ŞANLIURFA - Birecik Uhuvvet Der'den yapılan basın açıklamasıyla Mustazaf Der'in kapatılması ve kınandı. Gaziantep'te başörtülü okumak isteyen öğrenci velisine ceza verilmesinin de kınandığı açıklamada, verilen cezalar, yeni nesil 28 Şubat hukuk ve bürokrasi cinayeti olarak tanımlandı.

Mustazaf Der'in Kapatılması Kaygılara Neden Olmuştur
Yasal olarak gerekli bütün prosedürler yerine getirilerek kurulan bir derneğin, yasal izinler alınarak yaptığı faaliyetlerin nerdeyse tamamının sanki yasadışı ve gizli olarak yapılan faaliyetlermiş lanse edilmesinin kaygılara neden olduğu belirtilen açıklamada; "Sivil anayasanın yazılmaya başlandığı bu günlerde özellikle demokratik ve daha özgürlükçü bir anayasa vurgusu yapan hükümet, daha az demokratik ve özgürlükler konusunda sınırlı olan şu andaki yasalara göre faaliyete bulunan bu derneğin kapatılması konusunda acaba ne düşünüyor" diye soruldu.

"Özellikle Mustazaf-Der gibi, Müslüman halkın dertleriyle dertlenen diğer derneklerin de aynı şekilde haksız ve hukuksuz olarak kapatılmayacağına kim inanır" ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, "Desteklenmesi gereken Mustazaf-Der'in kapatılmasını şiddetle kınıyor başta Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Hükümet olmak üzere bütün yetkili ve sorumluları görevlerini yerine getirmeye davet ediyoruz" denildi.

"Hakkını Talep Edenler Terörist Muamelesi İle Cezalandırılmıştır"
Bursa ve Gaziantep'te başörtülü öğrenci velilerine verilen cezaların da hatırlatıldığı açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Bilindiği gibi Bursa'nın Gürsu ilçesinde YİO da okuyan Sedanur Polat'ın babası Mehmet Polat'a ceza verildi. Öğrencinin eğitim hakkı engellendiği için okul yönetimi ile görüşme isteği terörle mücadele ekipleri tarafından engellenmiş hukuksuzluk yapanlar korunmuş, hakkını talep edenler de terörist muamelesi yapılarak cezalandırılmıştır.

"28 Şubat Yeni Sürümü İle Karşımızda"
Bu hukuksuzlukların bir örneği de Gaziantep'te yaşandı. Tıpkı Bursa'da olduğu gibi bütün dönem boyunca öğrencisi (kızı) başörtülü olduğu için okula alınmayan Güllü Çevik, kızının öğrenim hakkının engellenemeyeceğini ısrarla okul yönetimine belirtmesine rağmen kızı okula alınmamış. Okul yönetimini şikayet etmek için gittiği karakolda savcılığın talimatıyla silahlı terör örgütü üyesi gibi gözaltına alınmış, saatlerce sorgulanmış, neticede kendisi hakkında açılan davada 2 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılarak yeni nesil bir hukuk cinayeti işlenmiştir. Düşünebiliyor musunuz kanunlarla mecburi olan eğitimi engelliyor sonra gelip bu kanuni hakkını isteyen ve üstelik bir de bayan olan bir veliyi eğitim ve öğretime engel olduğu için! Cezalandırıyorsunuz tıpkı İsraillilerin Filistinlilere yaptığı gibi. Bu hukukçu ve haklıyı korumakla memur olan kolluk kuvvetlerinin bu marifetlerine ne demek lazım. Anlaşılan şu ki 28 Şubat yeni sürümü ile karşımızda. Bunu başka bir şekilde izah etmek mantık dışıdır."


Son olarak Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bütün ilgili ve sorumlu kurum ve kuruluşların görevlerini yerine getirmeye davet edildiği açıklamada, "Yapılan bütün bu haksız ve hukuksuz uygulamaları şiddetle kınıyoruz. Müslüman halkımıza ve bütün sivil toplum kuruluşlarına bu hukuk cinayetlerine karşı seslerini yükselterek karşı koymaya davet ediyoruz" denildi. (Ömer Elmaoğlu - İLKHA)