DSP-MHP-ANAP koalisyonu döneminde Askerî Gazinolar ve Sosyal Tesisler Yönetmeliği`nde değişiklik yapılarak orduevlerindeki düğünlere bir dizi yasak getirilmişti.
Bir kısım medya organları ile bazı gazetelerin başlıklarında malum zihniyet, normalleşme adımını "cübbe" ve "sarık" vurgusunu başlığa çekerek, (kupürler de görüldüğü gibi) birilerinin aklına güya karpuz kabuğunu getiriyor.
Bazı kesimlerin endişe ettiği gibi sarık ve cübbeli vatandaşlarımızla toplumun hangi alanlarında ve ne kadar sıklıkla karşılaşıyoruz.
Birilerinin endişe etmesine gerek var mı?
Benim birkaç tespitim var.
İşte bu tespitlerimden birincisi;
Yer yer not aldığım için biliyorum. Camiye 5 vakit gelen cemaatin ancak yüzde 40-45`i, Cuma`ya gelenlerin de yüzde 10-15`i başında takke ile namazını kılıyor.
Karşılaştığım diğer ilginç tespitlerim:
Tarih 18 Ocak 2011, yer; Ankara Beşevler semtinde muhafazakar diye bilinen büyük bir kurumun mescidi. Öğle ezanı 12.06 de okunuyor. Yüzlerce personelin çalıştığı kamu binalarında öğle molası saat 12 – 13 arasında veriliyor. Yemekhanenin yanı mescid. 1000 kişilik yemekhane dolup boşalıyor. Öğle namazında 80 dolayında kişiyle kılmışız. Benimle birlikte yalnızca 6 kişinin başında takke var.
18 Mart 2011`de İkindi namazı için Ankara İlahiyat Fakültesinin temiz ve nezih mescidindeyim. Gömleğinin pantolonun üzerine salmış olan bir talebe imamlığa geçti. Baktım takkesi de yok. Cübbem olmadığı için hiç olmasa kafamdaki takkeyi çıkarıp emaneten ona verdim. Namazdan sonra baktım İlahiyat fakültenin büyük mescidinde yalnızca 19 kişiyiz. Bunlardan üç-dört kişi de temizlik şirketi elemanı, 3 kişi mahalleden yaşlı amcalar. Yalnızca 2-3 kişinin başında takke vardı.
Dün, Cuma namazını Kocatepe Camiinde kıldım. Etrafıma baktım. 60-70 kişilik bir grupta ancak 6-7 kişinin başında takke sayabildim. Cami çıkışında yüzlerce kişiden üzerinde cübbe olan kimse gözüme çarpmadı. Ancak namazdan sonra caminin dış avlusundan caddeye çıkarken aceleyle cübbeli ve sakallı 30-35 yaşlarında iki kişinin caminin avlusuna hızlı adımlarla girdiğini gördüm. Bir gün önce ikindi namazını ise Kızılay`da bir kamu kurumunun bodrumdaki mescidinde kıldım. İmam gelemediği için cemaatten birisi imamlığa geçti. Baktım 17-18 kişiyiz. Kimsenin kafasında takke yok. Çıkardım ben takkemi imamlığa geçen arkadaşa verdim.
Sonuç itibariyle diyeceğim o ki; camide imamlığa geçeninden, İlahiyatta okuyan öğrenci ve öğretim görevlisine, günde beş vakit kılanların çoğu bırakın sarığı, cübbeyi hatta maalesef takkeyi bile terk etmiş görünüyor. Ramazanda TV`lere çıkıp Kuran-ı Kerim okuyan çoğu imamın kafasında takkeyi, çenesinde sakalı, dudağında bıyığı bile yok, ama boynunda kravatını görüyoruz.
Camide kıldığı namazda kafasına sarık sarmayan, hatta takke bile kullanmayan Müslümanlar, orduevlerinde davul zurnanın çalındığı, insanları eğlendiği düğün salonlarına mı cübbe ve sarıkla gelecekler?
Bizler, bu geldiğimiz acınası noktada ibadetlerimizdeki ciddiyetsizlikten dolayı endişe etmeliyiz, ancak malum medyanın yenilenen düğün salonu yönetmeliğinden ve Müslümanım diyenlerin geldiği bu noktadan endişe etmesine gerek yok.
Araştırmacı Mustafa Yakutcan / Habervaktim.com