Çetin Doğan ve Teoman Koman dönemin Genelkurmay başkanı Karadayı`yı suçladı: `Karadayı istedi, BÇG kuruldu`
Çetin Doğan, savcılıkta BÇG`nin emrini Karadayı`nın verdiğini açıkladı. Koman`ın avukatı ise "Karadayı niye çağrılmıyor" diye sordu.
28 Şubat soruşturması kapsamında gözaltına alınan dönemin kuvvet komutanları Hikmet Köksal, Ahmet Çörekçi ile dönemin MGK Genel Sekreteri İlhan Kılıç, emekli orgeneral Çetin Doğan`ın aralarında bulunduğu 6 isim cezaevine konuldu.
Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi, zanlıları `Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs` suçundan tutukladı.
28 Şubat`ın komuta kademesinin savcılık ve mahkeme ifadelerinin ayrıntıları belli olurken savcılık ifadesinde, "MİT Müsteşarlığı yaptım. BÇG belgelerinden nasıl haberim olmaz?" diye serzenişte bulunan dönemin Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman sağlık gerekçesiyle tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
35`NCİ MADDEYLE YETKİLİYİZ
Batı Çalışma Grubu`nun 28 Şubat 1997 tarihli MGK kararları doğrultusunda kurulduğunu savunan Çetin Doğan, BÇG`nin sorumluluğunun emir komuta zincirinde kendisine verildiğini kaydetti.
Darbelere gerekçe gösterilen İç Hizmet Kanunu`nun 35. maddesiyle kendisini savunan Doğan, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ile 2. Başkan Çevik Bir`i işaret etti. Doğan, "Neticede biz de bir devlet kurumuyuz ve İç Hizmet Kanunu`nun 35. maddesi gereğince TSK`nın vazifesi olarak Türk yurdunu Anayasa`nın nitelikleri verilmiş Türkiye Cumhuriyetini korumak ve kollamaktır.
Bu anlayışla silahlı kuvvetleri de kendisine ne düşebilecek ne yapılabilecek bir araştırmasını istiyor, bunu birinci (İsmail Hakkı Karadayı) ve ikinci başkana (Çevik Bir) söyleyerek bir toplantı yapılıyor. Ben de bu toplantıda bulundum. Denildi ki, biz bu doğrultuda bir çalışma grubu kuralım. Bu toplantıdan sonra kurulan çalışma grubuna BÇG denilmiştir" ifadelerini kulandı.
ERBAKAN HADİS OKUDU
Balyoz davasının ardından dün ikinci kez tutuklanan ve 28 Şubat döneminde Genelkurmay Harekat Başkanı olan Emekli Orgeneral Çetin Doğan, mahkemedeki ifadesinde 28 Şubat 1997 tarihli MGK kararlarını uyguladıklarını savundu.
Bu kararların uygulanmasının Bakanlar Kurulu toplantısında uygulanması kararı alındığını öne süren Doğan, "Bu toplantıda Tansu Çiller konuşuyor, bu kararların uygulanmasını söylüyorlar ve yine Necmettin Erbakan da konuşmaları destekleyerek benim hislerime tercüman oldu demiştir. Hatta güçlendirmek için birkaç tane hadisten de örnek vererek bunun yapılması gerektiğini söylüyor. Ertesi gün bütün bakanlıklara bir talimat gönderiyor" iddiasında bulundu.
MİTTEN BELGE İSTEDİK
MİT`ten "Camilerde Cuma hutbelerinde laiklik karşıtı söylemler var, hatta silahlı kuvvetler aleyhinde söylemler var` şeklinde bilgiler gelmesi üzerine MİT`ten bilgi ve belge istediklerini söyleyen Doğan, "MİT`ten bunu ayrı zamanlarda yer ve zaman belirterek belgeleyin diyoruz. Ama müdahale edin demiyoruz. Bu belge her nasılsa Hasan Celal Güzel`in eline geçiyor. Bu belge daha sonra soruşturma konusu oldu. MİT kanununda kurumlarnın kendi ilgi alanları görevleri ile ilgili konularda istihbarat yapabilecekleri konusunda takipsizlikle sonuçlandı" şeklinde konuştu.
KÖKSAL: KARARGAHIN ÜRÜNÜDÜR
Soruşturma kapsamında tutuklanan dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Hikmet Köksal, MGK`da BÇG tipi bir yapının oluşturulacağı konusunda bir müzakere geçmediğini belirtti. Köksal, BÇG`nin Genelkurmay Karargâhı`nın bir çalışması olduğunu kaydetti. 28 Şubat MGK toplantısına kuvvet komutanı olarak katıldığını, kararlarda imzası olduğunu anlatan Köksal, şöyle devam etti:
"Bu toplantıda BÇG gibi bir yapının oluşturulacağı konusunda bir müzakere geçmediği gibi MGK kararlarında da böyle bir husus yer almamıştır. Bu bir karargâh çalışmasıdır ve Genelkurmay Başkanlığı nezdinde yapılmıştır" dedi.
