KASTAMONU -Erdoğan, partisinin Nasrullah Meydanı`nda düzenlenen mitinginde vatandaşlara hitap etti. Nüfusun yıllarca azaltılmak istendiğini, yıllarca yaşlı bir Türkiye istendiğini anlatan Erdoğan, "Biz de diyoruz ki `genç dinamik bir nüfusla aydınlık yarınlara yürüyeceğiz`. Çünkü her şeyin başında insan var. Ekonomi de insan. Eğer insan varsa tüketim var, insan varsa üretim var. İnsan yoksa bunların hiçbiri yok. Emek, insanın türevidir; sermaye, insanın türevidir. İnsan varsa bunlar olur, insan yoksa bunlar yok. Onun için bizler insanı öne çıkardık" diye konuştu.
Vatandaşlara "Kastamonu`da üniversite var mıydı? Soruyorum var mıydı Kastamonulu kardeşim. Duysunlar `biz milliyetçiyiz` diyenler" şeklinde konuşan Erdoğan, "Kim Kastamonu`ya üniversiteyi kazandırdı, kim?" diye sordu.
Erdoğan, evliyalar, ulema şehri Kastamonu`nun üniversitesiz olamayacağını ve üniversiteye kazandırdıklarını anlattı.
Kastamonu Üniversitesinin sürekli geliştiğini, büyüdüğünü, daha da iyi olacağını vurgulayan Erdoğan, dört fakülte, iki enstitü, üç yüksekokul ve dört meslek yüksekokulunun hizmete girdiğini söyledi.
MHP`nin, üniversite öğrencilerine 45 lira verdiğini dile getiren Erdoğan, "Sevsinler sizin gibi milliyetçiyi. Neredeydi, paran mı yoktu, sefil miydin, niye 45 lira? Peki biz ne veriyoruz, 240 lira veriyoruz üniversite öğrencisine ve ne kadar müracaat olursa olsun bursa ve krediye, hepsine veriyoruz" dedi. Başbakan Erdoğan, geçen yıl 900 bin öğrenciye destek olunduğunu vurguladı.
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu`nun "ben her eve 600 lira vereceğim" sözüne "Geç oradan geç" karşılığını verdi. Sadece üniversite öğrencisine 240 TL, Kredi Yurtlar Kurumunda kalıyorsa ayrıca 150 lira, master öğrencilerine 480, doktora öğrencilerine 720 lira burs veya kredi verdiklerini kaydeden Erdoğan, yurtların da yaygınlaştırıldığını ve yurt sorununun da kalmayacağını, daha güzel olacağını ifade etti.
-"KARA TAHTAYI KALDIRIYORUZ"-
Başbakan Erdoğan, eğitimde bir müjde vereceğini belirterek, ilköğretim ve ortöğretimde kara tahtanın kalkacağını, yerine akıllı tahtanın geleceğini söyledi. Akıllı tahtanın, bilgisayar donanımlı olacağını dile getiren Erdoğan, her çocuğa ücretsiz olarak elektronik kitap vereceklerini de sözlerine ekledi.
Erdoğan, müfredatın elektronik kitaba yükleneceğini ve öğrencilerin yanında kitap taşımaya gerek duymadan derse gidip gelebileceğini vurgulayarak, "Yani Amerika`da George neyle okuyorsa, hangi imkana sahipse aynı şekilde Kastamonu`daki Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin aynı imkana sahip olacak; Ayşe, Fatma, Hülya aynı imkana sahip olacak. Amerika`daki George buna sahip olur da benim Kastamonu`daki, Amasya`daki kardeşim niye sahip olmasın?" dedi.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz göreve geldik, bu `milliyetçiyiz` diye geçinen MHP var ya, gitti IMF`nin kapısına. Dilendiler, dilendiler, dilendiler bir 30 milyar dolar borç aldılar, 23 buçuk milyar dolar borçla bize devrettiler. Ödedik, ödedik, ödedik... Dün itibarıyla borç ne kadar biliyor musunuz? 5,1 milyar dolar. Biz şimdi bu parayı, 5 milyar doları hemen öderiz, bizim için problem değil. Peki niye ödemiyorsun Sayın Başbakan, çok düşük faizi var, çok çok düşük, onun için yavaş yavaş öderiz, hiç önemli değil, `yormayalım kendimizi` diyoruz. Çünkü parayı yönetmek, finansı yönetmek de bir sanattır. Onun için hiç acele etmeye gerek yok. Bize hiçbir zararı yok faydası var. Dolayısıyla da bu şekilde devam ediyor ama 2012`nin sonunda o da bitiyor. Bakın 3 yıldır biz IMF ile standby anlaşması yapmadık, niye; bizim siyasi irademize hükmetmek istediler. Dedik ki `yok`. Eğer parayı konuşacaksak konuşalım, ama gelip de `Maliye Bakanlığını ben yönetirim dersen` kusura bakma. O, MHP`nin dönemindeydi. O zaman yapardın ama bizim dönemde bunu yapamazsın."
