İZMİR - Şura Çelik üzere başörtülü olarak okuduğu gerekçesiyle Fatih lköğretim okulundan, Şehit Çavuş Bülent Kula ilköğretim okuluna sürgün edilmişti. Kararın ardından yeni okuluna giden 7. sınıf öğrencisi Şura Çelik, tam arkadaşlarına alışmış, derslerine motive olmuşken Şehit Sabahattin Karakaplan İlköğretim okuluna sürgünle neye uğradığını şaşırmıştı. Baba Salih Çelik`in itiraz dilekçesi yazması ve okul idaresine vermesi okul değişikliği cezasının önüne geçemedi.
Şura Çelik`in başına gelenler bununla da kalmadı, bir dönemde iki sefer okul değiştirilmeye mecbur bırakılan başörtülü öğrenci, okulların bitmesine günler kala arkadaşları karne heyecanı yaşamaya hazırlanırken, Çamlık 80. Yıl İlköğretim okuluna sürgünle bir kez daha hayal kırıklığına uğradı.
Kızının eğitim-öğretim yılının başından beri başörtülü olarak okuduğunu ifade eden Baba Salih Çelik, başlarından geçenleri şöyle anlattı. "Kızım üçüncü seferdir okuldan okula sürgün ediliyor, kanunlara göre hiç kimsenin eğitim hakkı engellenemez. Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Kızım biraz önce söylediğim gibi üçüncü sürgün kararına maruz kaldı, yani sene başından itibaren bu gideceği dördüncü okulu. Bu tamamen yönetmeliğe ve kanunlara aykırıdır, eğer burada bir suç dahi olsa yönetmeliğin 111. Maddesini göre bir olumsuz davranışa ancak bir sefer yaptırım uygulanır, ikinci sefer aynı suça herhangi bir yaptırım uygulanamaz."
İnsan Fıtratının Gerektirdiği Örtünmeyi Suç Olarak Görüyorlar
Kendilerine yapılanın tamamen keyfi uygulama olduğunu söyleyen Çelik şöyle devam etti: "Bundan önce gittiğimiz bütün okullarda okul idarecilerine şunları söyledim. Şuanda sizin okulunuzda okulun kılık kıyafet yönetmeliğine uymayan yüzlerce öğrenci var. Ben bunu onlara söyleyince konuşacak bir şey bulamadılar ve bana bunun yani bizdeki sorunun başörtüsünden kaynaklandığını söylediler. Yani yönetmelik sadece Allah`ın emri olan başörtüsü ile okumak isteyen kızıma işliyor, yoksa mini etek giymişsin, af buyurun bir yerlerini açmışsın onlar için sorun değil. Yani insan fıtratının gerektirdiği örtünmeyi suç, hayvanlara has olan çıplaklığı da şeref olarak görüyorlar. Şura`nın şuanda okuduğu okul dahi eve kilometrelerce uzak, siz de görüyorsunuz ki, burası Aliağa`nın dışı sayılır, buradan ötede yerleşim yeri yok, her yer dağ taş. Ben kızımı her gün arabamla okula getirip götürüyorum, işimi gücümü bırakmışım, gerçektende çok zorlanıyorum. İnancımızın gereği olarak Allah`ın farziyetinin bilincindeyiz ve işimizi bırakıp bu işle uğraşıyoruz.
Kendilerine yapılanın tamamen keyfi uygulama olduğunu söyleyen Çelik şöyle devam etti: "Bundan önce gittiğimiz bütün okullarda okul idarecilerine şunları söyledim. Şuanda sizin okulunuzda okulun kılık kıyafet yönetmeliğine uymayan yüzlerce öğrenci var. Ben bunu onlara söyleyince konuşacak bir şey bulamadılar ve bana bunun yani bizdeki sorunun başörtüsünden kaynaklandığını söylediler. Yani yönetmelik sadece Allah`ın emri olan başörtüsü ile okumak isteyen kızıma işliyor, yoksa mini etek giymişsin, af buyurun bir yerlerini açmışsın onlar için sorun değil. Yani insan fıtratının gerektirdiği örtünmeyi suç, hayvanlara has olan çıplaklığı da şeref olarak görüyorlar. Şura`nın şuanda okuduğu okul dahi eve kilometrelerce uzak, siz de görüyorsunuz ki, burası Aliağa`nın dışı sayılır, buradan ötede yerleşim yeri yok, her yer dağ taş. Ben kızımı her gün arabamla okula getirip götürüyorum, işimi gücümü bırakmışım, gerçektende çok zorlanıyorum. İnancımızın gereği olarak Allah`ın farziyetinin bilincindeyiz ve işimizi bırakıp bu işle uğraşıyoruz.
