Mehmet Demir-Mustafa Kaynak
Devrimizin büyük âlimlerinden olan Molla Said Tekin, Mardin’in Kızıltepe ilçesinin Taşgedikli (Kafsenori) köyünde 1922 senesinde dünyaya geldi.
Hayatını ilme adadı
Molla Said, yedi yaşında Kur’an-ı Kerim’i babasından öğrendi. İlk ilim tahsilini çocukluk döneminde köylüsü Molla İsmail’den aldı.
Civar köylerde Şeyh Mahmut ve Şeyh Kır’dan Şafii ilmihalini öğrendiği zaman sekiz yaşında idi. Henüz dokuz yaşında iken Arapça ve dini bilgileri tahsil için Suriye’nin Amuda kasabasına gitti. O sırada Suriye Fransızların işgalinde bulunuyordu. Küçük Said, yabancı bir yerde yaşamaya daha fazla dayanamadı ve kısa bir zaman sonra memleketine geri döndü. Molla Said daha sonra tahsilini yarım bırakarak askere gitti. İkinci Dünya Savaşı’na rastlayan askerliği dört sene yaptıktan sonra 1946 yılında terhis oldu. Aynı sene tahsiline tekrar başladı.
Üç çocuk babası olmasına rağmen ilim tahsiline Şeyh Hazret medresesinde devam etti.
Ülkemizde çok tanınan hocalardan dersler aldı.
Ders alarak ilim tahsil ettiği hocaları Zübeyir Bozan, Halil Gönenç, Şeyh Abdurrezzak ve Şeyh Muhammed Er, hocaefendilerdir. Bunların içinde Halil Gönenç 1967 – 1973 seneleri arasında Urfa müftülüğü görevinde bulunmuştur.
Molla Said Tekin, icazetnamesini Halil Gönenç’in başkanlığında ilmi bir heyetten aldı. İcazetname töreni Kızıltepe’nin Kilyebin Köyü’nde yapıldı. Said Hoca o tarihten itibaren ders vermekle meşgul oldu.
VEFATI
Molla Said Tekin, 14 Nisan 1990 bir Ramazan gecesi, her günkü gibi Kur’an-ı Kerim tilavetini bitirip yatağına girdikten sonra kalp rahatsızlığından dolayı vefat etti. Harran Kapı Mezarlığı’na defnedilen Molla Said, her Ramazan ayı içerisinde her gün bir hatim yapardı.
TALEBELERİNDEN AVUKAT M. EMİN GÜNEŞ’İN DİLİNDEN
Molla Said; cesur, kimseden korkmayan ve yaşadığı çağı takip eden biriydi. Bir gün Haznevi şeyhinin dergâhında misafir kalır. Haznevi şeyhinin cezbeye tutulduğunu görür ve bu hoşuna gitmez. Oradan ayrılmaya karar verir. Şeyh bunu hisseder ve Molla Said’e der ki; ‘Said yavrum! Sen hayatta ekmekle eti bir arada bulamazsın.’ Bunun üzerine Molla Said, Şeyh’e intisap eder. Şeyh, ona virt olarak hayatı boyunca ilimle meşgul olmasını öğütler. Molla Said hayatı boyunca ilimle uğraştı. Astım hastası ve Dergâh’taki medrese ile evi arasında kısa mesafe olmasına rağmen yolda 3 defa oturmak zorunda kalmasına karşın hiçbir gün derslerini aksatmadı.
OĞLU MOLLA İBRAHİM’İN DİLİNDEN
Memleketimizde o zamanki hocalar geçimlerini zekâtla sağlarlardı. Babam Molla Said, zekât kabul etmezdi. Kendisi çiftçilik yaparak iaşemizi tedarik ederdi. Kimseden borç almazdı. Zenginlere karşı mesafeli davranırdı. Kendisine sorulan soruları en ince noktalarına kadar düşünür ve öyle cevap verirdi. Muhakeme ve mukayese kabiliyeti çok kuvvetli idi.
Babam her zaman hakkı söylerdi, ne pahasına olursa olsun hakkı söylemekten vazgeçmezdi. Kimseye yük olmak istemezdi. Beraber oturduğumuz zaman kendi kalkar suyunu içer, bizden istemezdi; yemeği az yer, lükse önem vermezdi. Öğrencilerine kesinlikle zekât toplatmaz ve zekât kabul etmezdi. Çok Kur’an okur, Ramazan aylarında günde 1 hatim bitirirdi.
YETİŞTİRDİĞİ TALEBELERİNDEN BAZILARI
Mustafa Pekaçar
(Mardin merkez vaizi)
Habib Görün (Konya müftüsü)
Mehmet Keskin (Diyanet yönetim kurulunda)
İsmail Kaplan (Emekli müftü)
Mustafa Kubat (İmam)
Hanif Burun (Emekli müftü)