İktidara geldiklerinde Merkez Bankasının kasasında 27,5 milyar dolar olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Şimdi 93 milyar dolar var, 93 milyar dolar... Öyle zannediyorum ki Kılıçdaroğlu biraz, herhalde kasadaki bu paraya göz dikti. Çünkü bunlar kasalar doluyken boşaltmaya alışmışlar. Kusura bakma, benim milletim sana artık bu fırsatı vermez. Geç artık geç, daha çok beklersin. Zaten 12 Haziran`da da defterin dürülecek, bir daha da geri dönemezsin herhalde. Artık biraz da bu, isyan etmesinin, küfretmesinin, hakaret etmesinin arkasında bunu görüyor da onun için."
-"O SAVCIYA ŞİMDİ VEFA BORCUNU ÖDEDİ"
Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu`nun 90`lı yıllarda 8 yıl SSK`nın Genel Müdürlüğünü yaptığını hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Ahhhhh, ah... O yılların dili olsa da konuşsa ama benim buradaki bacılarım, buradaki kardeşlerim o yılları hatırlar. Sigorta hastanelerinde az mı bekledik, ilaçlarımızı alabiliyor muyduk? Oradan numarayı alırsın, o gün muayeneyi oldun oldun, olmadın doktor bey ne der `muayenehaneye gel`. Öyle mi? Muayenehaneye gittiğinde parayı ödüyor muydun? İlacın yarısını alırsın, yarısını alamazsın, şimdi böyle bir şey var mı? Sayın Kılıçdaroğlu batırdın SSK`yı, batırdın, batırdın. Senden öncekiler böyle zarar etmiyordu. Sen geldin oraya zarara başladı. Her yıl geri gitti, her yıl geri gitti. Baktın bu işin altından kalkamayacağım bu defa da gitti merhum Ecevit`e siyasete girmek istediğini söyledi. Merhum Ecevit de bunun başarısız bir Genel Müdür olduğunu öğrenince bunu veto etti. Aday yapmadı bunu. Şimdi de kalkmış Ecevit`in üzerinden prim yapmaya çalışıyor. Bakın şimdi ben size burada o döneme yönelik bir belgeyi açıklayacağım.
Sevgili kardeşlerim şu anda CHP`nin Muğla milletvekili adayı DGM`nin eski savcısı, ismini vermeyeyim, 21 Mayıs 2003 tarihli neşter operasyonu iddianamesinde Kılıçdaroğlu`nu tanık olarak dinliyor. Sanık değil, tanık. Çok enteresandır. O dönemde tabii Kılıçdaroğlu, Genel Müdürlük koltuğunda oturuyor. `SSK`da yolsuzlukların dizboyu olduğunu` belirtiyor, CHP`nin şimdiki Muğla milletvekili adayı. İddianame, sosyal güvenlik kurumlarındaki tabloyu şöyle özetliyor. Sosyal güvenlik kurumları, devletin sırtında bir kamburdur. Kurumlar iyi yönetilmemektedir. Bu kurumlarda yolsuzluk diz boyudur.
Bu kurumlar, kuyrukla, yolsuzlukla anılır olmuştur` diyor. Şimdi o gün kendisini sanık olarak davet etmeyen o savcıya şimdi vefa borcunu ödedi ve onu Muğla`dan milletvekili adayı yaptı. Kim? Kılıçdaroğlu. Bunlar bu. Her tarafı bunların batak, batak."
Vatandaşın artık istediği hastaneye, ağız ve diş sağlığı merkezine gidebildiğini, istediği eczaneden ilacını alabildiğini dile getiren Erdoğan, "Olay bu ya. Niye? Her zaman söylüyorum. Devlet halkı için var" dedi.
Erdoğan, belli bölgelere şehirler arasında helikopter ambulanslar yerleştirildiğini, bir sıkıntı durumunda bu ambulanslarla hasta taşındığını anlattı.
