ŞANLIURFA- Mustazaflar ile Dayanışma Derneği`ne (Mustazaf-Der) verilen kapatma kararına ve Gaziantep`te kızının başörtülü okumasını istediği için Güllü Çevik`e verilen hapis cezasına bir tepki de İnsani Hak ve Özgürlükler Platformu (İNHAP) üyesi olan Uhuvvet-Der`den geldi. Adnan Menderes Bulvarında gerçekleştirilen kitlesel basın açıklamasından önce kapatılan Mustazaf-Der Gaziantep Şubesi Başkanı Mehmet Kaya bir konuşma yaptı.
Mustazaf-Der`in hukuksuz bir şekilde kapatıldığını dile getiren Kaya, "Bu ülkede nerede başını kaldıran bir cemaat, bir dernek veya bir oluşum varsa bu sistem onların boynunu bükmeye çalışmıştır. Mustazaf-Der`in kapatma kararının gerekçelerinin içinde çok komik şeylerinde olduğunu görüyoruz. Mesela yasal olarak yayın yapan bir derginin dernekte bulunması gerekçe olarak gösteriliyor. Siz değil misiniz bu derginin yayınlanmasına izin veren? Bu dergi hakkında herhangi bir toplatma kararı var mı?" dedi.
Kaya`nın konuşmasının ardından basın açıklamasını Uhuvvet-Der Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kamil Güneş okudu.
Örgütlenme Özgürlüğüne Bir Darbe Daha Yapıldı
Mustazaf-Der`in kapatılma kararının Kemalist rejimin tahammülsüzlüğü olduğunu söyleyen Güneş, "Türkiye`de düşünce ve örgütlenme özgürlüğüne bir darbe daha yapıldı. Genel merkezi Diyarbakır`da bulunan Mustazaf-Der hakkında daha önce yerel mahkemenin verdiği kapatma kararı Yargıtay tarafından da onaylandı. Bu karar Kemalist rejimin düşünce ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik tahammülsüzlüğünün yeni bir örneğini teşkil ediyor." dedi.
Mustazaf-Der`in çalışmalarıyla halk tarafından benimsendiğini belirten Güneş, "Mustazaf-Der çalışmaları sebebiyle halk tarafından benimsenmiş birçok ilke imza atmıştır. Kısa sürede söz sahibi ve yetkin bir dernek olmuştur. Yaptığı etkinlik ve mitinglerle küresel güçlerin oyununu bozmuş hesaplarını alt üst etmiştir." ifadelerini kullandı.
"Mustazaf-Der`in Kapatılması Konusunda Hükümet Acaba Ne Düşünüyor?"
Mustazaf-Der`in kapatılması ile ilgili hükümetin ne düşündüğünü soran Güneş, açıklamasını şöyle sürdürdü; "Sivil anayasanın yazılmaya başlandığı bu günlerde özellikle demokratik ve daha özgürlükçü bir anayasa vurgusu yapan hükümetin, daha az demokratik ve özgürlükler konusunda sınırlı olan şu andaki yasalara göre yaptığı bütün faaliyetleri suç unsuru olarak değerlendirilip dava açılması ve neticesinde bu derneğin kapatılması konusunda acaba ne düşünüyor?
Özellikle Mustazaf-Der gibi, Müslüman halkın dertleriyle dertlenen diğer derneklerinde aynı şekilde haksız ve hukuksuz olarak kapatılmayacağına kim inanır? Kolluk kuvvetleri tarafından bu derneklerin üye ve gönüllülerine karşı yürüttüğü terörize etme çabalarına ne diyecekler? Üyelerine, gönüllülerine ve yöneticilerine yönelik yapılan baskın, arama ve tutuklamalarda ellerinde Kur`an ve yardım paketlerinin dışında hiçbir şeyin olmadığı bilinmesine karşı silahlı terörist yakalanmış gibi yansıtıldığını görmüyorlar mı? Yoksa onların istediği sadece kendilerinin düşünceleri doğrultusunda hareket eden, ilköğretim öğrencilerini yarı çıplak bir halde Müslüman halkın gözünün içine baka baka dans ettirerek ahlaksızlaştırma çalışması yapanlara yönelik bir özgürlükten mi yanalar?
İşte bu noktadan bakıldığında doğrusu takdir edilip desteklenmesi geren Mustazaf-Der`in kapatılmasını şiddetle kınıyor başta Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Hükümet olmak üzere bütün yetkili ve sorumluları görevlerini yerine getirmeye davet ediyoruz."
28 Şubat Yeni Sürümü İle Karşımızda
Gaziantep`te kızının başörtülü şekilde okumasını istediği için Güllü Çevik`e verilen cezaya değinen Güneş, "İnsani hak ve özgürlükler konusunda belirtilmesi gereken diğer bir konu da başörtüsü nedeni ile eğitim hakları engellenen öğrencilerin velilerine yönelik işlenen bürokrasi ve hukuk cinayetleridir. Hukuksuzluk yapanlar korunmuş, hakkını talep edenlere de terörist muamelesi yapılarak cezalandırılmıştır. Bu hukuksuzluk Gaziantep`te yaşandı. Bütün dönem boyunca öğrencisi (kızı) başörtülü olduğu için okula alınmayan Güllü Çevik, kızının öğrenim hakkının engellenemeyeceğini ısrarla okul yönetimine belirtmesine rağmen kızı okula alınmamış. Okul yönetimini şikayet etmek için gittiği karakolda savcılığın talimatıyla silahlı terör örgütü üyesi gibi gözaltına alınmış, saatlerce sorgulanmış, neticede kendisi hakkında açılan davada 2 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılarak yeni nesil bir hukuk cinayeti işlenmiştir." ifadelerine yer verdi.
"Anlaşılan şu ki 28 Şubat yeni sürümü ile karşımızda" diyen Kamil Güneş, "Son olarak Cumhurbaşkanı`nı, Başbakan`ı ve bütün ilgili ve sorumlu kurum ve kuruluşları görevleri olan insani hak ve özgürlüklerin muhafazası konusunda görevlerini yerine getirmeye davet ederek yapılan bütün bu haksız ve hukuksuz uygulamaları şiddetle kınıyoruz. Müslüman halkımıza ve bütün sivil toplum kuruluşlarına bu hukuk cinayetlerine karşı seslerini yükselterek karşı koymaya davet diyoruz." şeklinde konuştu. (Ömer Elmaoğlu - İLKHA)