İSTANBUL - Mustazaf-Der`in kapatılması ve Gaziantep`te kızının başörtüsüyle okuması için kızına destek olan Güllü Çevik`e verilen hapis cezasına tepkiler devam ediyor. İstanbul İlim-Der Esenler Cumhuriyet Meydanında düzenlediği basın açıklamasıyla Mustazaf-Der`in kapatılmasını ve Güllü Çevik`e verilen hapis cezasını kınadı. "Zalimler İçin Yaşasın Cehennem, Başörtüye Uzanan Eller Kırılsın" sloganlarının atıldığı basın açıklamasında "İnançlar Hapsedilemez, Bu Nasıl Demokrasi? Bu Nasıl Hukuk?, Üzülme Gevşeme Allah Bizimle, Herkese Açılım Bize Baskı Ve Zulüm" dövizleri açıldı.

BİZ KARDEŞLİĞİ HAYKIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Basın açıklamsından önce bir konuşma yapan İstanbul İlim-Der Denetleme Kurulu Üyesi Abdulbari Çelik Hoca, "Mayıs ayında hukuçular tarafından insaftan mahrum iki karar verildi. Birincisi yüzbinlerce insana peygamser sevdasını anlatan, mazlum ve mustazaflara yardım eden mustazaf-der hukuksuz bir şekilde kapatıldı" dedi. Peki Mustazaf-Der`in suçu neydi? Diye soran Çelik Hoca konuşmasını şöyle sürdürdü: "Mustazf-Der`in suçu cehaletle mücadele etmek, fakirlikle mücadele etmek ve kardeşlik bağlarını kuvvetlendirmek ve pekiştirmek için mücadele etmektir. Mustazaf-Der siyonist israili protesto etttiği için kapatıldı. Ayrıca Mustazaf-Der yüzbinleri bir araya getirip peygamber sevdasını yaydı. Çocuklara Kur`an`ı Kerim dersi verdiği için kapatıldı. Mustazaf-Der bütün tahrik ve provakasyonlara rağmen hiç kimseye bir tokat dahi atmamıştır. Ama buna rağmen zalimane bir şekilde kapatılmıştır. Biz şunu söylüyoruz, bizi kapatsanız da, biz yine kardeşliği haykırmaya devam edeceğiz"

BU BAŞÖRTÜSÜ DÜŞMANLARININ AMACI NE?
Gaziantep`te kızının başörtüsüyle okuması için ona destek olan Gülle Çevik`e verilen 2 yıl 10 ay hapis cezası verildiğini hatırlatan Abdulbari Çelik Hoca, "Bu başörtüsü düşmanlarının amacı ne?" diye sorarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Kur`an`a baktığımız zaman, Peygamberimizin (s.a.v) hayatına baktığımız zaman bu örtü düşmanlığının sebebini anlıyoruz. İslam tarihinde başörtüsüne, iffete ilk el uzatanlar yahudilerdi. Allah resulü onların bu yaptıklarına karşı çıkıp onları cezalandırdı. Yine Türkiye`yi 1. Dünya Savaşından sonra işgal etmek isteyen, Yunan, Rus, İtalyan ve Fransızların da ilk hedefi başörtüsü olmuştur. Acaba bu cezayı verenlerin Ruslarla ve Yunanlarla nasıl bir akrabalığı var biz bunu öğrenmek istiyoruz. Peygyamberimiz (s.a.v) nasıl örtüye sahip çıktıysa bizde öyle sahip çıkacağız. Kimse bizi bu yoldan uzaklaştıramaz"

SİVİL ÇALIŞMAYA, YARGI ELİYLE BİR KEZ DAHA DARBE İNDİRİLDİ
Abdulbari Çelik hocanın konuşmasının ardından İlim-Der üyesi Yahya Sak basın açıklamasını okudu. Halkın teveccühünü kazanmış bir sivil toplum kuruluşu olan Mustazaf-Der`in gayri ciddi gerekçelerle hukuksuz bir şekilde kapatıldığını belirten Sak, "Bu kapatma kararı ile sivil çalışmaya, yargı eliyle bir kez daha darbe indirildi ve devlet eski alışkanlıklarından vazgeçmediğini bir kez daha gösterdi" dedi. Mustazaf-Der`in halkın sorunlarına çözüm üreten ve bu bağlamda birçok ilke imza atan bir dernek olduğunu vurgulayan Sak, tüm saldırı ve tahriklere rağmen Mustazaf-Der`in yasadışı hiçbir harekete tenezzül etmediğini belirtti.