-"SEMİH, AĞZIN DERT GÖRMESİN YAVRUM"-
Bir süre önce Gümüşhane`de yaptığı miting sırasında yanına 11 yaşında böbrek diyaliz hastası Semih isimli bir çocuğun getirildiğini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fakat bu yavrumuzun artık böbreğinin değişmesi gerekiyordu. Hemen arayış başladı ve Zonguldak`ta böbrek bulundu. Anne ile baba, çocuk, Trabzon`dan ambulans uçağımızla alındı. Böbrek de diğer ambulans uçağımız var, Zonguldak`tan Çaycuma`dan o da diğer uçakla alındı. Uçaklar Ankara`ya geldi. Ankara`da operasyon gerçekleşti ve Semihimiz sağlığına kavuştu. Değerli kardeşlerim işte devlet bu. Hizmetkar devlet bu. Semih`e sordum o gün; Semih ne olacaksın dedim? Semih dedi ki `Başbakanım doktor olacağım` dedi. `Semih, ağzın dert görmesin yavrum` dedim. İnşallah sen de dertlilerin devası olursun. Hedef bu. Biz, hayal pazarlamıyoruz. Biz birilerinin yaptığı gibi umut simsarlığı yapmıyoruz. Biz ilkesizce, düşüncesizce, kontrolsüzce bol keseden atan siyaseti elimizin tersiyle ittik.
Milleti kandıran, millete `göbeğini kaşıyan adam` diyenlerle, millete aptal gözüyle bakanlarla beraber olmadık, olmayacağız. Milletin bütçesini har vurup harman savuran, kaşıkla verip faiz, enflasyon yoluyla kepçeyle geri alan siyaset tarzını, ekonomi yönetimini biz ittik. İşte MHP dönemi sevgili kardeşlerim. Bunlara haddini bildirmemiz lazım."
Devletin kamu net borç stokundaki iyileşmeye işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Devletin ödediği faiz neydi biliyor musunuz? Yüzde 63 devlet borçlanma faizi ödüyordu. Peki şimdi ne ödüyor? Şimdi yüzde 7 borçlanma faizi ödüyor. Kimin cebinde kalıyor bu fark? Vatandaşımın cebinde kalıyor. Enflasyon neydi? Yüzde 30. Canavar değil miydi enflasyon. Cebimizdeki parayı alıp götürmüyor muydu? Şimdi ne oldu enflasyon, evvelki gün açıklandı 4,3. Aradaki fark 26 puan. Bu ne demektir biliyor musunuz? Yüzde ile vurduğunuz zaman, şöyle bir böldüğünüzde ortaya çıkan rakam korkunç bir rakam. İşte bütünüyle bunu ele aldığımızda bu cebinizde kalan para asgari ücretin üzerine koyduğunuzda bin liranın üzerine çıkar ama bunun hesabını kimse yapmıyor."
-"BİR DAKİKA DURMAM"-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, asgari ücrette sağlanan gelişmelere de işaret ederek, "Açık konuşuyorum; eğer biz gelmeden önce asgari ücretle aldığından bugün az alıyorsan, inanın burada bir dakika durmam. Biz, bu ülkeyi böyle yönettik, böyle yönetiyoruz" diye konuştu.
Duble yol ve hızlı tren atılımlarına dikkati çeken Erdoğan, Ilgaz Tüneli projesinin de en kısa sürede hayata geçirileceğini bildirdi.
Bugün Kastamonu`da 40`a yakın tesisin açılışını yaptıklarını, 600 milyon TL`lik hizmet kazandırdıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, eğitim, sağlık, ulaşım ve adalet alanlarında adımlar atmayı sürdüreceklerini belirtti. Önlerini kesmek isteyenlere izin verilmemesini isteyen Erdoğan, ülkedeki istikrarın sürmesinin önemine işaret etti.
Ülkedeki üniversite sayılarının artırıldığını, okullara bilgisayar gönderdiklerini hatırlatan Erdoğan, akıllı tahtaları da ihale sürecinin ardından okullara göndereceklerini söyledi.
Kastamonu`da sağlık ve eğitim alanında yaptıkları atılımları da anlatan Başbakan Erdoğan, uzman hekim, ebe ve hemşire, acil servis istasyonu ile tıbbi cihaz sayılarının arttığına dikkati çekti.
TOKİ aracılığıyla yeni konutlar yapıldığını, KÖYDES çalışmalarıyla yol ve su sorunlarını çözdüklerini kaydeden Erdoğan, Kastamonululardan evlerinde doğalgaz kullanmalarını istedi.
Başbakan Erdoğan, tarımda ve esnafa verdikleri kredi faiz oranlarında büyük düşüş olduğunu sözlerine ekledi.