Yapılan çalışmalar doğrultusunda kara kuvvetlerine resmi yazı ve emir şeklinde yazılar olduysa gereğini yerine getirdiklerini ifade eden Köksal, şöyle devam etti: "Bize Genelkurmay`dan gelen yazılar Genelkurmay`ın imzası ile gelir. İkinci başkan imzası ile geldiği zaman `komutan namına` yazar bana gösterilen resmi yazılarda ben böyle bir ibare görmedim. Bu da askeri yazışmalara aykırıdır. Genelkurmay Başkanı`nın izni olmadan ikinci başkanın emir yayınlaması söz konusu olamaz. BÇG adı altında bir çalışma grubunun olduğunu da emekli olduktan sonra öğrendim ve dolayısıyla hiçbir çalışmasında da fili olarak veya bu doğrultudaki belgelerde de adım geçmemektedir."
BÇG İLE İLGİM YOK
Dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Ahmet Çörekçi, 28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısına katıldığını, başbakanın da imzasının olduğu kararlara imza attığını, ancak sonraki aşamada yapılan BÇG ve Batı Eylem Planı gibi çalışmalarla ilgisi olmadığını kaydetti. Bu çalışmaların Genelkurmay içerisinde yapıldığını vurgulayan Çörekçi, "Ben kuvvet komutanı olarak ayrı birimde olduğumdan ve kendi birimimle ilgilendiğimden bu konularla ilgili herhangi bir ilgim ve dâhilim söz konusu değildir.
Ben BÇG ismini de Ağustos aylarında duydum. Zaten 18 Ağustos 1997 günü de emekli oldum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Ben demokrasiye ve halkın seçtiği yönetime saygılıyım. Böyle bir eyleme katılmama ve müdahale etmem söz konusu olamaz" dedi.
O EYLEM PLANI ÇOK TEHLİKELİ
Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan emekli Korgenaral Engin Alan, BÇG`de yer almadığını, hiçbir toplantısına ev çalışmasına katılmadığını, 28 Şubat döneminde İç Güvenlik Harekatı nedeniyel başka bir bölgede olduğunu söyledi.
Islak imzasıyla bir çok fişleme belgesi ortaya çıkan Alan, "Beni BÇG ile ilişkilendirmek abesle iştigaldir" dedi. Alan`ın savcılıkta kendisine gösterilen bir BÇG belgesine ilişkin, "Çok tehlikeli bir belge ama Çetin Doğan`ın da söylediği gibi bu ek şaibeli bir ektir" demesi dikkat çekti.
Vural Avar, 6 Mayıs 1997 tarihli Batı Harekat Konsepti belgesinin sorulması üzerine önce kabul etti ardından bu ifadesinin düzeltilmesini istedi. Balyoz tutuklusu emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın ise suçlamaları kabul etmedi.
KOMAN`DAN TUHAF SİNCAN SAVUNMASI: ASFALT BOZULMASIN DİYE GEÇTİ
Emekli Orgeneral Teoman Koman savcılık ifadesinde "Sincan`da tankların yürütülmesi askeri müdahalenin habercisi olarak değerlendirilmektedir.
Tankların yürütülmesinde imzanız, bilginiz var mıydı" sorusuna ilginç bir cevap verdi. Koman`ın "Tankların şehir içinde yürümeleri asfaltı bozduğu, trafiği aksattığı gerekçesiyle yasakmış. Sincan tek çıkış yolu. Sincan üzerinden o nedenle tatbikata gittiklerini duydum" dediği bildirildi.
Koman ayrıca, BÇG`nin Genelkurmay Karargahının bir ürünü olduğunu söyledi. Jandarma Genel Komutanı olduğu dönemde MGK toplantılarına katıldığını ve kararlarda imzası olduğunu belirten Koman, "Ancak BÇG adı altında yapıldığı iddia edilen çalışma MGK kararlarından bağımsız ve ilgisiz olarak Genelkurmay Karargahında hazırlanmıştır" ifadelerini kullandı.
Savcılık ifadesinde avukatı Bilgin Yazıcıoğlu`na serzenişte bulan Koman, "Ben MİT müsteşarlığı yaptım. Nasıl olur da bu belgelerden benim haberim olmaz?" dedi.
KARADAYI TEPKİSİ
Bu arada Koman`ın avukatı Yazıcıoğlu, 28 Şubat sürecinde MGK kararlarına katıldığı için dönemin kuvvet komutanlarının suçlandığını belirterek, "Oysa o tarihte asıl Genelkurmay Başkanı olan sayın İsmail Hakkı Karadayı`nın bu soruşturma kapsamında ifadeye çağrılmamasını yadırgıyorum" dedi.
BUGÜN GAZETESİ