmişti.
Bugüne kadar, bu tür olaylarda yaptığımız gibi yine sağduyu çağrımızı yineliyoruz. Yaşananlar, derin ve çirkin bir tezgâhtır. Bu tezgahı kuranlar, bölgede çeşitli kesimleri çatıştırmak, kaos çıkarmak ve PKK dışı kesimleri baskı altına almak istemektedirler. Bu saldırıların sorumlularından biri, elbette birinci derecede PKK`dir.
Saldırının ikinci derece sorumlusu ise muhakkak ki devlettir. Devlet; Kürt sorununu çözüme kavuşturma konusunda sessiz kaldıkça; ateşkese rağmen bölgede pasif durumdaki PKK`lilere operasyonlar yaptıkça; toplumsal olaylarda ölümlere neden olacak şekilde orantısız güç kullanıp, gözaltılarda işkenceye varacak düzeyde şiddet kullandıkça; seçim siyaseti yapıp açılımı rafa kaldırdıkça; Kürt sorununu inkâr yoluna gittikçe; halkın temel taleplerini görmezden geldikçe; milliyetçi oyları almak için bölgenin sorunlarına duyarsız kaldıkça; yani sorunu bir bütün olarak görmeyip ve en önemlisi de bölgede bu şekilde çatışmaların tezgahlandığını bildiği, bu tür olayların yaşandığından haberdar olduğu ve gördüğü halde buna göz yumup tedbirler almadıkça; bu yaşananlara çanak tutmuş olacaktır ve yaşananların asli sorumlularından olacaktır.
Defalarca bölgede çatışma çıkmaması için yapılan çağrılara duyarsız kalınmakta ve çeşitli kurumlara saldırılar sürmektedir. Bölgedeki çatışma ve kaos ortamının geçmişte kime yaradığı ortadadır. Ayrıca bu saldırıların geçmişteki çatışma ortamını doğurmaya matuf olduğu düşünmemiz için çokça neden vardır. Bu karanlık ve acı yıllara geri dönmeye çalışmanın kimseye hele de Kürdistan halkına bir hayrı olmayacağı açıktır.
PKK`ye açıkça çağrıda bulunuyoruz. Bu halk, devletin yıllarca uyguladığı inkâr, imha ve asimilasyon politikalarında az çekmedi. Şimdi bu yapılanların devletin yaptıklarından bir farkı olduğunu kim iddia edebilir? PKK, bölgede kendisini desteklemeyen başta dindar kesimler olmak üzere halkı çeşitli ithamlarla kompartımanlara ayırıp; düşman ilan etme, baskı ve sindirme politikalarıyla ortadan kaldırma politikalarından vazgeçmelidir. PKK, şayet bu yaşananların kendi inisiyatifi dışında geliştiğini söylüyorsa; açık, net ve kati bir açıklama yaparak yanlılarını bu tür saldırılardan uzak tutmalı, yaşanan bu tarz her saldırıyı açık bir dille kınamalı, sorumluları açığa çıkararak cezalandırılmalarına yardımcı olmalıdır. Aksi tutum, bu saldırıların PKK merkezli yapıldığı şeklinde kabul edilecektir. Maalesef bugüne kadar yapılan da tam olarak bu algıyı oluşturacak şekilde sessiz kalmaktan ibarettir.
Özgür-Der Diyarbakır şubesi olarak yaşanan bu hadiselerin tekrar yaşanmaması için tüm toplumu duyarlı olmaya ve sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Bu çirkin tezgâha düşülmemesi için sağduyu çağrımızı yineliyoruz. Ubeydullah Durna`nın katillerini şiddetle kınıyoruz. Merhuma Allah`tan rahmet ve yakınlarına da sabrı cemil niyaz ediyoruz.
Av. Serdar Bülent Yılmaz
Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı