Mehmet Laçin / Doğruhaber
1931 yılında Tokat’ın Madas Köyü’nde doğan İbrahim Ayan, Milli Şeflik döneminde yaşanan zulümleri muhabirimiz Mehmet Laçin’e anlattı. İbrahim amca milli şef döneminde yaşananları anlatırken, Nemrut’un Hz. İbrahim karşısında ilahlık taslamasının bir benzerinin yaşandığı o dönemlerde Müslümanca yaşamın ne kadar zor olduğunu birkez gözler önüne serdi.


1940’lı yıllarda açlığın kol gezdiğini, halkın karnını doyuramadığını dile getiren İbrahim amca, bu sıkıntılara rağmen dinlerini yaşamak için ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalıştıklarını söyledi. Camiye giderek dini eğitim aldıklarını anlatan İbrahim Amca, “Elimizde kuru odun ve hasır alır, namaz için camiye giderdik. Kuru odunu sobaya koyardık. Camilerde halı bulmak zordu. Elimizde getirdiğimiz hasırı da namaz için yere sererdik. Çünkü biz Müslüman çocuğuyduk. Bu nedenle Müslümanlığın gerektirdiği şeyleri yapmak zorundaydık” diye konuştu.


‘JANDARMA GELDİ, KUR’ANLARI KAPATIN’
“O dönemlerde Jandarma büyük zulümler işliyordu” diyen İbrahim amca köylülerin jandarmadan ne kadar korktuğunu şöyle anlattı: “Köy camisinde İmam, bize dinimizi anlatır ve namazı nasıl kılmamız gerektiği öğretirdi. Özellikle kış aylarında çok zorluklar çekerdik. Kışın yeterli odun olmuyordu, bulamıyorduk. Bir yandan baskılar bir yandan da kıtlık hâkimdi. Sabahları camide derse başlardık. Tabi medrese eğitimi değil. Biz sadece kendi köy camimizde dinimizi öğreniyorduk. Bir gün öğlen telaşlı bir şekilde köy bekçisi geldi. ‘Aman aman hoca efendi ne yapıyorsunuz, jandarma geldi, Muhtarın yanındadır. Hemen okuduğunuz Kur’an-ı Kerim’leri kapatın. Camiden de dışarı çıkmayın. Aman başımız belaya girmesin’ dedi. Halk, jandarma köye geldiğinde çok korkardı. Köy halkı korkusundan jandarmaya öyle bir hürmet gösterirdi ki o hürmet bugün bir ilin valisine bile gösterilmiyor. Açlıktan kıvranıyoruz. O jandarma gidecek de biz yerimizden çıkıp yemek yiyeceğiz...”


İMAMI DÖVEREK KARAKOLA GÖTÜRDÜLER

Jandarmaların Kur’an ve islam eğitimine karşı büyük bir tahammülsüzlüğünün olduğunu ifade eden İbrahim amca, “Muhtar, jandarmaya öyle bir izzeti ikram ederdi ki önüne bütün her şeyi sererdi. Yeterki ondan kurtulalım. Onlar gitsin de bizim cami hocamız ders verdiği gizli yerden bizi azad etsin” dedi.


İbrahim amca, düşünün kendi köyümüzde esir olmuştuk diyor. İbrahim amca kendi şahit olduğu bir olayı şöyle anlatıyor: “Şahit olduğum bizzat gözlerimle gördüğüm bir olayı anlatayım. Gene baskınların olduğu bir günde jandarma hocayı köyün camisinden alıp tüfek dipçikleriyle döve döve karakola götürüyordu. Dipçiklerle imamın omuzlarına ve sırtına vuran jandarma, bir yandan da: “ Seni Arap bozması, Arap düzmesi, hâlâ buralarda ne eğitimi veriyorsun” diyerek hakaret ederlerdi. Bu zulümleri hoca, talebe yetiştiriyor diye yapıyorlardı. Bu hakaretleri aslında İslam dinineydi. Bu ve benzeri olaylar sık sık yaşanırdı. Her fırsatta zulmünü göstermek için asker köye gelirdi”


BAŞÖĞRETMEN İLAHLIK TASLADI
O dönemler köylerinde öğretmenin olmadığını söyleyen İbrahim amca, bir akrabasının Sivas’ta üç ay okuma ve yazma eğitimi aldıktan sonra köyde eğitim verdiğini belirtti. O dönemlerde her yönden organizeli bir şekilde İslam dinine hakaret edildiğini dile getiren İbrahim amca; “Tokat’ta bir başöğretmen vardı. İslam dinine saygı duymayan inançsız biriydi. O öğretmeni kasıtlı olarak bir gün bizim köye gönderdiler. Okula geldi talebinin birini köy meydanına çıkardı. Onu tellal gibi bağırtarak şöyle söyletti: Ey Allah’ım şeker bırak, şeker. Peşinden de talebeleri böyle bağırttı. Ve bunu birkaç kere tekrar ettirdi.


Gökten şeker inmediğini gören inançsız başöğretmen bu sefer de talebeleri şöyle bağırttı.
Başöğretmenim şeker bırak, şeker. Köyden anlaştığı birine şeker vererek dama çıkartan başöğretmen, bu sözden sonra şekerleri damdan aşağıya attırdı. Tavuk yemi gibi her yere şeker düşüyordu. Ve ardından şunu söyledi, Bakın gördünüz mü, Allah şekeri gönderemedi, ama ben gönderdim, deyip kendisini Allah’tan da daha üstün bir hale soktu” diyerek insanları İslam’dan uzaklaştırmak için bunun gibi birçok olay yaşadıklarını söyledi.


RABBİM İSLAMİ YÖNETİM NASİP ETSİN!
Müslümanların dinine sahip çıkması gerektiğini söylen İbrahim Amca, son olarak şunları söyledi: “Müslüman halkın dinlerini öğrenmemesi için ellerinden gelen ne varsa yaptılar. İslam önünde engeller oluşturuldu. ‘Tanrı uludur, tanrı uludur. Tanrıdan başka yoktur kulluk yapılacak’ dedirtilerek ezan Türkçe okutturuldu. Nerde bir genç İslam’a meyletse ona müdahale edildi. Rabbimden duam şudur: ‘Dinini yaşayan, İslam’ı tebliğ eden gençlerden Allah razı olsun. Rabbim halkımıza, İslamı yaşayan gençlerle İslami şuur, İslami yaşam ve yönetim nasip etsin.”