Yarın ahrette bize bu zulmü yapanlardan davacı olacağız, bu dünyada da onların yakasını bırakmayacağız ve ahrette de elimiz onların iki yakasında olacak. Bundan iki gün önce Başbakan bir konuşmasında dedi ki, biz zulme karşıyız yani zulme rıza göstermekte zulümdür. Bize yapılan da bir zulümdür, burada bir zulüm var, kalkıp bazı kişilerin karşısında "one munit" diyor, öte yandan Suriye`deki zulme dikkat çekiyor. Şunu ifade etmek istiyorum, kendi ülkesinde dindar kesime yapılan zulmü de görsün ve bunlara da dikkat çeksin."
"Biz hakkımızı arayacağız, okumak her öğrencinin olduğu gibi kızımın da hakkıdır" diyen baba son olarak şunları söyledi: "Biz dilekçemizi yazıp okula verdik ve hakkımızı savunacağız çünkü ortada kanunlara aykırı bir durum var, yani yönetmeliği de hiçe sayarak şuanda bize sürgün kararı çıkardılar. Dindar bir nesil yetiştirmekten bahsediyorlar, zaten bizim de tek derdimiz bu, çocuklarımızın Allah`ına ve Peygamberine sadık olmasını istiyoruz. Biz dindar bir nesil yetiştirmenin yolunun Kur`an ve sünnetten geçtiğine inanıyoruz. Son olarak biran önce bu zulmün sona erdirilmesini ve bu yanlış karardan vazgeçilmesini istiyorum. Herkes nasıl okuluna gidip geliyorsa, öğrenim haklarını kullanıyorsa kızımın da onlar gibi hakları vardır, onun da bu hakkının geri verilmesini istiyorum."
Beni Kendi Çocuklarının Yerine Koysunlar Bakalım Vicdanları Rahat Edecek mi?
Baba Salih Çelik`ten sonra Şura Çelik ile de konuştuk, okuldan okula sürgün edilen başörtülü 7.sınıf öğrencisi ise yaşadıklarını şöyle anlattı: "Bu benim dördüncü okula sürgün kararım, bir okulda düzenimi tam kuruyorum, derslerime, arkadaşlarıma alışıyorum ama sonradan yine sürgün kararı çıkıyor ve düzen bozukluğuna sebep oluyor. Ulaşımda çok zor ve zahmetli eve gidiş gelişim bayağı meşakkatli, okul tam gün dolayısıyla öğlen yemeklerine herkes evine giderken ben buralarda oyalanıyor ve tekrar öğleden sonraki derslere giriyorum. Normal şartlarda babam beni getiriyor ama bazen otobüsle gitmek zorunda kalıyorum. Okula gidiş gelişim zahmetli olduğundan derslere büyük bir gayretle odaklanıyorum ama elhamdülillah notlarım teşekkürlük. Buradan yetkililere sesleniyorum, beni kendi çocuklarının yerine koysunlar bakalım vicdanları rahat edecek mi? Son olarak da şunu söylemek istiyorum "Haydi kızlar okula dediniz ben de geldim, ama bir okuldan başka okula sürgün ediyorsunuz, bana bir yılda üç sefer sürgünü reva görüyorsunuz, beni arkadaşlarımdan ve okulumdan ayırıyorsunuz, nerede samimiyetiniz? (Yunus Şani - İLKHA)
Baba Salih Çelik`ten sonra Şura Çelik ile de konuştuk, okuldan okula sürgün edilen başörtülü 7.sınıf öğrencisi ise yaşadıklarını şöyle anlattı: "Bu benim dördüncü okula sürgün kararım, bir okulda düzenimi tam kuruyorum, derslerime, arkadaşlarıma alışıyorum ama sonradan yine sürgün kararı çıkıyor ve düzen bozukluğuna sebep oluyor. Ulaşımda çok zor ve zahmetli eve gidiş gelişim bayağı meşakkatli, okul tam gün dolayısıyla öğlen yemeklerine herkes evine giderken ben buralarda oyalanıyor ve tekrar öğleden sonraki derslere giriyorum. Normal şartlarda babam beni getiriyor ama bazen otobüsle gitmek zorunda kalıyorum. Okula gidiş gelişim zahmetli olduğundan derslere büyük bir gayretle odaklanıyorum ama elhamdülillah notlarım teşekkürlük. Buradan yetkililere sesleniyorum, beni kendi çocuklarının yerine koysunlar bakalım vicdanları rahat edecek mi? Son olarak da şunu söylemek istiyorum "Haydi kızlar okula dediniz ben de geldim, ama bir okuldan başka okula sürgün ediyorsunuz, bana bir yılda üç sefer sürgünü reva görüyorsunuz, beni arkadaşlarımdan ve okulumdan ayırıyorsunuz, nerede samimiyetiniz? (Yunus Şani - İLKHA)