2 aydan fazla süredir Suriye`de bulunan Türk Gazeteciler Adem Özköse ve Hamit Coşkun İHH ve MAZLUMDER’in çabalarıyla serbest bırakıldı. Sivil toplum kuruluşunun çalışmalarının sonuç vermesi ile özgürlüğe kavuşan gazeteciler için Mazlumde bir açıklamada bulundu..

ADEM VE HAMİTİHH CE MAZLUMDER İLE SERBEST BIRAKILDI

Belgesel çekimi için gittikleri Suriye`de kaçırılarak tutuklanan ve 57 gün boyunca kendilerinde haber alınamayan gazeteciler Adem Özköse ve Hamit Coşkun, İHH ve MAZLUMDER tarafından yürütülen insani diplomasi sonucu serbest bırakıldı.

Serbest bırakılmalarının ardından uçakla Tahran’a getirilen Adem Özköse ve Hamit Coşkun’un yanında İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım ve MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Recep Karagöz vardı. Gazeteciler İstanbul’a vardıklarında ilk olarak havaalanında bir basın toplantısı yaptılar. 13 Mayıs Pazar günü ise İHH’da basın toplantısı düzenleyerek yaşadıklarını anlattılar.

Toplantıda ilk olarak konuşan İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, Özköse ile Coşkun`un getirilme sürecini anlattı. Yıldırım, Özköse ile Coşkun`un kaçırıldığı günden bu yana izlerini sürdüklerini ve MAZLUMDER ile beraber “insani diplomasi” çerçevesinde bir çalışma başlattıklarını anlatarak, iki gazetecinin Suriye`de kaçırılmasının Türkiye`de büyük bir gündem oluşturduğunu ve herkesin bu olaya sahip çıktığını kaydetti.

Yıldırım, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu`nun bu konuyu her vesile ile gündeme getirdiklerini ve Suriye rejiminden bırakılmalarını istediklerini belirterek, bütün siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının her iki gazeteciye sahip çıktığını anlattı. Yıldırım ayrıca, İran`ın gayretleri ile Suriye yetkililerine ulaştıklarını ve 2 gazetecinin yerlerini tespit ettiklerini dile getirerek, Suriye yetkililerine diyalog kapılarını açık tuttukları, İran yetkililerine de destekleri için teşekkür etti.

Daha sonra konuşan MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Recep Karagöz de, her iki gazetecinin özgürlüklerine kavuşmaları için kendilerine yardımcı olan herkese teşekkür etti. Karagöz konuşmasının devamında “Bu süreçte özellikle İHH ve MAZLUMDER’in insani diplomasi çabaları ile bu sonuca ulaştık. Ayrıca Kudüs TV yöneticileri de İranlı ve Suriyeli yetkililer de gerekli çabayı sarf etmişlerdir. İki gazetecinin aile ve ülkelerine kavuşması son derece sevindirici olmuştur” dedi.

Karagöz’ün ardından konuşan Adem Özköse, “Biz Hamit ile birlikte çatışmaların içinde kalan, yaşanan sıkıntıları gözlemleyen Suriyeli bir çocuğun belgeselini çekmek için Suriye`ye gitmiştik” diyerak çekimlere başladıktan kısa bir süre sonra Esed yanlısı milisler tarafından kaçırıldıklarını söyledi. Kaçırıldıkları an çatışmanın ortasında kaldıklarını belirten Özköse, kaçırıldıktan sonra elleri ve gözleri bağlı bir durumda farklı farklı evlerde 11 güne yakın tutulduklarını anlattı. Kaçıranların daha sonra kendilerini Suriye yönetimine verdiklerini ve helikopter ile Şam`a götürüldüklerini kaydeden Özköse, Şam`da hücrelerde kaldıklarını ve 53 gün boyunca yerde yattıklarını ve bir süre Hamit Coşkun ile birbirlerini göremediklerini ifade etti. Özköse, İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım geldikten sonra Hamit Coşkun ile aynı hücrede kalmaya başladıklarını dile getirdi.

Hamit Coşkun`u görene kadar 11 gün yemek yemediğini belirten Özköse, “Sürekli birbirimizi görmek istiyorduk fakat göstermiyorlardı” diye konuştu. Özköse, hücrede kaldıkları süre içinde birçok şeye şahit olduklarını ve bunları zamanla paylaşacaklarını belirtti.

Uluslararası ilişkilerde vicdani diplomasi diye yeni bir konsept oluştuğunu dile getiren Özköse, kurtarılmalarını, “Ben kalbin, vicdanın, duanın silahlardan daha güçlü olduğuna inanıyorum. Bu süreçte de, vicdani diplomasi, kalp, dualar silahlara galip geldi” diye nitelendirdi.

Kendileri için dua eden kurtarılmalarında katkısı bulunan herkese teşekkür eden Özköse, gazetecilere de bir meslektaş olarak kendilerine sahip çıktıkları için teşekkür etti.

Özköse, “Suriye`de içeride 13 tane daha meslektaşımız, batılı gazeteciler var. Onların da serbest kalmasını istiyoruz. İçeride kadınlar ve çocuklar var” dedi.

Özköse, “En güzel senaryoyu Allah yazıyor. Çıktığımızda bunu bir kez daha hissettik. Rabbim oralara kimseyi düşürmesin. Bizim yaşadıklarımızı, kimseye yaşatmasın. Biz özgürüz. Suriye halkının da bir an önce özgür olmasını temenni ediyoruz” diye konuştu.

Tutuklu kaldıkları süre içinde işkence görmediklerini belirten Özköse, gözleri bağlı bir şekilde sorgulandıklarını ve kendilerine “Niye Türkiye sizi bu kadar çok istiyor?” sorularını işittiklerini ifade etti.

Hamit Coşkun da, Suriye`de 2 ay boyunca güneş görmeyen bir hücrede uyandıklarını ifade ederek, “Özgürlük dünyanın en güzel şeyi” dedi. Tahran`a indiklerinde hangi günde olduklarını bile bilmediklerini dile getiren Coşkun, “Çok şükür kurtulduk. Orada özgürlüğü bekleyen bir sürü insan var” diye konuştu.

MAZLUMDER İstanbul Şubesi Basın Bürosu