ŞANLIURFA-Mustazaf Der`in kapatılması ile ilgili açıklamada bulunan Şanlıurfa Barosı Başkanı İrfan Güven, Türkiye`nin yakın tarihinde onlarca siyasi partinin kapatıldığını hatırlatarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi`nin Refah Partisi dışındaki davalarda örgütlenme hakkı ihlali gerekçesiyle Türkiye`yi tazminata mahkum ettiğini söyledi.
Güven, "Mustazaf Der` in yargı kararı ile kapatılması, gelişen dünyada, örgütlenme özgürlüğü ifade özgürlüğü konusunda iyileşmenin gelişimci olduğu bir dünyada tezat teşkil etti. Bu yönüyle biz, ifade örgütlenme özgürlüğü bakımından bu kararın çok olumsuz bir karar olduğunu hukuksal meşruiyetinin olmadığını düşünüyoruz." dedi.
Türkiye`de yargının sivil siyasi alanı daraltıcı yorumlar yapmaya devam ettiğini ifade eden Güven, "Normatif düşünen yargıçların toplumun önünü açtığı, beklentilerin, sorunların çözücü karar alma yerine genelde statükoyu koruyucu kararlar aldığı gözlemlenmekte bu da yargı açısından talihsiz bir durum. Bu karar bir yönüyle komik sonuçlar doğuruyor çünkü dernekler yasası 7 kişinin başvurusuyla herhangi bir izne tabi olmaksızın sadece başvuru ile herhangi bir dernek kurmanın imkânını sağlıyor. Dolayısıyla böyle bir karar aslında kâğıt üstünde kalacak bir karar muhtemelen dernek üyeleri yâda içinden bazılarının yeni bir dernek kurmaları kaçınılmaz dolayısıyla Nasrettin hocanın fıkrası gibi bir şey oldu bir taraftan kapı kapatılırken aslında diğer tarafta kılıflı bir kapı var arkasında açık bir alan bırakılma söz konusu." İfadelerini kullandı.
Güven açıklamalarına şöyle devam etti: "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Türkiye`nin de taraf olduğu 11. madde dernek kurma parti kurma sendikalaşma toplantı yapma hakkını tanıyor, koruma altına alıyor. Bu hakkın öznesi herkestir. Yani ister herhangi bir suç işlemiş olsun herkes dernek kurma hakkına sahip, üye olma hakkına sahip özellikle kendini ifade etme hakkına sahip. Mahkemenin kararı dikkate alındığı zaman, özellikle bir üyesinin örgüt mensubu olması, suç işlemiş olması, yargı kararının suç işlemiş olmasını baz alması bununla, 11. maddenin ihlali anlamına gelmektedir."
Bu tür sivil toplum kuruluşlarının ve meslek odalarının üyelerinden birilerinin suç işlemesinin ya da herhangi bir yasadışı illegal bir örgüte üye olmasının söz konusu olabileceğini ifade eden Güven, Dernek tüzel kişilerinin bunu kontrol edemeyeceğini bu durumda kişilerini suçların şahsiliği ilkesi gereğince cezai sorumlularının olduğunu söyledi. Güven, "Ama burada da çok ağır bir yaptırım var. Dernek tüzel kişiliğinin sona erdirilmesi 11. madde anlamında çok ağır bir yaptırım. Bu hak aynı zamanda anayasada da koruma altına alınmış" dedi. (Ali Durmaz-İLKHA)