YARGI HALKI KARGAŞAYA SÜRÜKLEYECEK KARARLAR VERMEMELİ
"Mustazaf Der`i kapatma kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmesiyle, bireylerin örgütlenme özgürlüğü hakkı bir kez daha ihlal edilmiş oldu" diyen Sak sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye`de yargı, sivil ve siyasal alanı genişletici, sosyal barışı sağlayıcı kararlar alması gerekirken, hukuksal normları oldukça dar yorumlayarak özgürlükleri ortadan kaldırıp, toplumsal huzursuzluk ve kargaşalara sebep olacak kararlara imza atıyor. Bu ülkede barış, huzur ve kardeşlik isteniyorsa, devlet ve hukuk adamlarının normatif düşünme modlarına sahip olması ve toplumu şiddet sarmalına sürükleyecek kararlar, yerine günün koşullarını kavrayacak, toplumsal sorun ve beklentilere cevap verecek içtihatlar üretmesi gerekir. Fakat ne yazık ki İstiklal Mahkemeleri ve DGM`leri aratmayacak bu kararla, örgütlenme özgürlüğü konusunda statükonun çizdiği sınırlar dışında farklı bir düşünme biçiminin istenmediği, örgütlü topluma karşı reaksiyoner yargısal tutumların ve baskıcı eski devlet reflekslerinin korunduğu görülmüştür."

MUSTAZAF-DER NEDEN KAPATILDI?
Bu kapatılma hukukun üstünlüğüne, insan haklarına, toplumsal barışa, hizmet etmediği gibi hak hürriyetini ve örgütlenme özgürlüğünü açık bir ihlali olduğunun altını çizen Sak, Mustazaf-Der`in asıl kapatılma gerekçelerini de şöyle özetledi: "Mustazaf Der`i kapatanlar, bu ülkede halkın fakirliklerinden, cehaletlerinden, ihtilaflarından beslenenlerdir. Toplum içindeki kavgaların, fakirliğin ve cehaletin bitmesini istemeyenlerdir. Türk`ün, Kürt`ün ve diğer halkların İslam çatısı altında kardeş olmasını istemeyenlerdir. Tüm bunları istemeyenler, baskı, taciz, tehdit, saldırı, komplo, iftira, dernek üye ve yöneticilerini cezalandırmakla yapılan hayırlı çalışmalara engel olamayacaklarını anlayınca, çareyi
Mustazaf Der`i kapatmakta buldular. Kısacası Mustazaf Der`i kapatanlar islam`a, insanlığa, kardeşliğe, adalet ve özgürlüğe düşman olanlardır."

HUKUK FACİASI SAYILACAK BİR KARARLA
Gaziantep`te yaşanan başörtülü anneye verilen hapis kararına de değinen Sak, "Bir annenin kendi evladına sahip çıkmasından ve onu koruma refleksinden daha doğal ne olabilir ki? Antepli anne Güllü Çevik de hem İslami endişe taşıyan bir anne olma hem de kızının kendi hür iradesiyle okula örtülü gitme hasebiyle kızının örtülü derslere alınmaması karşısında doğal olarak harekete geçmiş. Okul idarecileriyle görüşmüş ve bir veli olarak tepkisini ortaya koymuştur. Okul yöneticilerinin işgüzarlığı karşısında dayanamayan anne de inanç olarak onlara, `Allah`tan korkmaları, vicdanlı olmaları ve cehennem azabıyla korkutma` noktasında bazı sözler sarf etmiştir, işin garabeti ve hukuk faciası sayılacak cinsten bir kararla, bu doğal tepki tehdit algısı sayılmış ve Güllü Çevik, bu insafsızca cezayla cezalandırılmıştır" diye konuştu. (Abdusselam Güneş - İLKHA)